Tarihçe-i Hayat - page 982

Bediüzzaman
Bergson,
Ahlâkla Dinin ‹ki Kayna¤›
adl› son kitapla-
r›ndan birisinde, bilhassa ahlâk›n, bir insan cemiyetinde,
alçalm›fl vak’a derekesinden ulvi mefkûre seviyesine an-
cak dindar ve temiz flahsiyetler sayesinde yükselebilece-
¤ini kaydeder.
Bu görüfl, insanl›k ve Müslümanl›k tarihinde say›s›z ör-
neklerle her zaman tahakkuk eylemifltir. Zaten psikoloji
ilmine dayanan terbiye sanat› —an’anevî yollar›nda— bu
umdeye tutundu¤u ve yeni bir istikamet verilecek nesille-
ri bu kabil örnek insanlar› taklide sevk etti¤i nispette, biz-
den evvelki devirlerde, bizden çok mes’ut insanlar yetifl-
tirmifltir.
Bediüzzaman, hangi cemiyette ve hangi devirde ya-
flarsa yaflas›n iflte bu iflaret etti¤imiz örnek insan vas›fla-
r›n› muhafaza eden temiz ve müstesna flahsiyetlerden bi-
risidir. Türk milletini mahvetmek için casus ellerle perde
arkas›nda yetifltirilmifl ve Türk milletini yalanla, dolanla
her saniye aldatmay› kendine bir geçinme sanat› edinmifl
bir sürü vatan haini ve millet düflman› mahlûklar, bu te-
miz flahsiyetin y›llardan beri hayat›n› cendereye sokmufl-
tur. Sorar›z: (Fakat kime soraca¤›z? Bu sorgudan da ne
umaca¤›z?) Bütün tarihimizde, her f›rsatta en korkunç ve
amans›z düflmanl›¤›n› ispat eden Fener Patrikleri muhte-
flem saraylar›nda saltanat sürerken; bu aziz topra¤›n
an’anevî:
gelenekle ilgili, gele-
neksel.
aziz:
izzetli, muhterem, sayg›n.
bilhassa:
özellikle.
cemiyet:
manevî birlik teflkil
eden topluluk.
cendere:
dar, s›k›fl›k ve s›k›nt› ve-
ren yer.
dereke:
afla¤› inen basamak, afla-
¤› mertebe.
dindar:
dinin emirlerini yerine
getiren.
evvel:
önce.
hain:
h›yanet eden, arkadan vu-
ran.
ispat:
do¤ruyu delillerle göster-
me.
istikamet:
do¤ruluk; inanç, dü-
982 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
flünce, niyet, tutum ve davra-
n›flta Allah’›n r›zas›na uygun
olarak do¤ru yol üzere olma.
kabil:
tür, gibi.
mahlûk:
yarat›k, Allah tara-
f›ndan yarat›lm›fl olan.
mahv:
yok etme, ortadan
kald›rma.
mefkure:
ülkü, gaye olan
fley.
mesut:
saadetli, bahtl›, mut-
lu.
muhafaza:
koruma.
muhteflem:
haflmetli, yüce.
müstesna:
benzerlerinden
üstün olan, seçkin, mümtaz.
nesil:
soy, zürriyet.
nispet:
oran, ölçü.
Patrik:
Ortodoks ve baz› do¤u
kiliselerinde en büyük ruhanî
reis.
flahsiyet:
kiflilik.
sevk:
yöneltme.
tahakkuk:
gerçekleflme, ol-
ma; delil ile ispat edilme, ke-
sinleflme.
terbiye:
e¤itim; iyi ahlak, say-
g› ve edep ö¤renme.
ulvî:
yüksek, yüce; manevî,
ruhanî.
umde:
herkesin güvendi¤i,
güvenilir kimse.
vak’a:
vuku bulan, olay, hadi-
se.
vasf:
s›fat.
1...,972,973,974,975,976,977,978,979,980,981 983,984,985,986,987,988,989,990,991,992,...1390
Powered by FlippingBook