Asr Suresi meselemizi hem izah ediyor, hem de tespit edip kök sebebini nazarlara vererek felâketin vahametini betimliyor. Mü’min olan bir kul bu surenin ilk iki ayetini okuyup anladığında dehşete kapılacakken son ayet imdada yetişip muazzam bir kurtuluş reçetesini sunarak bizleri ümitsizliğin karanlık derelerinden kurtarıyor. Hem hidayetin, emân ve emniyetin en selâmetli dağına çıkarıyor elhâmdülillah. Evet, iman ve kurtuluş reçetesi olan bu ümit; Âhirzaman gençliğinin en güvenilir istinat noktası oluyor. Böylelikle de Âhirzaman’daki genç, bu istinat noktası ile; gelecek felâketlere karşı korunaklı manevi bir kaleye sığınarak imanını, izzetini ve iffetini muhafaza ediyor. 

Bir hatıra ile devam edelim: O zamanlar, liseli gençlerle birlikte her hafta mutat olarak yapılan derslere iştirak etmiştik. Dersi okuyan ağabey, –Allah kendisinden razı olsun– derste müstemî (dinleyici) konumunda olan biz liseli gençlere: “Gençlik deyince aklınıza ne geliyor?” sorusunu yönelterek genç dimağlarımızda beyin fırtınası yapmamıza vesile olmuştu. Biz liseli gençler de soruya kendi penceremizden bakarak cevaplamıştık. Gençlik deyince biz gençlerden gelen cevapları, özet bir şekilde şöyle sıralayalım; ‘enerjik’, ‘dinamizm’, ‘her isteğini yapabilen’, ‘en özgür olduğumuz zaman’, ‘en güçlü olduğumuz zaman’, ilâ âhir...

İşte biz liseli gençlerin vermiş olduğu bu cevaplar, gençliğin mahiyetini özetlemektedir. Her birimiz gençliğin farklı bir yönüne temas ederek gençlikten anladığımız manaları paylaşmış, derse katkıda bulunmuştuk. 

Gençlik özellikle de sosyalleşme çatısı altında, su-i istimalâta açık olan sosyal medya aracılığıyla daha da tehlikeye sürüklenmektedir. Bize verilen duyguları vech-i tevfikine kanalize etmek isabetli olacaktır. Buradan da hareketle sosyal medyanın yarar sağlayacak şekilde kullanılması gerekir. Amacına uygun kullanılmaması durumunda, birçok problemlere yol açacağı âşikârdır. 

“Delikanlı” diye tabir edilen gençler, bilhassa bu Âhirzaman’da birçok manevî saldırıya maruz kalarak savunmasız bir hale gelmiştir. Çaresizliğe sürüklenen bu gençliğin imdadına koşmak büyük bir hizmettir diye inanıyorum. Gençliği kurtarmak demek, nesl-i âtîyi güvene almak demektir. Çünkü bugünün gençleri yarının toplumuna hizmet eden insanları olacaktır. Eğer gençlik müttakî olursa nesl-i âtî de muttakî yetişecek ve toplumdaki ahlâk ve fazilet düsturları hayat bulmaya devam edecektir inşaallah.