Bediüzzaman Kimdir?
Bediüzzaman, mahut ve mühlik uçurumlarla dolu olan
içtimaî seyrimizi, manevî de¤erler bakmndan bir nur-i
imanî ve ziya-i irfladî ile taht- emniyete almaya çabala-
yan ve bu hususta, bilmenin kendi kendini idare etmek,
bilmemenin körü körüne idare olunmak hakikatine vü-
cud verece¤ini halk kitleleri arasnda temessül ettiren in-
sandr.
Bediüzzaman, ahlâkî kymetler ve millî hasletlerin po-
zitif ilimlerle muvâzi olarak kat- mesafe edemedi¤ini, bu
mana ve flekil muvacehesinde yetiflen çöl kadar kuru ve
bofl ruhlarla bulanmfl gençli¤in, istikbalde milletimizin
rüyet ufkunda bir kara belâ olaca¤ hakikat-i katiyesini
gözlere sokan ve çare-i halâs da gösteren kimsedir.
Bediüzzaman, fiark ve Garp arasndaki azîm müfara-
katin, flahsiyet mefhumunun daralma ve genifllemesin-
den neflet etti¤ini gören ve asrn maymun taklitçili¤ine
varan flahsiyetsizli¤i önünde flahsiyet mefhumunun lâhî
yüksekli¤ini gönüllerin mihrak noktasnda sembollefltir-
meye tevessül eden âlimdir.
Bediüzzaman, hür adamlarn, hür memleketinin lâhî
kurulufl felsefesini akllara ve gönüllere nakfleden din
adamdr.
ahlâkî:
ahlakla ilgili, ahlaka ait.
âlim:
ilim ile u¤raflan, ilim adam.
asr:
yüzyl.
azîm:
büyük.
belâ:
musibet, sknt.
çare-i halâs:
kurtulufl çaresi.
felsefe:
bir ilmin esasl düsturlar.
Garp:
bat, Batda kalan bölgeler.
hakikat:
gerçek.
hakikat- katiye:
kesin hakikat,
gerçek.
haslet:
güzel huy, iyi özellik.
içtimaî:
toplulu¤a ait, toplumla il-
gili, toplumsal.
976 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
lâhî:
Allahla ilgili, Cenab-
Hakka dair.
istikbal:
gelecek zaman.
kat- mesafe:
yol alma, me-
safe katetme.
kymet:
de¤er.
mâhud:
belli olan, bilinen.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
mefhum:
bir sözün ifade etti-
¤i mana.
mihrak:
merkez nokta.
millî:
millete ait, ulusal.
müfarakat:
uzaklaflma, ayrl-
ma, ayrlk.
mühlik:
tehlikeli.
muvâcehe:
karfl, ön, yüzlefl-
me.
muvâzî:
paralel, birbirine
denk.
nakfl:
iflleme, süsleme.
neflet:
meydana gelme, olufl-
ma, çkma.
nur-i imanî:
imandan gelen
nur, aydnlk, parlaklk.
pozitif:
denemeye, ispata da-
yanan, müsbet.
ruh:
dirilik kayna¤, hayatn
temeli ve sebebi olan manevî
varlk.
rüyet:
görme, bakma, sey-
retme.
flahsiyet:
kiflilik.
fiark:
do¤u, do¤u bölgeleri.
taht- emniyet:
güvenlik al-
tnda.
temessül:
bir flekil ve surete
girme, cisimlenme.
tevessül:
sebep tutma, vesile
sayma.
ziya-y irfladî:
irflatla ilgili flk,
do¤ru yolu gösteren flk.