baflta Hazret-i Üstadmz Bediüzzaman ve onun hakikî
ve ihlâsl talebeleri olmaya lâyk sizlerden dua istirham
ediyoruz ki, Risale-i Nurun mecmualarn bir an evvel te-
min edelim, arayalm, bulalm; dikkat, tefekkür ve ihlâs-
la okuyalm; Kurân ve iman hizmetinde bu vaziyette ko-
flalm. Risale-i Nurun bu asrdaki makbuliyetine iflaret
eden deliller fazlasyla mevcut oldu¤una göre, insaf sahi-
bi her mümin kardeflimiz, onun tabiî bir yardmcsdr.
Hem madem, Risale-i Nur bu asra has hususiyetler ta-
flyor; hem madem, binlerce âlimlerin takdirleriyle karfl-
lanyor. Hem madem, Kurânn dellâll¤n yapan kahra-
man Üstat, efline rastlanmayacak bir mükemmeliyetle,
dürüst admlarla, hakikî prensiplerle, bütün hayatn
iman ve slâmiyete vakfetmifl, dünyevî hiçbir menfaat
aramadan, srf Allah rzas u¤runa çalflmfltr. Hem ma-
dem, bütün kuvvetiyle, Nur Talebeleri de iman ve slâmi-
yete Ehl-i Sünnet dairesinde hizmet için hayatlarn dahi
çekinmeden veriyor ve süflî menfaat peflinde de¤ildirler.
Ve madem, yüz binlerce Nur talebeleri bütün tazyik ve
tehditlere ra¤men bu hakikati fiilen ispat etmifller. Hem,
her talebe, bugün cereyan eden batl felsefenin akidele-
rine hakikî, mantkî cevaplar vermek üzere yetiflmifller
ve yetifliyorlar. Hem, her ihtiyacmza Kurân cevap ve-
riyor; onda, lâzm olan her hakikat sarih olarak vardr.
Ve madem Kurân, en güzel flekilde ders veren, Allahn
hediyesi, bir nuru ve rahmetidir. Öyle ise, bu hazîne-i
rahmeti ve menba-i hakikati ders veren ve hakikî suret-
te gençli¤in ve avâmn anlayabilece¤i bir flekilde bildiren
TARHÇE- HAYATI
| 953
I
SPARTA
H
AYATI
iman:
inanç, itikat.
ispat:
do¤ruyu delillerle göster-
me.
istirham:
merhamet isteme,
merhamet dileme, yalvarma.
madem:
...den dolay, böyle ise.
makbuliyet:
makbullük, be¤enil-
mifllik, geçerlilik.
mantkî:
akla ve mantk kaidele-
rine uygun, mantkl.
mecmua:
toplanp, biriktirilmifl,
düzenlenmifl yazlarn hepsi.
menba- hakikat:
hakikatin, do¤-
runun, gerçe¤in kayna¤.
menfaat:
fayda.
mükemmeliyet:
mükemmellik,
kusursuzluk, eksiksizlik.
mümin:
iman eden, inanan.
nur:
aydnlk, parlt, flk.
prensip:
temel fikir, temel bilgi,
esas, ilke.
rahmet:
flefkat, merhamet, ba-
¤fllama ve esirgeyicilik.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursînin eserlerinin
ad.
rza:
raz olma, hoflnutluk.
sarih:
açk, âflikar.
süflî:
afla¤lk, baya¤, âdi.
suret:
biçim, flekil, tarz.
takdir:
be¤enme, be¤endi¤ini
belirtme.
talebe:
ö¤renci.
tazyik:
zorlama, bask, sknt ver-
me.
tefekkür:
derin düflünme; eflya-
nn hakikatini, yaratcnn srlarn
kavramak ve ibret almak için zih-
nen ve kalben düflünme.
tehdit:
korkutma, gözda¤ ver-
me.
temîn:
sa¤lama.
vakf:
ba¤fllamak.
vaziyet:
durum.
akide:
iman, inanlan ve itikat
edilen esas, inanç.
âlim:
ilim ile u¤raflan, ilim
adam.
asr:
yüzyl.
avam:
kültürlü, yüksek taba-
kadan olmayan; cahil halk ta-
bakas.
batl:
bofl ve manasz olan,
gerçe¤e uymayan, do¤ru ve
hakl olmayan.
cereyan:
akm, fikir, sanat ve-
ya siyaset hareketi.
delil:
bir davay ispata yara-
yan fley, burhan.
dellâl:
ilan eden, bir haberi
duyurmak için yüksek sesle
ba¤rarak dolaflan kimse.
dua:
Allaha yalvarma, niyaz.
dünyevî:
dünyaya ait.
ehl-i Sünnet:
slam ilk gün-
kü safiyetiyle kabul ederek
dinden olmayan fleyleri karfl-
trmayp, Hz. Peygamberin
sünnetinden ve yolundan ay-
rlmayanlar.
evvel:
önce.
felsefe:
madde ve hayat
bafllangç ve gaye bakmn-
dan inceleyen ilim.
fiilen:
fiille, davranfl ve hare-
ketle.
hakikat:
gerçek, esas.
hakikî:
gerçek.
hazine-i rahmet:
rahmet ha-
zinesi.
hususîyet:
hususîlik, ayrc
özellik.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli
baflka bir karfllk beklemek-
sizin, srf Allah rzas için yap-
ma.