Eski devrin din ehline ve Kurân ehli olan Nurculara
karfl takip etti¤i zalimâne siyasetin onlar bu hale düflür-
dü¤ünü Demokratlar idrak edecek bir seviyede olduklar
için, onlarn pusularna düflmeyeceklerine itimadmz
vardr.
Eski devrin belli bafll fliar malûmdur. Demokratlar, be-
kalarn temin etmek isterlerse, tamamyla bu fliara karfl
bir siyaset takip etmeleri icap eder; bir taraftan komüniz-
me karfl fliddet, di¤er taraftan dini ve din ehlini himaye.
Açkça ve mertçe bu yolda yürümek mecburiyetindedir.
Bu hususta gösterece¤i en ufak bir zaaf, yahut en ufak
bir samimiyetsizlik onu Halkçlarn çukuruna düflürür.
Biz Nur Talebeleri, katiyen siyasetle ifltigal etmeyiz.
Bizim yegâne emelimiz, memlekette din hürriyetinin ha-
kîkî surette temini, dîne ve din ehline ve Kurân ehli olan
Nurculara karfl çeyrek asrdan beri devam eden zulüm
ve tazyikin tamamyla bertaraf olmasdr. Demokrat kar-
defllere tavsiye ederiz; Devr-i Sâbkn fleytankârâne
oyunlarna, hilelerine aldanmasnlar, onlarn düfltükleri
dalâlete düflmesinler, milletin ruhunu ve iradesini onlar
gibi istihfaf etmesinler, komünizme ve dine karfl tuttuk-
lar do¤ru yolda azimle devam etsinler.
ì@Ġ
TARHÇE- HAYATI
| 981
I
SPARTA
H
AYATI
kimse.
ruh:
dirilik kayna¤, hayatn te-
meli ve sebebi olan manevî var-
lk.
fleytankârane:
fleytancasna.
fliâr:
iflaret, belirti, ayrt edici ifla-
ret.
suret:
biçim, flekil, tarz.
Talebe:
ö¤renci.
tazyik:
zorlama, bask, sknt ver-
me.
temîn:
sa¤lama.
yegâne:
biricik, tek, yalnz.
zaaf:
bir fleye karfl duyulan aflr
istek, düflkünlük.
zâlîmâne:
zalimce, zulmedercesi-
ne.
zulüm:
hakszlk, eziyet, iflkence.
asr:
yüzyl.
azim:
niyetli, kesin kararl.
beka:
bakîlik, ebedîlik, son-
suzluk.
bertaraf:
ortadan çkmfl, yok
edilmifl.
dalâlet:
iman ve slamiyetten
ayrlmak, azmak.
Devr-i Sabk:
geçmifl devir.
emel:
fliddet arzu, ümit.
hakikî:
gerçek.
hile:
aldatmaya yönelik dü-
zen, desise.
himaye:
koruma, muhafaza
etme.
icap:
gerekme hali, gerekli ol-
ma.
idrak:
akl erdirme, anlama,
kavrama kabiliyeti.
irade:
dileme, isteme, bir fleyi
yapp yapmama konusunda
için olan iktidar, güç.
ifltigal:
bir iflle u¤raflma, mefl-
gul olma.
istihfaf:
küçümseme, hafife
alma, alay etme.
itimat:
dayanma, güvenme.
katiyen:
katî olarak, kesin
olarak, kesinlikle.
komünizm:
bütün mallarn
ortaklafla kullanld¤ ve özel
mülkiyetin olmad¤ iddiasn-
da bulunan düzen.
malûm:
bilinen, bilinir olan.
mecburiyet:
mecbur olma,
zarurîlik durumu, zorunluluk.
mert:
sözünün eri; özü, sözü
do¤ru.
Nurcu:
Bedîüzzaman Said
Nursînin eserlerine ve fikirle-
rine taraftar olan, Risale-i
Nurlar okuyup neflreden