Türkiyede iman ve karakter sahibi her fikir adamna
yapld¤ gibi, bu kimsenin muhtelif defalar evi aranmfl,
mahkemelere verilmifl, bütün eserleri, mektuplar en
ufak teferruatna varncaya kadar müsadere edilerek suç-
suz yere hapishanelerde süründürülmüfltür.
Evet, suçsuz yere diyoruz. Çünkü, vali ve kaymaka-
mndan tutunuz da, karakoldaki jandarmasna varncaya
kadar Üstada eza ve cefa etmek, hapishânelerde sürün-
dürmek bir vesile-i iftihar; flefin gözüne girebilmek, ter-
fi-i makam edebilmek gibi süflî hrslarla yanp kavrulan-
lar için ise, bulunmaz bir frsat olmufltur.
Bu zulüm, bu iflkencenin sebeplerini, o devrin dine
karfl olan temayülünde, vicdan hürriyetine ve slâmiyete
yapt¤ baskda aramak lâzmdr. Bu hâlin, o devirde hiç
de acayip olan bir taraf yoktur. Zira, o devirde, memle-
kette dinsiz, materyalist, behimî hislerin zebunu köle
ruhlu bir nesil yetifltirilmek istenirken, bu zatn kendi ha-
yatn istihkâr derecesinde ortaya atlp hürriyetle, ahlâk-
la, imanla meflbu, hayvanî hislerin esiri olmayan bir
gençlik istemesi ve bu u¤urda çalflmas, elbette hofl gö-
rülmezdi. Millet haklarn çi¤neyip, milyonlarn srtndan
ahtapotlar gibi geçinmeyi fliar edinenler için korkulacak
bir hâldir bu. Takipler, basklar senelerce devam etti.
Onunla konuflanlarn, mektuplaflanlarn, hizmetine ko-
flanlarn evleri arand, kendileri Afyon hapishanesinde
çürütülerek çoluk çocuklar sokaklarda sürünmeye mah-
kûm edildi.
acayip:
flaflrtc ve hayret verici
fleyler.
behimî:
hayvanca, hayvancasna,
hayvan gibi.
cefa:
eziyet, sknt, zulüm.
eza:
eziyet, incitme, can yakma.
hayvanî:
hayvanca.
hrs:
açgözlülük, kanaatsizlik.
iman:
inanç, itikat.
iflkence:
bir kimseye verilen
maddî-manevî sknt, eziyet.
istihkâr:
hakir görme, hor görme,
küçümseme, kymet vermeme.
968 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
mahkûm:
mecbur.
materyalist:
materyalizmi
benimseyen, her fleyi madde-
de arayan, maddeci.
meflbu:
doymufl, tok.
muhtelif:
türlü türlü, çeflitli.
müsadere:
toplatma, elden
alma.
nesil:
soy, zürriyet.
ruh:
dirilik kayna¤, hayatn
temeli ve sebebi olan manevî
varlk.
fliâr:
iflaret, belirti, ayrt edici
iflaret.
süflî:
afla¤lk, baya¤, âdi.
teferruat:
ayrntlar, dallar,
bölümler.
temayül:
bir yana veya bir
kimseye fazla taraftarlk ve
sevgi gösterme, ilgi duyma..
terfi-i makam:
makam itiba-
riyle yükselmek.
vesile-i iftihar:
iftihar vesile-
si, övünme sebebi.
vicdan:
insann içindeki, iyiyi
kötüden ayrabilen, iyilik et-
mekten lezzet duyan ve kö-
tülükten elem alan manevî
his.
zat:
kifli, flahs.
zulüm:
hakszlk, eziyet, ifl-
kence.