5 mayıs 1954 tarihinde doğdu. Memleketi Beyşehir. Selçuk Üniversitesi’nde okudu. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmenlik ve çeşitli kademelerde 43 yıl görev yaptı.
Risale-i Nur’ları tanıyınca hayatını ona göre şekillendirdi. İzmir’in Tire ilçesi onun hayatında maddi ve manevi olarak çok önemli bir yere sahip. Tire’de öyle dostlarla tanıştı ki hem dünya hem de ahiret dostlarıydı onlar...
Kendisi daima güler yüzlü, vakarlı bir duruşa sahip, şahsiyetli ve kültürlü bir insandı. Dostları ile birlikte olduğu zaman yüzünde güller açardı. Arkadaşları tarafından da çok sevilen ve saygı duyulan bir kişiliğe sahipti.
17 mart Cuma günü, bir süredir devam eden hastalığı sebebi ile mübarek Ramazan ayına bir hafta kala misafir olduğu bu dünyadan asıl vatanına gitmek üzere yola çıktı. Ramazan ayını inşallah daha önce Berzah Alemine göçmüş olan dostlarıyla ihya ederler. Çünkü Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri alebelerine yazdığı bir mektupta Risale-i Nur talebelerinin berzahda, talebe-i ulum gibi bir hayat geçirecekleri anlamına gelen müjde vermektedir.
Metubat’da da (20. Mektup) da şu müjde var:
DOKUZUNCU KELİME :
“Ey bîçareler! Mezaristana göçtüğünüz zaman “Eyvah, malımız harap olup, sa’yimiz heba oldu. Şu güzel ve geniş dünyadan gidip, dar bir toprağa girdik” demeyiniz, feryat edip me’yus olmayınız. Çünkü sizin her şeyiniz muhafaza ediliyor. Her ameliniz yazılmıştır, her hizmetiniz kaydedilmiştir. Hizmetinizin mükâfatını verecek ve her hayır elinde ve her hayrı yapabilecek bir Zat-ı Zülcelâl, sizi celb edip yer altında muvakkaten durdurur, sonra huzuruna aldırır. Ne mutlu sizlere ki hizmetinizi ve vazifenizi bitirdiniz. Zahmetiniz bitti; rahata ve rahmete gidiyorsunuz. Hizmet, meşakkat bitti; ücret almaya gidiyorsunuz.”
Zübeyir Arıcan hocamıza Allah’tan Rahmet diliyoruz. Mekanı Cennet olsun inşallah.