Tarihçe-i Hayat - page 1002

mahkemelerin o kadar incelemelerine ra¤men bu yolda
bir delil bulunamayan, sekseni aflm›fl, kabir kap›s›na gel-
mifl, dünya meta›ndan hiçbir nesneye malik olmam›fl ve
ehemmiyet vermemifl bir adam hakk›nda, “Dini, siyase-
te alet ediyor” diyen, yerden gö¤e kadar, gökten yere
kadar haks›z ve insafs›zd›r.
“Biz Nur mekteb-i irfan› flakirtlerinin Kur’ân-› Ha-
kîm’den ald›¤›m›z hakikat dersi fludur ki: Evde yahut bir
gemide, bir masum, on cani bulunsa, adalet-i Kur’âniye
o mâsumun hakk›na zarar vermemek için o haneyi, o
gemiyi yakmay› menetti¤i hâlde, on masumu bir tek ca-
ni yüzünden mahv için, o hane, o gemi yak›l›r m›? Yak›-
l›rsa en büyük zulüm, en büyük h›yanet ve gadir olmaz
m›? Bu sebeple asayifli ihlâl yolunda yüzde on cani yü-
zünden doksan masumun hayat›n› tehlikeye ve zarara
sokmay› adalet-i ‹lâhiye ve hakikat-i Kur’âniye fliddetle
menetti¤i için biz bütün kuvvetimizle bu ders-i Kur’âniye-
ye ittibaen asayifli muhafazaya kendimizi dinen mecbur
biliriz.
“‹flte bizi böyle haks›z isnatlarla itham eden Devr-i Sa-
b›ktaki gizli düflmanlar›m›z, flüphe yok ki, ya siyaseti din-
sizli¤e alet etmek istediler, yahut bilerek, bilmeyerek bo-
zuk ideolojileri memleketimize yerlefltirmek gayretine
düfltüler. Görülüyor ki, nizam ve intizam› bozan, maddî,
manevî, memleketin emniyet ve asayiflini ihlâl eden biz-
ler de¤il, as›l onlard›. Hakikî bir Müslüman, samimî bir
mü’min hiçbir zaman anarflîye ve bozgunculu¤a taraftar
olmaz. Dinin fliddetle menetti¤i fley, fitne ve anarflîdir.
adalet-i ‹lahiye:
Allah’›n adaleti.
adalet-i Kur’âniye:
Kur’ân’›n ada-
leti.
anarfli:
her türlü düzen ve otori-
teye karfl› koyarak kar›fl›kl›¤›
meydana getirme durumu.
asayifl:
emniyet, kanun ve nizam
hakimiyetin sa¤lanmas›.
cani:
cinayet ifllemifl kimse, ac›-
mas›z, gaddar.
delil:
bir davay› ispata yarayan
fley, burhan.
ders-i Kur’âniye:
Kur’ân dersi,
Kur’ân’a ait ders.
Devr-i Sab›k:
geçmifl devir.
dinen:
din bak›m›ndan, diyanet
noktas›ndan, dince.
ehemmiyet:
önem, de¤er, k›y-
met.
emniyet:
güvenlik, kanun ve ni-
zam hakimiyetinin sa¤lanmas›.
fitne:
kar›fl›kl›k, bozgunculuk.
gadir:
zulüm, hainlik.
hakikat:
gerçek.
hakikat-› Kur’âniye:
Kur’ân’›n
hakikat›, Kur’ân’›n ifade etti¤i ger-
1002 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
çek.
Hakikî:
gerçek.
h›yanet:
hâinlik, ihanet, ken-
dine olan güveni kötüye kul-
lanma, sözünde durmay›p
oyun etme.
ihlâl:
bozma, zarar verme.
intizam:
düzenlilik, düzgün-
lük.
isnâd:
dayand›rma, mal et-
me, bir fleyi bir kimseye ait
gösterme.
itham:
suç isnat etme, suçla-
ma.
ittibaen:
ittiba ederek, tabi
olarak, uyarak.
Kur’ân-› Hakîm:
her ayet ve
suresinde say›s›z hikmet ve
faydalar bulunan Kur’ân.
maddî:
madde ile alâkal›.
mahv:
yok etme, ortadan
kald›rma, batma.
malik:
sahip.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
masum:
suçsuz, günahs›z,
saf, temiz.
mekteb-i irfan:
ilim ve irfan
okulu, irfan yuvas›.
men:
yasak etme, engelleme.
meta:
mal, servet; geçici dün-
ya zevki.
muhafaza:
koruma.
mü’min:
iman eden, inanan.
nizam:
düzen.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
samimî:
içten, candan, gönül-
den.
taraftar:
tarafl›, bir taraf› des-
tekleyen.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet, ifl-
kence.
1...,992,993,994,995,996,997,998,999,1000,1001 1003,1004,1005,1006,1007,1008,1009,1010,1011,1012,...1390
Powered by FlippingBook