etsin. Bunun için, Allah korkusunu ve sevgisini insanla-
ra afl›lay›n.
“Nas›l yapal›m bu ifli? Söyleyin, yaz›n, okutun, Peki,
ammâ o zaman ‘Propaganda’ diyorlar. Ne olur? Bunlar
Allah’›n emirleri, Kur’ân-› Azîmüflflan’›n hikmetleri de¤il
mi? Din, sizin en tabiî hakk›n›z de¤il mi? Kim meneder
sizi bundan (Allah yolundan)? Suç diyorlar buna. Öyle
mi? Allah’›n emrini okuyun:
p
ór
©n
H r
øp
e n
?ƒo
°Ss
ôdG Gƒt
bÉn
°Tn
h $G p
?«/
Ñ°n
S r
øn
Y Ght
ón
°Un
h Gho
ôn
Ø`n
c n
øj/
òs
dG s
¿p
G
1
r
ºo
¡n
dÉn
ªr
Yn
G o
§p
Ñr
ëo
«°n
Sn
h Ék
Ä`r
«°n
T %G Ght
öo
†n
j r
øn
d …'
óo
¡r
dG o
ºo
¡n
d n
øs
«`n
Ñ`n
J Én
e
“Meali: ‘Haberiniz olsun ki, o küfür edip halk› Allah
yolundan men eyleyen ve hak kendilerine tebeyyün et-
tikten sonra Peygambere karfl› gelenler, hiçbir zaman Al-
lah’a zerrece bir zarar edecek de¤iller. O, onlar›n amel-
lerini heder edecektir.’
“Peki amma, dinlemezlerse? Dinleyenlere, iman
edenlere tekrar edin; çünkü yapt›¤›n›z ifl iyidir... ‹nsanlar
için, cemiyet için, millet için, hükûmet için, devlet için
hay›rl›d›r; flerden belâdan koruyucudur. ‹man edenlere
deyin ki:
2
r
ºo
µ
n
dÉn
ªr
Yn
G Gƒo
?p
£r
Ño
J n
’n
h n
?ƒo
°Ss
ôdG Gƒo
©«/
Wn
G Gƒo
æn
e'
G n
øj/
òs
dG Én
¡t
jn
G BÉ`n
j
“Meali: ‘Ey bütün iman edenler! Allah’a ve Resulüne
itaat edin de amellerinizi iptal eylemeyin.’
“Buna da inanmazlarsa, deyin ki: Tehlike... Vatan ve
milletiniz için tehlike dinde, dinin propagandas›nda
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 1011
I
SPARTA
H
AYATI
tebeyyün:
meydana ç›kma, gö-
rünme, belli olma, anlafl›lma.
zerre:
pek ufak parça, en küçük
parça.
amel:
fiil, ifl.
amma:
ama, lakin, ancak.
Baflvekil:
baflbakan.
cemiyet:
topluluk, birlik.
hâk:
do¤ru, gerçek, hakikat.
heder:
bofla gitme, ziyan ol-
ma, karfl›l›ks›z kalma.
hikmet:
‹lahî gaye, yüksek
bilgi, fayda.
iman:
inanç, itikat.
iptal:
bofl, hükümsüz b›rak-
ma.
itaat:
dinin emrettiklerini ye-
rine getirip yasaklar›ndan ka-
ç›nma.
küfür:
Allah’›n varl›¤›na, birli-
¤ine inanmama, müflriklik,
imans›zl›k.
Kur’ân-› Azîmüflflan:
flan ve
flerefi yüce olan Kur’ân.
Meal:
mana, anlam, mefhum.
men:
yasak etme, engelleme.
propaganda:
bir inanç, dü-
flünce, doktrin v.b. ni baflkala-
r›na tan›tmak, benimsetmek
amac›n› güden ve çeflitli vas›-
talarla yap›lan faaliyet.
Resul:
Allah’›n elçisi, pey-
gamber.
fler:
kötülük.
1.
Muhammed Suresi: 32.
2.
Muhammed Suresi: 33.