stanbul Mahkemesi
Baz üniversiteli gençler, gençli¤in iman ve ahlâkna
hizmet maksadyla
Gençlik Rehberi
ni stanbulda bastr-
dlar. Bunun üzerine, müddeiumumîlik tarafndan,
163üncü maddeye istinaden, eser lâikli¤e aykr olarak
devletin temel nizamlarn dinî esaslara uydurmak mak-
sadyla yazld¤, propaganda ve telkin mahiyetinde oldu-
¤u iddiasyla, Üstat, stanbul Birinci A¤r Ceza Mahke-
mesine sevk olunmufltu.
22 Ocak 1952 muhakeme günü olmak itibaryla, Be-
diüzzaman Said Nursî, Ispartadan stanbula gelerek,
mahkemede hazr bulunmufltu. Üstadn talebeleri genç
üniversiteliler, mahkeme salonunu doldurmufllard. Kori-
dorlarda büyük bir kalabalk göze çarpyordu. Evvelâ id-
dianame ve ehl-i vukuf raporu okunmufl, Üstadn isticva-
b yaplmflt. Ehl-i vukuf raporunda, Müellifin bu eserde
din düflüncesini yaymaya çalflt¤, gençlere rehber ola-
cak fikirler serd eyledi¤i, müellifin tesettür taraftar oldu-
¤u, kadnlarn yarm çplak ve açk bacakla dolaflmalar-
nn slâmiyete aykr ve kadnn ftratna zt oldu¤unu be-
yan etti¤i, kadn güzellefltiren fleyin terbiye-i slâmiye da-
iresinde âdâb- Kurâniye ziyneti oldu¤unu söyledi¤i, di-
nî tedrisat taraftar oldu¤u, binaenaleyh devletin temel
nizamlarn dinî esaslara uydurmak istedi¤i... uzun uza-
dya izah edilmifltir.
âdâb- Kurâniye:
Kurânî terbiye,
Kurânn ihtiva etti¤i, Kurâna ait
edepler, terbiyeler.
beyan:
açklama, bildirme, izah.
binaenaleyh:
bundan dolay, bu-
nun üzerine.
ehl-i vukuf:
hâkimler.
Ehl-i vukuf:
hâkimler.
Evvelâ:
birinci olarak, her fleyden
önce, ilk olarak.
ftrat:
yaratlfl, tabiat, mizaç, huy.
iddianame:
iddia yazs, savcnn
bir dava konusundaki iddialarn
994 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
toplamfl oldu¤u, isnat etti¤i
suç ve delilleri de içine alan
yazs.
iman:
inanç, itikat.
isticvap:
sorguya çekme, ifa-
desini alma.
istinaden:
istinat ederek, da-
yanarak.
izah:
açklama, ayrntlar ile
anlatma.
mahiyet:
bir fleyin asl, esas,
tabiat, niteli¤i.
müddeiumumî:
savc.
müellif:
eser telif eden, ya-
zan.
muhakeme:
bir dava ile ilgili
taraflarn hakim huzuruna
çkmalar, duruflma.
nizam:
düzen.
propaganda:
bir inanç, dü-
flünce, doktrin v.b. ni baflkala-
rna tantmak, benimsetmek
amacn güden ve çeflitli vas-
talarla yaplan faaliyet.
serd:
sözü düzgün ve güzel
söyleme, birbiri ardnca düz-
gün ve iyi konuflma.
sevk:
yöneltme, gönderme.
talebe:
ö¤renci.
taraftar:
benimseyen, iste-
yen.
taraftar:
tarafl, bir taraf des-
tekleyen.
tedrîsât:
ö¤retim.
telkin:
fikir afllama, zihinde
yer ettirme.
terbiye-i slâmiye:
slâmî ter-
biye.
tesettür:
örtünme, gösteril-
mesi dinen yasak olan ksm-
larn örtülmesi.
ziynet:
süs.