Tarihçe-i Hayat - page 958

itina eder. K⤛t paray› tutmaz ve üstünde tafl›maz. Mâ-
melek nam›na dünyada hiçbir fleyi yok. Kendi için yafla-
maz, cemiyet için yaflar.
Yap›s› ufak tefektir; fakat heybetlidir, haflmetlidir. Göz-
leri birer flems-i tâban gibi nur saçar. Bak›fllar› flahanedir.
Maddeten, belki dünyan›n en fakir adam›d›r; fakat ma-
neviyat âleminin sultan›d›r.
Seksen küsur senenin âlâm› yüzünde bir burufluk yapa-
mam›fl, yaln›z saçlar›n› a¤artm›flt›r. Rengi, pembe beyaz-
d›r. Sakal› yoktur. Bir delikanl› kadar zindedir. Halim ve
selimdir; fakat, heyecana geldi¤i zaman bir arslan tavr›
al›r, iki dizinin üstüne do¤rulur, bir flahenflah gibi konuflur.
En sevmedi¤i fley siyasettir. 35 senedir bir gazeteyi eli-
ne alm›fl de¤ildir. Dünya fluunu ile alâkas›n› kesmifltir.
Akflam namaz›ndan sonra ferdas› ö¤leye kadar kimseyi
kabul etmez, ibadetle meflgul olur. Pek az uyur. Talebe-
lerini de siyasetten fliddetle meneder. Memleketin her ta-
raf›nda 600 bini mütecaviz, belki bir milyonu bulan tale-
beleri memleketin en faziletli evlâtlar›d›r. Üniversitenin
muhtelif fakültelerinde müspet ilimler tahsil eden flakirt-
leri pek çoktur; yüzlercedir, binlercedir. Hiçbir Nur Tale-
besi yoktur ki, s›n›f›n›n en faziletlisi, en çal›flkan› olma-
s›n. Memleketin her taraf›nda bulunan bu yüz binlerce
Risale-i Nur Talebesinden hiçbirinin, hiçbir yerde asayifli
muhil hiçbir hareketi, hiçbir vak’as› yoktur. Her Nur
Talebesi, hükûmetin, nizam ve intizam›n tabiî birer mu-
haf›z›d›r; asayiflin manevî bekçisidir.
alâka:
ilgi, iliflki. ba¤.
âlâm:
kederler, elemler, ac›lar.
asayifl:
emniyet, kanun ve nizam
hakimiyetin sa¤lanmas›.
cemiyet:
manevî birlik teflkil
eden topluluk.
evlât:
veletler, çocuklar.
fazilet:
de¤er, meziyet, iman ve
irfan itibariyle olan yüksek dere-
ce.
ferda:
yar›n, ertesi gün.
Halîm:
yumuflak huylu, uysal.
haflmet:
ihtiflam, heybet, büyük-
lük.
heybet:
sayg› ile birlikte korku
hissini veren hal, büyüklük.
ilim:
okuyarak ö¤renilen bilgi.
intizam:
düzenlilik, düzgünlük.
958 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
itina:
bir ifli yaparken gösteri-
len özel dikkat, çok dikkat et-
me, özen gösterme.
Maddeten:
maddî olarak.
Mamelek:
ne varsa, var› yo-
¤u, olan› biteni; olanca fley.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
maneviyat:
mana alemine
ait olanlar, hisse ve inanca ait
fleyler.
men:
yasak etme, engelleme.
muhâf›z:
koruyucu, bekçi.
muhil:
hileci, hilekâr.
muhtelif:
türlü türlü, çeflitli.
müspet:
pozitif.
mütecaviz:
aflk›n, fazla, çok.
nam:
ad.
nizam:
düzen, tertip; düzgün-
lük.
nur:
ayd›nl›k, par›lt›, ›fl›k.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
flahane:
mükemmel, muhte-
flem.
flahenflah:
flahlar›n flah›, padi-
flahlar›n padiflah›, en büyük
padiflah.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
selim:
temiz, samimî.
flems-i tâbân:
›fl›kl›, parlak
günefl.
fluun:
olaylar, vak’alar, hâdi-
seler.
tahsil:
ilim ö¤renme, bilgi
edinme, ö¤renim.
talebe:
ö¤renci.
vak’a:
vuku bulan, olay, hadi-
se.
zinde:
dinç, sa¤lam, güçlü,
kuvvetli.
1...,948,949,950,951,952,953,954,955,956,957 959,960,961,962,963,964,965,966,967,968,...1390
Powered by FlippingBook