Tarihçe-i Hayat - page 957

flahameti var. Yirminci as›rda Devr-i Saadeti nefsinde ya-
flatan bir mü’min. Bütün hedefi iman ve Kur’ân.
‹slâm›n gayetü’l-gayesi olan “Tevhid” ve “Allah’a
iman” esas›, onun ve Risale-i Nur’un en büyük umdesi-
dir. Devr-i Saadette, Müslümanl›¤›n ilk kurulufl zamanla-
r›nda olsayd›, Hazret-i Peygamber, Kâbe’deki putlar›n
parçalanmas› vazifesini ona verirdi. fiirke ve putperestli-
¤e o derece düflmand›r.
Mücahede ile gönüllerde iman ve Kur’ân hakikatlerini
yerlefltirmek için geçen uzun, bir asra yak›n bir ömür.
Fazilet ve flahametle geçen bir ömür. Harp meydanlar›n-
da, mücahitlerin önünde, k›l›ç elinde, dimdik ayakta düfl-
mana sald›ran bir kahraman. Esarette, düflman kuman-
dan›na karfl› koyan bir kahraman. ‹dam sehpas›nda, düfl-
man kumandan›n› düflündüren, insafa getiren bir kahra-
man...
Millet ve memleket için can›n› vermekten zerre kadar
çekinmeyen bir fedai. Fitnenin, bozgunculu¤un en müt-
hifl düflman›. Milletin menfaati için, her türlü zulme, ifl-
kenceye tahammül ediyor. Ona zulmedenlere beddua bi-
le etmez. Onu zindanlara atanlara, ancak salâh ve iman
temennî eder. Gaye u¤runda ölüm, onun için basit bir
fleydir.
Kendisi bir çanak çorba, bir bardak su, bir lokma ek-
mekle tagaddi eder. Elbisesi pek basit ve fakirânedir. Be-
yaz Amerikan bezinden pamuklu bir h›rka. Çamafl›r›n›
kirlenmeden de¤ifltirir ve temizletir. Temizli¤e fevkalâde
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 957
I
SPARTA
H
AYATI
flehamet:
zekâ ve ak›ll›l›kla bera-
ber olan cesaret, yi¤itlik.
sehpa:
idama mahkûm olanlar›n
idam edildi¤i üç ayakl› düzen, da-
ra¤ac›.
fiirk:
Allah’a ortak koflma, Al-
lah’tan baflka yarat›c›n›n bulun-
du¤una inanma.
tagaddi:
g›dalanma, g›da alma,
beslenme.
tahammül:
zora dayanma, kötü
ve güç durumlara karfl› koyabil-
me, katlanma.
temenni:
olmas›n› veya olmama-
s›n› isteme; dilek, istek, arzu.
Tevhid:
Allah’›n bir oldu¤una
inanma, birleme.
umde:
esas al›nacak fley; ilke,
prensip, rükün.
zerre:
pek ufak parça, en küçük
parça.
zindan:
hapishane.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet, iflkence.
asr:
yüzy›l.
beddua:
bir kimsenin kötü ol-
mas› için dua, kötü dua.
Devr-i Saadet:
saadet devri;
Resulullah›n yaflad›¤› devre
verilen isim.
Esaret:
esirlik, tutsakl›k, hü-
küm alt›nda bulunma.
fakirâne:
fakircesine.
Fazilet:
de¤er, meziyet, iman
ve irfan itibariyle olan yüksek
derece.
fedaî:
can›n› esirgemeyen,
mühim bir maksat u¤runa ca-
n›n› vermeye haz›r bulunan.
fevkalâde:
ola¤anüstü.
Fitne:
kar›fl›kl›k, bozgunculuk,
azg›nl›k.
gayetülgaye:
as›l maksat, ni-
haî gaye.
hakikat:
gerçek, esas.
Harp:
savafl.
iman:
inanç, itikat.
kumandan:
komutan.
menfaat:
fayda.
Mücahede:
savaflma, müca-
dele.
mücahit:
cihat eden, sava-
flan.
mü’min:
iman eden, inanan.
müthifl:
dehflet veren, ürkü-
ten, dehfletli, korkunç.
nefs:
kötü vas›flar› kendisin-
de toplayan hay›rl› ifllerden
al›koyan güç.
putperest:
puta tapan, putu
tanr› edinen.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
salâh:
düzelme, iyileflme, iyi-
lik.
1...,947,948,949,950,951,952,953,954,955,956 958,959,960,961,962,963,964,965,966,967,...1390
Powered by FlippingBook