Tarihçe-i Hayat - page 988

yak›n zamanda âlem-i ‹slâma birer numune-i imtisal olup
nur-i hidayeti göstereceklerdir.
Ankara Üniversitesi Nur
Talebeleri nam›na
Abdullah
ì@Ġ
Ankara’da Nurlar› neflretmek nimet-i uzmas›na
nail olmufl büyük bir âlim ve ehl-i kalp bir zat›n
Üstada yazd›¤› bir mektuptur.
Sahibü’l-ihlâs ve’n-nur ve’l-kemal ve’l-irflat mücahid-i
ekber Bediüzzaman Hazretleri,
Meydan-› iptilâ ve imtihana lillâh ve fillâh için at›ld›¤›-
n›z andan bu ana kadar hukukullah ve hukuk-i ibad›n
müdafaa ve muhafazas›na leylünehar, Hak ve halk huzu-
runda, zat›n›za has kudret-i ilmiye ve kemaliye ve nuriye
ve irfladiyelerinizle fevkalâde a¤›r flerait dairesinde lâyen-
kat›’ denecek derece sa’yügayret ve himmetle çal›flt›¤›n›-
za melek, felek, arfl, kürsî, levn, kalem, arz, semavat,
âlem-i kevn, ins ve cin ve hariçteki ehl-i insan ve ‹slâm
ve bu abd-i âciz, “Eflhedü billâh ilâahiri’d-devran” flahid-i
daimî ve ebedîyiz.
Sahibü’n-nur olan Bediüzzaman›m›z,
Zat-› nuriyelerinizin, abd-i âciz, can ve gönülden dostu-
nuzum. Bu dostlu¤um, gelip geçici, zevale mahkûm dost-
luklardan de¤ildir. Âlem-i manada, bezm-i ezel-i elestüdeki
abd-i âciz:
âciz, zavall› kul.
âlem-i ‹slâm:
‹slâm âlemi, ‹slâm
dünyas›.
âlem-i kevn:
varl›k âlemi; kâinat.
Âlem-i mana:
gözle gördü¤ümüz
âlemin d›fl›ndaki âlem.
âlim:
ilim ile u¤raflan, ilim adam›.
Arfl:
gö¤ün en yüksek kat›.
arz:
yer, dünya.
bezm-i ezel-i elestü:
Allah’›n
ruhlar› yaratt›¤›nda, ‘Ben sizin
Rabbiniz de¤il miyim?’ anlam›n-
daki sorusuna ruhlar›n ‘Evet Rab-
bimizsin’ diye cevap verdikleri an.
cin:
gözle görünmez, lâtif cisim-
lerden ibaret bir yarat›k.
ehl-i insan:
insanlar.
ehl-i ‹slâm:
‹slâm toplulu¤u, Müs-
lümanlar.
ehl-i kalp:
maneviyata çok k›y-
met veren, kalben Cenab-› Hakka
çok yak›nl›k hissedip çok hikmet-
lerden anlayan zat.
eflhedü billâh ilâ ahiri’d-devran:
kâinat›n sonuna, k›yamet kopun-
caya kadar (sonsuza kadar) Al-
lah’›n varl›¤›na ve birli¤ine fleha-
det ederim.
felek:
dokuz gök tabakas›.
fevkalâde:
ola¤anüstü.
fillâh:
Allah yolunda, Allah r›za-
s›nda, Onun emir ve r›zas›na uy-
gun olarak.
hariç:
d›flar›.
himmet:
manevî yard›m, ihsan,
lütuf.
hukûk-› ibat:
kullar›n hukuku, in-
san hukuku.
hukukullah:
Allah’›n hukuku.
ins:
insan, befler, Âdemo¤lu.
kudret-i ilmiye ve kemaliye ve
nuriye
ve irfladiye: ilim, olgunluk,
nur ve irflat kuvveti.
kudret-i ilmiye:
ilme ait kudret,
ilmin gücü, kuvveti, ilimdeki üs-
tünlük, güçlülük.
988 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
Kürsî:
arfl›n alt›ndaki gök ta-
bakas›.
lâyenkat›:
aral›ks›z, durma-
dan, hep, ard› kesilmeksizin.
leylünehar:
gece ve gündüz.
lillâh:
Allah için.
mahkûm:
mecbur.
meydan-› imtihan:
imtihan
meydan›, dünya.
Meydan-› iptilâ:
musibete
düflme, belâya u¤rama mey-
dan›.
mücahit-i ekber:
en büyük
mücahit, en büyük savaflç›.
müdafaa:
savunma, koruma.
muhafaza:
koruma.
nail:
kavuflan, ulaflan, eren.
nam:
ad.
neflr:
kitap basma, ç›karma;
herkese duyurma, yayma.
nimet-i uzma:
en büyük ni-
met, en büyük ihsan, lütuf.
nümune-i imtisal:
örnek al›-
nacak flekildeki nümune, ör-
nek nümune.
nur-i hidayet:
hidayet nuru.
sahibü’l-ihlas ve’n-nur ve’l-
kemal ve’l
-irflad: samimiyet
ve nur, kemal ve irflat sahibi
olan kifli.
sahibü’n-nur:
nur sahibi.
flahid-i daimî:
devaml› flahit.
flahid-i ebedî:
ebedî, sürekli
flahit.
sa’y:
ifl, çal›flma, çabalama.
semavat:
semalar, gökler.
flerait:
flartlar.
Talebe:
ö¤renci.
zat:
kifli, flah›s.
Zat-› nuriye:
nurlu zat.
zeval:
sona erme, bitme, yok
olma.
1...,978,979,980,981,982,983,984,985,986,987 989,990,991,992,993,994,995,996,997,998,...1390
Powered by FlippingBook