Hz. Peygamber (asm): “Aldatıcı yıllar gelecek” buyurmuştur. Peygamberimiz (asm), peygamberlerin sonuncusudur. Ahir zaman Peygamberidir. Kıyamete kadar olacak önemli hadiseleri nübüvvet gözüyle görmüş, Cenab-ı Hak kendisine bildirmiş ve o da bize bildirmiştir.
Mesela bir Hadis-i Şerifinde “Kostantiniyye muhakkak fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.” demiştir.1
Buradaki bu kesin ifade, bir çok defa İslam ordularının Bizans’a kadar gelmesine sebep olmuş ve en sonunda da Sultan Fatih, Peygamberimizin (asm) müjdesine nail olmuştur. Peygamberimiz (asm), daha pek çok hadisi ile de ahirzaman ümmeti olarak bizleri uyarmış, yanlışa ve hataya düşmememiz için ikaz ve tenbih etmiştir.
Ebû Hureyre’den (ra) gelen bir rivayete göre Rasulullah (sallalahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: “İnsanlar üzerine yağmurun bolluğu, fakat veriminin azlığıyla aldatıcı öylesi yıllar gelecek ki, o zamanda yalancı adam doğrulanacak, doğru adam yalanlanacak, hain adama güvenilecek, güvenilir adam da hainlikle itham edilecek. Yine (o devirde) kamu işlerinde ruveybida adam söz sahibi olacaktır. ‘Ruveybida adam nedir?’ diye sorulunca, Peygamber (sav); ‘önemsiz, basit, bilgisi kıt, aciz, fâsık ve sefih adamdır’ diye cevap verdi.”2
Yaz aylarının başından itibaren gelen aşırı yağmurlarla bir çok şehirde sel felaketleri meydana gelirken, bu yağmurlar sebebi ile ürünler de zarar gördü. Erikler, kirazlar, zeytinler, bağlar (üzümler) köylülerin ifadeleri ile daha önceki yıllarda görülmedik şekilde bereketsiz kaldı. Görüştüğümüz bazı köylülerin, “Bahçemizden bir tane kiraz yiyemedik” veya “Bir erik dahi yiyemedik. Hiçbir zaman böyle olmamıştı” dediklerine şahit olduk.
Bu dünyada Allah’ı tanımak, Onun peygamberleri ve kitapları vasıtası ile bildirdiği emir ve yasaklarına göre hareket ederek kulluk etmek mecburiyetinde olan insanların yapmış olduğu hata ve günahlar, Hafiz ismi ile kaydedilmektedir. Ahirette muhakkak muhasebesi görülecektir.
Ancak bu dünyada da Cenâb-ı Hak yapılan hata ve yanlışları çeşitli musibetlerle uyarmakta ve kullarını doğruya sevk etmektedir.
Bu hadiselere birer tabiat olayı olarak bakmamak, ders çıkarıp ona göre yanlıştan dönmek insanlığın gereğidir.
Dipnotlar:
1) Bu hadisin kaynağı için bknz: el-Hâkim, el-Müstedrek, 4:422; Buharî, Târihü’s-Sağîr, no. 139; Müsned, 4:335; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 6:218.
2) Kaynak: İbn Mâce, Fiten, 24; Ahmed, II/291, 338; III 220; vd.