Gün ortasında ve metropolün merkezinde, herkesin gözü önünde bir cinayet işleniyor.
Peygamberimize (asm) hakaret eden Danimarkalı karikatüristin resimlerini Fransa’da yayımlayan Charlie Hebdo dergisine silâhlı baskın düzenleyen teröristler, ikisi polis olmak üzere toplam on iki kişiyi katlediyorlar. Sonra da bir arabaya binip şehrin kuzeydoğusuna doğru kaçıyorlar. Teröristlerin mükemmel Fransızca konuştuklarını görgü şahitleri belirtirlerken, polis de bu aptalların pasaportlarını gasp ettikleri otomobilde unuttuklarını söylüyor. Yani iki Cezayirliye ait pasaport. Şerif ve Said K. kardeşlerle Murad D.’nin isimlerini şimdiden öğrenmiş bulunuyoruz. Anlayacağınız şekliyle, teröristler şimdilik sırra kadem bastılar. Tıpkı Madrid istasyonunda Londra metrosunda veya Almanya’daki Türkleri yakan cinayetlerde olduğu gibi... Belki de New York İkiz Kulelerini uçuran teröristleri de bunlara katabiliriz. Dünyada teknolojinin en ileride emniyette kullanıldığı metropollerdeki cinayetlerin failleri ne hikmetse hep meçhul kalıyor.
ZAMANLAMAYA DİKKAT
İki aya yakındır, Almanya’da sosyal medya üzerinden bir fitne kazanı kaynatılıyor. İsimler, şahıslar unutulduğundan yalnızca arşivler için önemli: PEGIDA
Almanya için alternatif hareketi, komünist Nazi hareketleri ve neoliberallerin bütün renkleri neredeyse bir kare içinde görünürken, Cezayirli teröristler Charlie Hebdo’yu basıyorlar. Fransa devlet başkanı Hollande’nin, dinsiz ve ahlâksız Sarkozy’nin buradaki Müslümanlara uyguladığı mengeneyi sökmeye çalıştığı ve Nicola’nın da tekrar Muhafazakâr Parti’nin başına geçtiği bir anda oluyor, bu cinayet... Yani Müslümanlara ve Yahudilere karşı Sarkozy’nin elini güçleştirecek bir cinayet... PEGIDA’nın sözcüleriyle İsviçre’deki İslâm düşmanı kabare sanatçısı Andrees Thil sevinç içinde haklılıklarını medyada ilân ediyorlar, bu gün... Daha ilginci, ahlâken çok düşük ve medyadaki ahlâksızlarca desteklenen sanatçı Michel Haullebecg’in yıllardır hazırladığı İslâm karşıtı romanı bu günlerde kitapçılara servis ediliyor. Barış ve insanlık karşıtlarının İslâmiyeti bahane ederek, yandaşları medya vasıtasıyla insanları sokaklara dökmeye çalıştığı bir zamanda, Avrupa’nın en önemli merkezlerinden birinde işlenen cinayetin tesadüf olduğuna siz de inanmadınız, değil mi?
HEDEF, AB’Yİ ÇÖKERTMEK OLMALI
Avrupa’daki Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında ‘insaniyet’ ortak paydalı çalışmalar, dünyayı hasis menfaatleri uğruna çatışmaya sürükleyen Troçkistleri hakikaten korkutuyor. Dünya barışı, Doğu-Batı kültürleri ittifakı, insaniyeti maddeten ve manen yükselmesi; açlık, yoksulluk, ahlaksızlık ve rüşvetle yapılan mücadele için bir araya gelen Müslümanlarla Hıristiyanların ortak çabaları 11 Eylülcüleri paniğe sürüklemiş olmalı ki, netice itibarile AB’yi zayıflatacak ve sıkıntıya soracak icraatlara başvuruyorlar.
AB’nin motoru hükmündeki Almanya’nın enerjisini Ukrayna meselesinde heba eden Merkel’in Neocon ekibiyle çalıştığını söyleyegeliyoruz. Sarkozy, Merkel ve Cameron’un gözü önünde Avrupa’daki gençleri terörize eden Neoconlar bir tarafta BOP’taki hedeflerinden IŞİD ile koplamk istemezken, diğer taraftan da aynı terör gruplarıyla AB’yi korkutmak istiyorlar. AB’nin “millî devletlerin iradeleri altına alma” girişimi Amerika’daki meşhur aileleri, hem çekirge ve köpekbalığı fonlarını ve hem de Londra’yı keyiflerince kullanan neoliberalleri korkutuyor. Düzen, barış, insaniyet, çevre, ahlâk düşmanı neocon ve neoliberallerin bu defaki AB’deki ittifakları fazla sürmeyeceğe benziyor. Zira ne Fransa ve ne de Almanya bu demode olmuş senaryoların topraklarında oynanmalarına rıza göstermezler. Bu oyunları Fransa-Almanya politikalarını tahrip edeceklerini (Türkiye’deki siyasî zemini tahrip edip devleti krize sürükledikleri gibi) çok iyi biliyorlar. Kuvvetli bir AB’nin hem Amerika’daki demokrasiye hem de müstakbel Asya demokrasisine hayat taşıyacağını bilen komünist ve mason ittifağı elini tutmaya çalışıyor.
NETİCE
Paris’teki Charlie Hebdo cinayetiyle, ahlâksız karikatürleri yayımlayan birçok gazeteye söyleyecek sözümüz kalmadı, şimdilik. Nikâha karşı gelen ve Uzakdoğ’daki kadın ticaretini savunan ahlâksız romancının 2022 yılında, Fransa’ya Müslümanların başkan olacağı herzesi işitilmeye başladı. Fransız sosyal siyasal bilimci Jean Michel Vernachet’in öngörüsü, yani IŞİD terörünün Neoconlarca Suriye ve Irak’tan AB’ye ithal edileceği endişesi de böylece gerçekleşmiş oluyor.
Fransa cinayetinin failerinin bulunması herkesten önce Müslümanları memnun edcektir. İnşaallah yakalarlar... Fakat Kemalistlerle Troçkistlerin ittifakıyla gerçekleen cinayetlerin çoğu tarihin karanlıklarına gömülürler. Uğur Mumcu, Hablemitoğlu, Bahriye Üçok, Sivas, Madımak cinayeti, Zirve Kitabevi, İtalyan Rahip ve Hırant Dink gibi daha yüzlerce cinayet... Avrupa ve Amerika’dakilerini her halükârda zikretmiştik. İnsanlıkla İslâmiyetin el ele vermesinden korkuyorlar. Umarız ki, bu cinayetin failleri meçhul kalmazlar... Ve bu cinayetlerden Sarkozy ve Merkel yeni dönemler devşirmezler...
Not: (Bu yazı yazıldığında saldırıyı düzenleyenlere karşı yapılan operasyon devam ediyordu).