bayrammz doya doya ve kana kana kemal-i shhat ve
afiyetle seyr ü temaflalarnz, rahmet-i lâhiyeden maaile
duada berdevamz.
Cenab- Hak, dergâh- ulûhiyetinde dualarmz Ha-
bîb-i Kibriyâ hürmetine müstecab buyursun; âmin, süm-
me âmin!
Pek mübarek kalbî, rûhî, srrî dostum,
Bilmem, abd-i âcizi hatrladnz m? Her ihtimale kar-
fl hatrlataym: Yurdun her tarafnda mücahede-i milliye
devam ederken, zat- hakimanelerine, Ankarada müca-
hede-i milliyeye birlikte devam mutazammn, muhtelif
eflhastan on sekizi mütecaviz davetnameler geldi¤i za-
man, bu davetlere icabet edip etmemek hususunda, s-
tanbulda ikametgâhnzda beynimizde takarrür eden
günde buluflarak istiflare buyurdu¤unuz alay müftülerin-
den dost-i kadiminiz Ankaral Osman Nuriyim. Son za-
manlarda Millî Müdafaa Vekâleti Müftülü¤üne tayin olun-
dum. 25 seneye karib burada müftülük yaptm. Üç sene
evvel tekaüt oldum. fiimdi Ankarada evimde ikamet edi-
yorum. Zatnza ve ehl-i insan ve slâma leylünehar dua
ile imrar- hayat eyliyorum. En büyük emelim ve arzum,
ölmeden evvel, dünya gözüyle zatnz görmek ve ziyaret
etmek, hasbeten-lillâh bir sohbetinizde bulunmaktr. Bu-
nu canügönülden arzu eyliyorum.
Azizlerin azizi azizim,
Kemal-i tazimat ve tekrimatla zat- hakîmânelerinizi ve
Talebe-i Nuriyelerinizi aflk ve flevk ile selâmlar ve hatrlar,
abd-i âciz:
âciz, zavall kul.
alay:
üç tabur piyade veya befl
bölük süvari askerinden oluflan
askeri kuvvet.
âmin:
Yâ Rabbi! Öyle olsun, ka-
bul eyle! anlamnda duann so-
nunda söylenir.
aziz:
izzetli, muhterem, saygn.
berdevam:
devam üzere, daim,
devaml.
beyn:
ara, aralk.
canügönül:
gönülden, candan,
can ve gönülden, kalbin bütün
samimiyetiyle, kemal-i arzu ile.
davetname:
ça¤r pusulas.
dergâh- ulûhiyet:
Allahn huzu-
ru.
dost-i kadim:
eski dost.
dua:
Allaha yalvarma, niyaz.
ehl-i insan:
insanlar.
ehl-i slâm:
slâm toplulu¤u, Müs-
lümanlar.
eflhas:
flahslar, kimseler.
evvel:
önce.
Habib-i Kibriya:
Allahn en bü-
yük sevgilisi, Hz. Muhammed
(a.s.m.).
hasbetenlillah:
Allah rzas için,
Allah yoluna.
hürmet:
sayg.
icabet:
davete gitme, davete uy-
ma.
ikamet:
oturma, bir yerde kalma.
ikametgâh:
ikamet yeri, oturulan
yer, ev, hane.
imrar- hayat:
hayat geçirme.
istiflare:
danflma, birinin fikir ve
görüflüne baflvurma, fikir sorma.
kalbî:
samimî, içten, gönülden.
karip:
yakn.
kemal-i shhat ve afiyet:
tam ve
mükemmel shhat ve afiyet.
Kemal-i tazimat ve tekrimat:
tam bir hürmet ve sayg göster-
meler.
leyl ü nehar:
gece ve gündüz.
maaile:
aile ile beraber, ailecek.
Millî Müdafâa Vekaleti:
Millî Sa-
vunma Bakanl¤.
mübarek:
feyizli, bereketli, kutlu.
mücahede-i milliye:
millî müca-
dele, savafl.
Müdafaa:
savunma.
muhtelif:
türlü türlü, çeflitli.
990 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
müstecap:
duas) Allah tara-
fndan kabul edilen.
mutazammn:
içine alan,
kapsayan, havi.
mütecaviz:
aflkn, fazla, çok.
rahmet-i lâhîye:
Allahn
sonsuz rahmeti, lâhî rahmet.
ruhî:
ruha ait, ruhla ilgili.
selâm:
barfl, rahatlk, sela-
met ve esenlik dileme.
flevk:
fliddetli arzu, aflr istek
ve heves.
seyr ü temafla:
seyir ve te-
mafla, gezip görme.
srrî:
sr ile alâkal, gizlilikle il-
gili.
sümme:
tekrar ve tekrar.
takarrür:
karar altna alnma,
kararlaflma.
Talebe-i Nuriye:
Risale-i Nur
talebeleri.
tayin:
vazifeye gönderme, bir
ifle yerlefltirme, atama.
tekâüd:
emekliye ayrlmak.
zat:
flahs.
zat- hakimane:
hikmetle ifl
gören zat, kifli.