Tarihçe-i Hayat - page 911

lâz›m geliyor. Gerçi hâdiseniz pek cüz’î ve gecici ve kü-
çük idi. Fakat, saatimizin zenbere¤ine ve gözümüzün ha-
dekas›na gelen bir saç, bir zerrecik dahi incitir. Ve bu
noktada ehemmiyetlidir ki, maddî üç patlak ve manevî
üç müflahedeler tam tam›na haber verdiler.
Said Nursî
„@ò
1
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
Aziz, s›dd›k kardefllerim,
Leyle-i Miraç ikinci bir Leyle-i Kadir hükmündedir. Bu
gece mümkün oldukça çal›flmakla, kazanç birden bine ç›-
kar. fiirket-i maneviye s›rr›yla, inflaallah, herbiriniz k›rk
bin dil ile tesbih eden baz› melekler gibi, k›rk bin lisan ile
bu k›ymettar gecede ve sevab› çok bu çilehanede ibâdet
ve dualar edeceksiniz ve hakk›m›zda gelen f›rt›nada bin-
den bir zarar olmamas›na mukabil, bu gecedeki ibâdet
ile flükredersiniz. Hem sizin tam ihtiyat›n›z› tebrik ile be-
raber, hakk›m›zda inayet-i Rabbaniye pek zahir bir suret-
te tecelli etti¤ini tebflir ederiz.
Said Nursî
„@ò
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
Aziz, s›dd›k, muhlis kardefllerim,
Bizler imkân dairesinde bütün kuvvetimizle Lem’a-i ‹h-
lâs›n düsturlar›n› ve hakikî ihlâs›n s›rr›n› mabeynimizde
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 911
A
FYON
H
AYATI
mazan’›n 27. gecesi.
Leyle-i Miraç:
Miraç Gecesi, Hz.
Muhammed’in Miraca ç›kt›¤› ge-
ce, Recep ay›n›n 27. gecesi.
lisan:
dil.
mabeyn:
ara.
maddî:
madde ile alâkal›, cisma-
nî.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
muhlis:
ihlâsl›, samimî; bir ifli hiç
bir karfl›l›k beklemeden s›rf Allah
r›zas› için yapan.
mukabil:
karfl›l›k.
müflahede:
bir fleyi gözle görme,
seyretme.
s›dd›k:
çok do¤ru, dürüst, hakk›
ve hakikati tereddütsüz kabulle-
nen.
s›r:
gizli hakikat.
flirket-i maneviye:
manevî flir-
ket, manevî ortal›k.
flükür:
Allah’›n nimetlerine karfl›
memnunluk gösterme, gerek dil
ile gerekse hal ile Allah’› hamd
etme.
suret:
biçim, flekil, tarz.
tebflir:
müjde verme, müjdeleme.
tecelli:
belirme, bilinme, görün-
me.
tesbih:
Allah’› bütün kusur ve
noksan s›fatlardan uzak tutma,
Cenab-› Hakk› flan›na lây›k ifade-
lerle anma.
zahir:
aç›k, aflikâr.
zemberek:
saatlerin çeflitli parça-
lar›n› harekete geçiren yay.
zerre:
en küçük parça, molekül,
atom.
aziz:
izzetli, muhterem, say-
g›n.
çilehane:
çile yeri, çile çeki-
len yer.
cüz’î:
küçük, az; k›ymetsiz,
önemsiz.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
düstur:
kaide, esas, prensip.
ehemmiyetli:
önemli.
gerçi:
her ne kadar...
hadeka:
göz bebe¤i.
hâdise:
olay.
hakikî:
gerçek.
hükmünde:
de¤erinde, yerin-
de.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli
baflka bir karfl›l›k beklemek-
sizin, s›rf Allah r›zas› için yap-
ma.
ihtiyat:
uzak görüfllü olma,
gelece¤i düflünerek tedbirli
hareket etme.
imkân:
mümkün olma, olabi-
lirlik.
inayet-i Rabbaniye:
her fle-
yin terbiye ve idare eden Ce-
nab-› Hakk’›n yard›m›.
inflaallah:
‘Allah izin verirse’
manas›nda kullan›lan bir dua.
k›ymettar:
k›ymetli, de¤erli.
Lem’a-i ‹hlâs:
‹hlâs lem’as›,
Lem’alar adl› eserde bulunan
‹hlâs Risalesi.
Leyle-i Kadîr:
Kadîr Gecesi,
Kur’ân-› Kerîm’in dünya se-
mas›na nazil oldu¤u gece, Ra-
1.
Allah’›n ad›yla. Onu her türlü kusur ve noksanl›ktan tenzih ederiz.
1...,901,902,903,904,905,906,907,908,909,910 912,913,914,915,916,917,918,919,920,921,...1390
Powered by FlippingBook