Bir kısım arkadaşlarımın bildiği gibi, ben şu an; Üstadın bahtiyar Alman milleti dediği memleketteyim ve nasip olursa bayrama döneceğim.
Dünyanın hâl-i pür melâline bir de buradan bakmak istedim. Çünkü burası; Almanlar gibi bizim de ahirzaman alâmeti olarak ineceğine inandığımız Mesihin şahs-ı manevîsidir. 19. asrın en meşhur feylesofu Prens Bismark’ın ve Goethe gibi düşünürlerin memleketlerinin o kadar da boş olmadığına inanıyorum.
Almanya ve Türkiye konum olarak âlem-i insaniyeti kurtarmanın nirengi noktalarıdır. Zira, Hz. İsa Fahr-i Cihan Efendimiz’den (asm) bir önceki peygamber ve ahirzamanın en dehşetli zamanlarında semadan indirilip, Hz. Mehdiye yardım ederek insanlığın kurtuluşuna vesile olacaktır. O hâlde Türkiye Hz. Mehdî’nin, Almanya da, Hz. Mesih’in şahs-ı manevîsidir ve artık şahs-ı manevîler çarpışıyor, insanlığın kurtuluşu da bu ikisi ile olacaktır.
Bunun için, meselenin şuurunda olan bütün Müslümanların himmet, gayret ve dualarını intizar ediyorum. İlgililer bilir ki, bu Alman milletiyle bizim tarihte de birçok birlikteliğimiz vardır. Mesela:
Âlem-i İslâm’ı bitirmek maksadı ile başlatılan Haçlı Seferleri’ni bu milletin, o zaman birleşik Haçlı ordular baş komutanı olan kralı bitirmiş, 93 Harbi denilen o menhus ve kıyamet alameti olan Osmanlı Rus harbinin sonundaki imhadan Osmanlı’yı Ayastafanos anlaşmasını Berlin anlaşmasına çevirerek yine bu milletin kralı kurtarmış ve yine âlem-i İslâmı yok etmek için başlatılan 1. Dünya Savaşı’nda hem de dindaşları olan Hiristiyan dünyasına karşı yanımızda olan tek devlet yine Almanya’dır. Yine 2. Dünya Savaşı’nda ateizm adına Rus ve müttefiklerinin Türkiye ve âlem-i İslâmın imhasını engelleyen yine Almanya’dır. Bu günde yine dünyanın her devletinden daha fazla işçimizi barındıran da, yine Almanyadır.
Üstad Hazretleri bu gerçeklerin hepsini bilerek bu millete “Bahtiyar Alman Milleti” demiş ve ahirzaman alameti olan Hz. İsa’nın (as) iki minare boyundaki Deccalın öldürülmesini de, yine sahih hadise dayanarak, Almanlar üzerinden Kastamonu Lâhikası’nda şöyle haber vermiştir:
Hz. İsa (as) Deccal ile mücadelesi zamanında “Hz. İsa (as) onu öldüreceği vakitte, on arşın yukarıya atlayıp sonra kılıncı onun dizine yetiştirebilir” derecesinde “vücutça o derece Deccalın heykeli Hz. İsa’dan büyüktür” mealinde rivayet var. Demek Deccal Hz. İsa’dan (as) on, belki yirmi misli yüksek kametli olmak lazım gelir. Bu rivayetin zahirî ifadesi sırrı teklife ve sırrı imtihana münafî olduğu gibi nev-i beşerde carî olan âdetullaha muvafık düşmüyor.
Hâlbuki, bu rivayeti, bu hadisi, haşa, muhal ve hurafe zanneden zındıkları iskat ve zahiri aynı hakikat itikat eden ve o hadisin bir kısım hakikatlerini gözleriyle gördükleri hâlde daha intizar eden zahirî hocaları dahi ikaz etmek için, o hadisin bu zamanda da, aynı hakikat ve tam muvafık ve mahz-ı hak müteaddit manalarından bir manası çıkmıştır. Şöyle ki:
İsevîlik dini ve o dinden gelen âdatı müstemirresini muhafaza hesabına çalışan bir hükümet (Alman) ile, zulmetli pis menfaati için dinsizliğe ve bolşevizme yardım edip tervic eden diğer hükümetlerin (İngiliz, Rus, Çin Amerika vs.) şahs-ı manevîleri tecessüm edip bir insan suretine girseler üç cihette bu müteaddit manaları olan hadisin bu zamanda aynen bir manasını gösteriyor. Eğer o galip hükümet netice-i harbi kazansa bu işarî mana dahi mana-i sarih derecesine çıkar. Eğer kazanmasa da yine bir muvafık mana-i işarîdir.
1. Cihet; din-i İsevî’nin hakikîsini esas tutan İsevî ruhanîlerin cemiyeti ve onlara karşı dinsizliği terviçe başlayan devletler tecessüm etseler, bir minare yüksekliğinde bir insanın yanında bir çocuk kadar da olamaz.
2. Cihet; resmî ilanıyla “Allah’a istinat edip, dinsizliği kaldıracağım, İslâmiyeti ve İslâmları himaye edeceğim” diyen bir hükümet (Almanya) yüz milyon küsür iken, dörtyüz milyona yakın nüfusa hükmeden diğer bir devlet ve dörtyüz milyon nüfusa yakın ve onun müttefiki olan Çin’e ve Amerika’ya ve onlar ise zahir ve müttefik oldukları olan Bolşeviklere (Rusya’ya) galibâne, öldürücü darbe vuran o hükümetteki muharip cemaatin şahs-ı manevîsi yine minare boyunda bir insana nispeten küçük bir insanın nisbeti gibi olur.
3. Ekser Asya, Afrika, Amerika ve Avusturalya’ya karşı galibâne harp eden, Hz. İsa’nın vekâletini dava eden ve Hz. İsa’nın inişinin tezahürü olan paraşütlerle düşmanların tepesine inen 2. Dünya Savaşı ile Almanya olabilir. Hatta bunun en bariz şekli ve sonucu da, 1990’larda yirmi beş yaşlarında bir Alman gencinin bir pır pır uçakla kızıl meydana inip, büyük deccal olan kominizmin beyninin dağılması ve böylece insanlığı o beladan da, yine bahtiyar Alman milleti kurtarmış olmasıdır. Artık insanlığın bu meseleye kafa yorması bu hadis-i şerifin tezahürlerini anlaması şarttır. O uçağın inişi dahi Hz. İsa’nın nüzulünün maddeten bir numunesini gösteriyor. Yani mana-i işarîsiyle başka hakikatleri de, ifade ettiği gibi, bu hakikate de, mucizene işaret ediyor.
Böylece insanlığın İslâmla kurtulmasına da, Almanların vesile olacağına dair işaret ve beşaretler vardır. Vesselam.