Bediüzzaman Said Nur
Büyük ve dahi adamlarn befli¤i olan Türkiye, flimdiye
kadar ne kadar mebzul mücahitler, mücedditler ve bütün
manasyla büyük insanlar görmüfltür? Onlarn idrak et-
tikleri hayat flartlar ve gördükleri itibar, bulduklar ve
mazhar olduklar hürmet, kadir ve kymetlerine asla na-
kîse vermemekle beraber yürüdükleri hak yolunda mu-
hakkak ki kendilerine büyük kolaylklar temin etmifltir.
Bu flartlarn makûs tecellisine ve zulmün en a¤rna ma-
ruz kald¤mz flu geçmifl yirmi befl yl, bize a¤r mücade-
le ve mücahedeler içinde yo¤urulmufl, davasnn ve ima-
nnn azametinden ilham almfl ve büyüklü¤ünü dünya-
nn en ücra köflelerine yaymfl bir dâhi, bir nur ve fazîlet
timsali hediye etmifltir.
Nuru birçok muzlim vicdanlar aydnlatmfl, kudreti bir-
çok zayf imanl insanlara cesaret vermifl, dehas birçok
nasipsiz insanlarn ruhuna ilham serpmifl olan bu büyük
adam, hiç flüphe yoktur ki, Said Nur Hazretleridir.
Ondan fazilet ve fedakârlk dersi alan birçok yolunu
flaflrmfl insanlar kendilerini mesut ve aydnlk bir sahra-
nn ortasnda bulmufllardr. Dehas ve celâdeti kadar ima-
n da kuvvetli olan bu muhterem insan, yirmi befl yllk is-
tibdat ve zulme gözlerini krpmadan gö¤üs geren ve
onun korkunç iflkence adaletsizli¤ine imandan do¤an bir
cüretle karfl koyan tek flahsiyettir.
TARHÇE- HAYATI
| 971
I
SPARTA
H
AYATI
fley.
iman:
inanç, itikat.
iflkence:
bir kimseye verilen
maddî-manevî sknt, eziyet.
istibdat:
idarede görülen her tür-
lü kanun dfl tazyik, bask.
itibar:
sayg gösterme.
kadir:
bir ifli yapmaya gücü ye-
ten, kuvvet sahibi olan.
kymet:
de¤er.
kudret:
güç, kuvvet, iktidar.
makûs:
baflka bir fleyin zdd, zt,
ters.
maruz:
bir fleyin etkisi ve tesiri
altnda bulunma.
mazhar:
nail olma, flereflenme.
mebzul:
bol, çok.
mesut:
saadetli, bahtl, mutlu.
mücadele:
savaflma, çatflma,
kavga.
mücahede:
savaflma, mücadele.
mücahit:
cihat eden, savaflan.
müceddit:
hadis-i flerifle, her asr
baflnda gelece¤i müjdelenen di-
nin yüksek hizmetkâr; dine yeni
bir tarzla yaklaflan, asrn flartlar-
na göre ve ortaya atlan yeni flüp-
he ve taarruzlara karfl dini yo-
rumlayp kuvvetlendiren büyük
âlim.
muhterem:
sayg de¤er, hürmete
layk, saygn.
muzlim:
karanlk, zulmetli.
nakîse:
eksiklik, noksanlk, kusur.
nasip:
hisse, pay, ksmet.
nur:
aydnlk, parlt, flk.
ruh:
dirilik kayna¤, hayatn te-
meli ve sebebi olan manevî var-
lk.
sahra:
büyük çöl, genifl saha.
flahsiyet:
de¤erli, yüksek kifli.
tecelli:
belirme, bilinme, görün-
me.
temîn:
sa¤lama.
timsal:
örnek, nümune.
ücra:
çok uçta, uç yer, tenha.
vicdan:
insann içindeki, iyiyi kö-
tüden ayrabilen, iyilik etmekten
lezzet duyan ve kötülükten elem
alan manevî his.
zulüm:
hakszlk, eziyet, iflkence.
azamet:
büyüklük.
celâdet:
yi¤itlik, bahadrlk,
kahramanlk, kuvvet ve flid-
detlilik.
cüret:
cesaret etme, yürekli-
lik, yi¤itlik.
dâhî:
son derece zeki, anla-
yfll, deha sahibi.
deha:
ola¤anüstü zeka sahibi
olma.
fazilet:
de¤er, meziyet, iman
ve irfan itibariyle olan yüksek
derece.
fedakâr:
kendini veya flahsî
menfaatlerini hiçe sayan, fe-
da eden.
hürmet:
sayg.
idrak:
akl erdirme, anlama,
kavrama kabiliyeti.
ilham:
içe, gönüle do¤ma,
kalbe gelme, gönle do¤an