Sonra, ben, cemiyetin iman selâmeti yolunda ahire-
timi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdas var, ne
Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi befl milyon Türk
cemiyetinin iman namna bir Said de¤il, bin Said feda
olsun. Kurânmz yeryüzünde cemaatsiz kalrsa, Cenne-
ti de istemem; oras da bana zindan olur. Milletimizin
imann selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde
yanmaya razym. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm
gül gülistan olur.
Hazret coflmufltu. Bir yanarda¤ gibi lâvlar saçyordu.
Bir frtna gibi gönül denizini dalgalandryordu. Bir flelâ-
le gibi, haflmetli zemzemelerle rûhun en derin noktalar-
na çarpyordu. Çok heyecanlanmflt. Millet kürsüsünde
coflmufl bir hatip gibi devam ediyor, sözünün kesilmesini
istemiyordu. Yoruldu¤unu hissettim. Bu heyecanl bahsi
de¤ifltireyim dedim.
Mahkemede skldnz m? diye sordum.
Dinî tedrisata, kadnlarmzn, muhterem hemflireleri-
mizin terbiye-i slâmiye dairesinde iffet ve flereflerini mu-
hafaza etmelerine taraftar olmann bir suç oldu¤una da-
ir kanunlarda bir madde var m? Kalbe gelen hakikat gi-
bi tabirleri de flahsî nüfuz temini maksadna delil göster-
melerinin manasn da, bu ilimle, hukukla meflgul do-
çentlerden sorarm.
Üstatla görüflmemiz çok uzamflt. Müsaade alp ayrl-
d¤m zaman vakit hayli geçmiflti.
1952
Eflref Edip
ahiret:
dünya hayatndan sonra
bafllayp ebediyen devam edecek
olan ikinci hayat.
bahis:
konu.
cemaat:
bir mezhebe veya bir di-
ne ba¤l olanlarn oluflturdu¤u
topluluk, heyet.
cemiyet:
topluluk, birlik.
dair:
alakal, ilgili.
delil:
bir davay ispata yarayan
fley, burhan.
feda:
u¤runa verme.
962 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
gülistan:
gül bahçesi, gül tar-
las.
hakikat:
gerçek, esas.
haflmetli:
ihtiflaml, gösteriflli,
heybetli.
hatip:
hitap eden, toplulu¤a
karfl konuflan.
hemflire:
kz kardefl, bac.
iffet:
namus, rz.
ilim:
bilgi, marifet.
iman:
inanç, itikat.
muhafaza:
koruma.
muhterem:
sayg de¤er, hür-
mete layk, saygn.
Müsaade:
izin.
nam:
ad.
nüfuz:
bir kimsenin emir ve
hükümlerinin ifllemesi, geçer-
li olmas.
raz:
rza gösteren, hoflnut
olan.
ruh:
dirilik kayna¤, hayatn
temeli ve sebebi olan manevî
varlk.
flahsî:
flahsa, kifliye ait, husu-
sî.
selâmet:
salimlik, eminlik,
kurtulufl, korku ve endifleden
uzak olma.
fleref:
onur, haysiyet.
sevda:
bir fleye karfl duyulan
fliddetli arzu, aflr ifltiyak.
tabir:
ifade.
taraftar:
tarafl, bir taraf des-
tekleyen.
tedrîsat:
ö¤retim.
temîn:
sa¤lama.
terbiye-i slâmiye:
slâmî ter-
biye.
zemzeme:
ezgili, na¤meli ses.
zindan:
hapishane.