kymetini bu derece, Üstadmzn himmetiyle, idrak etmi-
fliz; flu hâlde, o nur ve feyiz hazinesi, irfan ve kemalât
menba olan Risale-i Nuru bir dakikamz bile bofl geçir-
meden, mütemadî ve devaml bir flekilde her gün ve her
saat okuyaca¤z ve bu u¤urda geceli gündüzlü çalflaca-
¤z, inflaallah. Fakat, her an, bütün ifllerimizde oldu¤u gi-
bi, bunda da büyük Üstadmzn dua ve himmetiyle mu-
vaffak olabilece¤iz.
Hem, flu hakikat zahir ve bâhirdir ki: Bir kimse allâme
dahi olsa, Risale-i Nurun ve müellifinin talebesidir, Risa-
le-i Nuru okumak zaruret ve ihtiyacndadr. E¤er gaflet
ederse, kendisini aldatan enaniyetine boyun e¤ip Risale-i
Nur külliyatn okumazsa, büyük bir mahrumiyete düçar
olur. Fakat, biz, idrak etti¤imiz bu muazzam hakikat kar-
flsnda, befleriyetin halâskâr ve milyarlarca insanlarn
fevkinde olan bir memur-i Rabbanîye nasl minnettar ve
medyun oldu¤umuzu tarif edemiyoruz.
Yine dua ve himmetinizle idrak etmifliz ki, Kurân-
Kerîmin bir mucize-i maneviyesi olan harika Risale-i
Nur külliyatnn bir satrndan etti¤imiz istifadenin bir
miktar- mukabilini dahi ödemeye gücümüz yetiflmez.
Bunun için, ancak, Cenab- Hakka flöyle yalvarmaya ka-
rar verdik:
Yâ Rab! Bizi ebedî haps-i münferitten kurtarp, bâkî
ve sermedî bir âlemin saadetine nail edecek bir hakaik
hazinesinin anahtarn Risale-i Nur gibi nazirsiz bir ese-
riyle bahfleden sevgili ve müflfik Üstadmz zalimlerin
TARHÇE- HAYATI
| 985
I
SPARTA
H
AYATI
kymet:
de¤er.
mahrumiyet:
mahrumluk, diledi-
¤ini, istedi¤ini elde edememe, na-
sipsizlik, hissesizlik.
medyun:
borçlu, verece¤i bulu-
nan.
memur- Rabbanî:
her fleyi terbi-
ye ve idare eden Cenab- Hakkn
memuru, kulu.
menba:
kaynak.
miktar- mukabil:
karfllayan
miktar.
minnettar:
bir iyili¤e karfl teflek-
kür duygusu içinde olan.
muazzam:
çok büyük, ulu, yüce.
mucize-i manevîye:
manevî
mucize.
müellif:
eser telif eden, yazan.
müflfik:
flefkatli, merhametli, sev-
gi ve ilgi gösteren.
mütemadî:
aralksz, sürekli, de-
vaml.
muvaffak:
baflarmfl, baflarl.
nail:
kavuflan, ulaflan, eren.
nazir:
benzer, efl.
nur:
aydnlk, parlt, flk.
Risale-i Nur külliyat:
Bediüzza-
man Said Nursînin yüz otuz par-
ça risaleden oluflan külliyat.
saadet:
mutluluk.
sermedî:
ebedî, daimî, sürekli.
talebe:
ö¤renci.
ya Rab:
Ey Allah!.
zahir:
açk, âflikar.
zalim:
zulmeden, acmasz ve
haksz davranan.
zaruret:
mecburiyet, zorunda ol-
mak, zorunluluk.
âlem:
cihan, evren.
allâme:
ilmî seviyesi çok yük-
sek olan âlim.
bâhir:
apaçk, aflikar.
bahfl:
ba¤fl, ihsan, verme.
bâkî:
ebedî, daimî, sürekli ve
kalc olan.
befleriyet:
beflerîlik, insanlk.
dua:
Allaha yalvarma, niyaz.
duçar:
tutulmufl, u¤ramfl, ya-
kalanmfl.
ebedî:
sonu olmayan, daimî,
sürekli.
enaniyet:
kendini be¤enme,
bencillik, egoistlik.
fevkinde:
üstünde.
feyiz:
ilim, irfan; ihsan, ba¤fl.
gaflet:
dikkatsizlik, endiflesiz-
lik, Allahtan uzaklaflp nefsin
arzularna dalmak.
hakaik:
hakikatler, do¤rular,
gerçekler.
hakikat:
gerçek, esas.
halâskâr:
kurtarc.
haps-i münferit:
tek baflna
olan hapis, ehl-i dalalet için
ölüm ve kabir.
hârika:
ola¤anüstü.
himmet:
manevî yardm, ih-
san, lütuf.
idrak:
akl erdirme, anlama,
kavrama kabiliyeti.
inflaallah:
Allah izin verirse
manasnda kullanlan bir dua.
irfan:
yaratlfltan bilme, anla-
ma, Allahn sr ve gerçekleri-
ni kavrama, kâinatn srlarn
bilme kudreti.
istifade:
faydalanma, yarar-
lanma.
kemalât:
kemaller, olgunluk-
lar, mükemmellikler.