ve düflmanlar›n suikastlar›ndan muhafaza eyle; Kur’ân
ve iman hizmetinde daima muvaffak eyle. Ona s›hhat ve
afiyetler, uzun ömürler ihsan eyle
” diye dua ediyoruz.
Evet, Üstad›m›z Hazretleri,
Risale-i Nur’u dikkat ve tefekkürle okumak nimet-i uz-
mas›na nail olan biz bir k›s›m üniversite gençli¤i, bir hüs-
nüzan veya bir tahmin ile de¤il, tahkikî ve tetkikî bir su-
rette, sars›lmaz ve sars›lmayacak olan ilmelyakin bir kuv-
vet-i imaniye ile inan›yoruz ki; zemin yüzünün bu asra
kadar görmedi¤i bir vahflet ve dehfletin sebebi olan
dinsizlik ve ilhad›, Bediüzzaman, ortadan kald›rmaya
inayet-i Hak ile muvaffak olacakt›r.
Bizim bu kanaatimiz, safdilâne veya tahminle de¤ildir;
ilmî ve delile müstenit bir tahkik iledir. Bunun için, mu-
ar›z olan dahi bu hakikati kalben tasdik edecektir. Dua ve
flefkat buyurun; Kur’ân ve iman hizmetinde fedaî olal›m,
Risale-i Nur’u bir dakikam›z› bile kaybetmeden okuya-
l›m, yazal›m, ihlâs-› tâmma muvaffak olal›m.
Üniversite Nur
Talebeleri nâm›na
Abdülmuhsin
ì@Õ
afiyet:
sa¤l›k, esenlik.
asr:
yüzy›l.
dehflet:
büyük tehlike karfl›s›nda
korkma ve flafl›r›p kalma.
delil:
bir davay› ispata yarayan
fley, burhan.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
fedaî:
can›n› esirgemeyen, mü-
him bir maksat u¤runa can›n›
vermeye haz›r bulunan.
hakikat:
gerçek, esas.
hüsn-i zan:
iyi fikirde bulunup, iyi
olaca¤›n› düflünmek.
ihlâs-› tamme:
tam ihlâs, yapt›¤›
her iflinde Allah’›n emrini ve r›za-
s›n› gözetme.
ihsan:
ba¤›fllama, ikram etme, lü-
tuf.
ilhad:
islâm inanc›ndan dönme,
Allah’›n varl›¤›na ve birli¤ine inan-
may›fl.
ilmelyakîn:
ilim yoluyla kesin
olarak bilme.
ilmî:
ilim ile ilgili, ilme dair.
iman:
inanç, itikat.
inayet-i Hak:
her fleyin en do¤ru-
sunu yapan Cenab-› Hakk’›n ko-
rumas›, yard›m›.
kalben:
kalp ile, kalpten; içten ve
samimî olarak.
kanaat:
inanma, görüfl, fikir.
kuvvet-i imaniye:
iman kuvveti.
986 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
muar›z:
muhalefet eden, kar-
fl› ç›kan, muhalif.
muhafaza:
koruma.
müstenit:
istinat eden, daya-
nan.
muvaffak:
baflarm›fl, baflar›l›.
nail:
kavuflan, ulaflan, eren.
nam:
ad.
nimet-i uzma:
en büyük ni-
met, en büyük ihsan, lütuf.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
safdilane:
saf kalplilikle.
flefkat:
ac›yarak ve esirgeye-
rek sevme, içten ve karfl›l›ks›z
merhamet.
s›hhat:
sa¤l›k, esenlik.
su-i kast:
kötü kas›t, kötü ni-
yet; kötü kas›tla ifl yapma, tu-
zak kurma.
suret:
biçim, flekil, tarz.
tahkik:
do¤ru olup olmad›¤›n›
araflt›rmak, inand›¤› fleylerin
asl›n›, esas›n› bilerek inanma.
tahkikî:
araflt›rma ve incele-
me ile ilgili, inand›¤› fleylerin
asl›n›, esas›n› bilerek inanma.
Talebe:
ö¤renci.
tasdik:
do¤rulama, onayla-
ma.
tefekkür:
derin düflünme; efl-
yan›n hakikatini, yarat›c›n›n
s›rlar›n› kavramak ve ibret al-
mak için zihnen ve kalben
düflünme.
tetkikî:
inceleme ve araflt›r-
maya dayal›.
vahflet:
ürkütücü ve korkunç
olan fley.
zemin:
yer.