Tarihçe-i Hayat - page 952

Nurun talebeleri, ehl-i kalp ve iman›n hakikî kardeflleri-
dirler. Siz kardefllerimizin mektuplar› bizlere h›z veriyor
ve verecek.
Kur’ân’›n tefsiri olan Risale-i Nur, bize, dalâlette kal-
man›n ve küfürle mücadele etmemenin bu zamanda bü-
yük ahmakl›k oldu¤unu bildiriyor. Komünistli¤in, anar-
flistli¤in, masonlu¤un kuvvet kazand›¤› bir devirde, en
mühim bir vazife, Nura hizmet etmek ve r›za-i ‹lâhîyi tah-
sil için, onu isteyene vermektir. Bu en bafl ve en ehem-
miyetli, en k›ymetli ve mübarek vazifemizden bizi dön-
dürmek isteyen en a¤›r hücumlar dahi bizlerin h›z›n› art-
t›racakt›r.
Risale-i Nur bize ö¤retiyor ve ispat ediyor ki, bu dün-
ya, bir misafirhanedir. Ebedî hayat› isteyenler, misafirha-
nedeki vazifelerine dikkat gösterdikleri nispette memnun
edilirler. Demek ki, flimdi en esasl› vazifemiz, batakl›ktan
kurtulmak isteyen ehl-i dinin, karanl›ktan usanm›fl, g›da-
s›z kalm›fl kalplerin yard›m›na koflmak, kendimizden bafl-
layarak Nurun dellâll›¤›n› yapmakt›r. Bilhassa ve bilhassa
fluras› çok ehemmiyetli ve pek mühimdir ki, en baflta ve
en evvel Risale-i Nur’u dikkat ve tefekkürle devaml› ola-
rak okumak ve o muazzam eser külliyat›ndaki Kur’ân ve
iman hakikatleriyle kendimizi teçhiz etmek; ve bu esas
ve flartlarla, o harika eser külliyat›n› bir an evvel ikmâl et-
mektir. ‹flte bu nimet-i uzmaya nail olan her genç ve her-
kes, bire yüz bin kuvvetinde, kendine, vatan ve milletine
faydal› olur; vatan, millet, gençlik ve âlem-i ‹slâm çap›n-
da hizmet edebilecek bir vaziyete gelebilir. Bunun için,
âlem-i ‹slâm:
‹slâm âlemi, ‹slâm
dünyas›.
anarflist:
hiç bir düzen ve otorite
tan›mayan, kar›fl›kl›k ve bozgun-
culuktan yana olan.
bilhassa:
özellikle.
dalâlet:
iman ve ‹slamiyetten ay-
r›lmak, azmak.
dellâl:
ilan eden, bir haberi du-
yurmak için yüksek sesle ba¤›ra-
rak dolaflan kimse.
Ebedî:
sonu olmayan, daimî, sü-
rekli.
ehemmiyetli:
önemli.
ehl-i din:
dindar, dinine ba¤l›,
dindar olanlar.
ehl-i iman:
inananlar, iman sa-
hipleri.
ehl-i kalp:
maneviyata çok k›y-
met veren, kalben Cenab-› Hakka
çok yak›nl›k hissedip çok hikmet-
lerden anlayan zat.
evvel:
önce.
hakikat:
gerçek, esas.
hakikî:
gerçek.
harika:
ola¤anüstü.
hücûm:
sald›rma.
ikmal:
tamamlama, bitirme.
iman:
inanç, itikat.
ispat:
do¤ruyu delillerle göster-
me.
Komünist:
bütün mallar›n ortak-
lafla kullan›ld›¤› ve özel mülkiye-
tin olmad›¤› iddias›nda bulunan
düzen in mensubu olan kimse.
952 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
küfür:
Allah’›n varl›¤›na, birli-
¤ine inanmama, müflriklik,
imans›zl›k.
külliyat:
bir yazar›n bas›lm›fl
eserlerinin tamam›.
mason:
dünyevi maksatlarla
kurulmufl, s›k› bir dayan›flma-
y› esas alan komitac› teflkilâ-
t›n mensubu.
misâfirhâne:
misafirlerin kal-
d›¤› ev, geçici bekleme yeri.
muazzam:
çok büyük, ulu,
yüce.
mübarek:
feyizli, bereketli,
kutlu.
mücadele:
savaflma, çat›flma,
kavga.
mühim:
önemli, ehemmiyet-
li.
nail:
kavuflan, ulaflan, eren.
nimet-i uzma:
en büyük ni-
met, en büyük ihsan, lütuf.
nispet:
oran, ölçü.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
r›za-y› ‹lâhî:
Allah’›n r›zas›,
hoflnutlu¤u.
tahsil:
elde etme, alma, ka-
zanma.
talebe:
ö¤renci.
teçhîz:
cihazlama, donatma.
tefekkür:
derin düflünme; efl-
yan›n hakikatini, yarat›c›n›n
s›rlar›n› kavramak ve ibret al-
mak için zihnen ve kalben
düflünme.
tefsîr:
Kur’ân’›n mana bak›-
m›ndan izah›, aç›klamas›.
vazife:
görev.
vaziyet:
durum.
1...,942,943,944,945,946,947,948,949,950,951 953,954,955,956,957,958,959,960,961,962,...1390
Powered by FlippingBook