Hz. Üstadmzn 1950de manevî ihtara binaen yaz-
drld¤ ve lâhikada neflrolunan bu hasbihali, Eflref
Edip Bey, bilâhere Sebilürreflad Mecmuasnda ve
Küçük Tarihçe-i Hayatta ayn imzalarla neflretmifl
ve Hz. Üstadmz da tekrar onu lâhikalara dahil et-
mifltir.
Demokrat Kardeßlere Tavsiye
Diktatörler ve flefler idaresinde memleketin dînini,
imann, cann, hayatn kasp kavuran merhametsiz es-
ki devrin farmason kullarnn flu can çekiflme devrinde
Demokratlara tevcih ettikleri silâhlarn en tesirlisi, onu
kendilerinden daha dinsiz göstermeye çalflmalardr. Bir
ksm dindarlk perdesine bürünerek, Demokratlarn mil-
lete vaad ettikleri din hürriyetini temin etmeyeceklerini
propaganda ediyorlar. Bir ksm da, irticâ himâye ediyor
ithâmyla Demokratlarn din hürriyetine taraftarlk etme-
sini önlemeye, kendileri gibi, Demokratlar da dini, din
müesseselerini tahrip etmeye, din ehline karfl fliddet
göstermeye sevk ediyorlar.
Demokrat Partinin, iktidar ele alr almaz komünistle-
re karfl fliddetli davranmas, di¤er taraftan ezan- Mu-
hammedînin serbestîsini temin etmesi, bu sebeple halkn
muhabbetini kazanarak kendi kuvvetinden yirmi defa da-
ha bir kuvvet elde etmesi Halkçlar müthifl endifleye dü-
flürdü.
bilâhere:
sonra, sonradan, sonra-
lar.
binaen:
-den dolay, bu sebep-
ten.
dahil:
girme, içinde olma.
Diktatör:
bütün siyasî ve idarî
yetkileri elinde toplayarak hük-
meden kimse.
dindar:
dinin emirlerini yerine
getiren.
ezan- Muhammedî:
Hz. Muham-
medin tebli¤ etti¤i dinin ezan.
farmason:
masonluk cemiyeti.
hasbihal:
halleflme; görüflüp ko-
980 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
nuflma, sohbet.
himaye:
koruma, muhafaza
etme.
idare:
yönetim, memleket ifl-
lerinin yürütülmesi.
ihtar:
hatrlatma, uyar.
iktidar:
güç, idareyi elinde
bulundurma.
iman:
inanç, itikat.
irtica:
gericilik, geriye dönme,
eskiyi isteme.
itham:
suç isnat etme, suçla-
ma.
komünist:
bütün mallarn or-
taklafla kullanld¤ ve özel
mülkiyetin olmad¤ iddiasn-
da bulunan düzen in mensu-
bu olan kimse.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
Mecmua:
dergi.
müessese:
kurulufl, kurum.
muhabbet:
sevgi, sevme.
müthifl:
dehflet veren, ürkü-
ten, dehfletli, korkunç.
neflr:
kitap basma, çkarma;
herkese duyurma, yayma.
propaganda:
bir inanç, dü-
flünce, doktrin v.b. ni baflkala-
rna tantmak, benimsetmek
amacn güden ve çeflitli vas-
talarla yaplan faaliyet.
serbestî:
serbestlik.
sevk:
yöneltme.
tahrip:
harap etme, ykma,
krp dökme, bozma.
taraftar:
tarafl, bir taraf des-
tekleyen.
temîn:
sa¤lama.
tevcih:
yöneltme, çevirme.
vaad:
söz verme, aht.