"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gâvura kızıp oruç bozulmaz

Serdar AKTAŞ
27 Eylül 2012, Perşembe
Hava gibi şeffaf bir sîrete, su gibi lâtif bir sûrete, toprak gibi sağlam bir dirayete, ateş gibi sûzan bir sirayete malik olan Zat-ı Ahmedî (asm) hakkında tezyif ve tahkirde bulunmak veya îmâ etmek şeytanın bile ithamından haya edeceği bir cürümdür ki, bu densizliği ancak dalâlet karanlığında yolunu şaşırarak gayya kuyusuna yuvarlanmış, kurtulmak için ışığa doğru tırmanacağına bilâkis aleve gark olmak için ısrarla yeri tırmalayan dinsiz ahmak ve cahiller irtikap eder.

Hangi karanlık hesapların, kirli ellerin ve habis fikirlerin mahsulü olduğu gün geçtikçe meydana çıkan meş’um bir filmde Hazret-i Peygamber’e (asm) hakaret edilmesine haklı olarak tahammül edemeyen Müslümanların protestoları İslâm coğrafyasını, hatta Avrupa ve Amerika’yı bile sarmış durumda. Öyle ki bu tepkiler çığırından çıkarak öldürmeye ve yakıp, yıkmaya kadar vardı. Biliyoruz ki küfrün şe’ni yalandır, tahkirdir, zulümdür. Lâkin hadd-i vasatı imtisal eden, müsbet harekete memur olan ve kötülüğe karşı iyilikle mukabele etmesi gereken Müslümanlara ne oluyor ki aşırıya kaçıp menfî hareketlere giriftar oluyorlar.
Önce Danimarka’daki karikatür olayı, ardından Amerika’da bu film, sonra Fransa’da karikatürler vesâire bize gösteriyor ki bu olayların arka planında asıl başka filmler çevriliyor. Ve ne yazık ki senaryosu evvelce yazılan bu filmlerin mütemmim bir cüz’ü olarak, fevkalâde safderunluğu dolayısıyla bu asırdaki ehl-i İslâm’a figüranlık rolü biçilmiş. Eski Türk filmlerindeki “Allah’ını seven bir taş atsın!” repliğiyle galeyana gelen güruh misillü haddi aşan bu protestocular da, kalabalığın içine sızan art niyetli kişilerin teşciiyle etrafa saldırıyor ve gayri İslâmî hareketlerde bulunuyor. 
Amma velâkin gâvura kızıp oruç bozulmaz, âyet ve hadislerle çizilen İslâm’ın sınırları hele ki İslâmî hassasiyet iddiasıyla aşılmaz. İçinde bir tek zalim var diye dokuz masumun bulunduğu hane yakılmaz. Şayet yakılırsa haklı dâvâda masumlara zulmedilmiş olur ki bu İslâm’ın tesis ettiği adalet anlayışına münafi olur. Hem İslâm’ın zarif, nazenin, parlak, irfanî ve derunî yüzünü göstermek sûretiyle Müslümanlar aleyhinde oluşan olumsuz düşünceleri izale etmek ve İslamofobi tezini boşa çıkarmak için hassas davranmak zamanıdır. Sessiz kalalım demiyorum, ama karanlığa bağırmanın kimseye de faydası yok.
Türkiye’de yeni eğitim sisteminde seçmeli ders olarak en fazla Siyer dersinin tercih edildiği haberini duyduğumda kendi kendime “İşte en iyi protesto bu!” dedim.
Hazret-i Peygamber’i (asm) anlamak ve anlatmaktan, onun (asm) sünnetini nefsimizde yaşamaktan ve neslimize yaşatmaktan, dâvâsını idame ve ilân etmekten daha güzel protesto nasıl olabilir ki?

Okunma Sayısı: 2296
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı