Bu necip millet, Bediüzzaman gibi nefsindeki menfaat
putunu deviren insanlarn hizmetine çok, ama çok muh-
taçtr.
Hukuk Fakültesinden
Ziya Nur
ì@Ġ
EHEMMYETL BR HAKKAT VE
DEMOKRATLARLA ÜNVERSTE NURCULARININ
BR HASB- HALDR.
fiimdi milletin arzusuyla fleair-i slâmiyenin serbestiye-
tine vesile olan Demokratlar, hem mevkilerini muhafaza,
hem vatan ve milletini memnun etmek çare-i yegânesi,
ittihad- slâm cereyann kendine nokta-i istinat yapmak-
tr. Eski zamanda ngiliz, Fransz, Amerika siyasetleri ve
menfaatleri buna muarz olmakla mâni olurdular. fiimdi
menfaatleri ve siyasetleri buna muarz de¤il; belki muh-
taçtrlar. Çünkü, komünistlik, masonluk, zndklk, dinsiz-
lik; do¤rudan do¤ruya anarflistli¤i intac ediyor. Ve bu
dehfletli tahrip edicilere karfl ancak ve ancak hakikat-
Kuraniye etrafnda ttihad- slâm dayanabilir. Ve befleri
bu tehlikeden kurtarmaya vesile oldu¤u gibi, bu vatan is-
tilâ-i ecanipten ve bu milleti anarflilikten kurtaracak yal-
nz odur. Ve bu hakikate binaen Demokratlar bütün kuv-
vetleriyle bu hakikate istinat edip komünistlik ve mason-
luk cereyanna karfl vaziyet almalar zarurîdir.
TARHÇE- HAYATI
| 977
I
SPARTA
H
AYATI
muarz:
muhalefet eden, karfl ç-
kan, muhalif.
muhafaza:
koruma.
necip:
asil, soylu kimse.
nefs:
kötü vasflar kendisinde
toplayan hayrl ifllerden alkoyan
güç.
nokta-i istinat:
dayanak noktas,
güvenme ve itimat noktas.
nurcu:
Bedîüzzaman Said Nur-
sînin eserlerine ve fikirlerine ta-
raftar olan, Risale-i Nurlar oku-
yup neflreden kimse.
fleair-i slâmiye:
slâma ait iflaret-
ler, slâma sembol olmufl ifl ve
ibadetler.
serbestiyet:
serbestlik, rahat ve
serbest olma hâli.
tahrip:
harap etme, ykma, boz-
ma.
vaziyet:
durum.
vesile:
arac, vasta.
zarurî:
zorunlu.
zndk:
Allaha ve ahirete inan-
mayan, Allah inkâr eden, iman-
sz, münkir.
anarfli:
hükümetsiz veya si-
yasî otoritesini kaybetmifl dü-
zensiz topluluk hâli.
anarflist:
hiç bir düzen ve
otorite tanmayan, karflklk
ve bozgunculuktan yana
olan.
befler:
insan, insanlk.
binaen:
-den dolay, bu se-
bepten.
çare-i yegâne:
tek çare, tek
çkar yol.
cereyan:
akm, fikir, sanat ve-
ya siyaset hareketi.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
ehemmiyetli:
önemli.
hakikat:
gerçek, esas.
hakikat-
Kurâniye:
Kurânn hakikat, Kurânn
ifade etti¤i gerçek.
hasbihal:
halleflme; görüflüp
konuflma, sohbet.
intaç:
netice verme, sonuç
do¤urma, sonuçlanma, sebep
olma.
istilâ-y ecanib:
yabanclarn
istilas.
istinat:
dayanma.
ittihad- slâm:
slâm birli¤i,
Panislâmizm.
komünist:
bütün mallarn or-
taklafla kullanld¤ ve özel
mülkiyetin olmad¤ iddiasn-
da bulunan düzen in mensu-
bu olan kimse.
mâni:
engel.
mason:
dünyevi maksatlarla
kurulmufl, sk bir dayanflma-
y esas alan komitac teflkilâ-
tn mensubu.
menfaat:
fayda.
mevki:
yer, makam.