Dünya, ekserî feylesoflarn ve âlimlerin dedi¤i gibi,
yep yeni bir oluflun efli¤indedir. Dünya, nurunu aryor.
Hakikat flairi Mehmed Akif,
O nuru gönder lâhî, asrlar oldu yeter!
Bunald milletin afak, bir sabah ister.
diye, iflte bu nura iflaret etti¤i, bugün bizce bir hakikattir.
Aziz kardefllerimiz,
Risale-i Nura lâyk olacak flekilde çalflmamz için bize
de dua ediniz ki, Ankara muhiti, bizi içine alp eritmesin.
Nur, her ne kadar karanl¤ gideriyorsa da, yine onu gö-
recek göz, anlayacak kafa lâzm. Böyle bir muhitte, göz-
lerimize perde inmesin. Biz bîçarelere dua ediniz. Allah
hepimizi Risale-i Nura sarlmakla aziz Din-i Mübinimize
hizmet edenlerden eylesin, âmin.
Bir kardeflimiz dedi ki: Bugün, sabah namazndan
sonra flu msralar mülhem oldu, kardefllerimize bildire-
lim:
Dinim slâm, kitabm Kurân, imanm haktr.
Bu u¤urda can vermek, ebedî yaflamaktr.
Sizleri çok seven
Ankara Üniversitesi
Nur Talebeleri
ì@Ġ
TARHÇE- HAYATI
| 955
I
SPARTA
H
AYATI
afak:
ufuklar.
âlim:
ilim ile u¤raflan, ilim
adam.
âmin:
Yâ Rabbi! Öyle olsun,
kabul eyle! anlamnda du-
ann sonunda söylenir.
asr:
yüzyl.
aziz:
izzetli, muhterem, say-
gn.
bîçare:
çaresiz, zavall.
Din-i Mübin:
hak ve hakikati
açklayan din, slâm.
dua:
Allaha yalvarma, niyaz.
ebedî:
sonu olmayan, daimî,
sürekli.
ekserî:
ço¤u ksm.
feylesof:
felsefe ile u¤raflan,
filozof.
hâk:
do¤ru, gerçek, hakikat.
hakikat:
gerçek, do¤ru.
lâhî:
Allahla ilgili, Cenab-
Hakka dair.
iman:
inanç, itikat.
muhit:
yöre, çevre.
mülhem:
ilham olunmufl.
nur:
aydnlk, parlt, flk.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursînin
eserlerinin ad.
Talebe:
ö¤renci.