1
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
Aziz, s›dd›k kardefllerim,
Evvelâ
: Receb-i flerifinizi ve yar›nki Leyle-i Regaibinizi
ruhucan›m›zla tebrik ederiz.
Saniyen
: Me’yus olmay›n›z, hem merak ve telâfl etme-
yiniz; inayet-i Rabbaniye inflaallah imdad›m›za yetiflir. Bu
üç aydan beri aleyhimizde ihzar edilen bomba patlad›.
Benim sobam ve Feyzilerin su barda¤› ve Hüsrev’in su
bardaklar›n›n verdikleri haber do¤ru ç›kt›. Fakat dehfletli
de¤il, hafif oldu. ‹nflaallah, o atefl tamamen sönecek. Bü-
tün hücumlar›, flahs›m› çürütmek ve Nurun fütuhat›na
bulant› vermektir. Emirda¤’›ndaki malûm münaf›ktan da-
ha muz›r ve gizli z›nd›klar›n elinde bir alet bir adam ve
bid’atkâr bir yar›m hoca ile beraber, bütün kuvvetleriyle
bize vurmaya çal›flt›klar› darbe, yirmiden bire inmifl; in-
flaallah, o bir dahi, bizi mecruh ve yaral› etmeyecek ve
düflündükleri ve kast ettikleri bizi birbirinden ve Nurlar-
dan kaç›rmak plânlar› dahi akim kalacak. Bu mübârek
aylar›n hürmetine ve pek çok sevap kazand›rmalar›na
itimaden sab›r ve tahammül içinde flükür tevekkül etmek
ve
2
p
Qn
ón
µr
dG n
øp
e n
øp
en
G p
Qn
ón
?r
dÉp
H n
øn
e'
G r
øn
e
düsturuna teslim olmak
elzemdir, vazifemizdir.
Said Nursî
„@ò
akim:
neticesiz, sonu yok, baflar›-
s›z.
aleyh:
karfl›, karfl›t.
aziz:
izzetli, muhterem, sayg›n.
bid’atkâr:
dinde olmayan› dine
sokmaya çal›flan, bid’atç›.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
düstur:
kaide, esas, prensip.
elzem:
daha (en, pek) lâz›m, lü-
zumlu, gerekli.
Evvelâ:
birinci olarak, her fleyden
önce, ilk olarak.
fütuhat:
zaferler, fetihler, galibi-
yetler.
hücum:
sald›rma.
hürmet:
sayg›.
ihzar:
haz›r etme, haz›rlama.
imdat:
yard›m.
inayet-i Rabbanîye:
her fleyin
terbiye ve idare eden Cenab-›
Hakk›n yard›m›.
inflaallah:
‘Allah izin verirse’ ma-
nas›nda kullan›lan bir dua.
itimaden:
itimat ederek, dayana-
rak, güvenerek.
Leyle-i Regaip:
Regaip Gecesi,
Recep ay›n›n ilk Cuma gecesi.
malûm:
bilinen, bilinir olan.
mecruh:
yaralanm›fl, inand›r›c›
sözlerle çürütülmüfl fikir.
me’yus:
ye’se düflmüfl, ümitsiz,
kederli.
mübarek:
feyizli, bereketli, kutlu.
münaf›k:
nifak sokan, ara bo-
zucu; kalbinde küfrü gizledi¤i
hâlde Müslüman görünen.
muz›r:
zararl›, zarar veren.
receb-i flerif:
Kamerî aylar›n
yedincisi ve mübarek kutsal
aylardan üç aylar›n birincisi,
Recep ay›.
ruhucan:
ruh ve can; ruh ve
canla.
sab›r:
dayanma, katlanma,
zorluklara dayanma gücü.
saniyen:
ikinci olarak.
s›dd›k:
çok do¤ru, dürüst,
hakk› ve hakikati tereddütsüz
kabullenen.
flükür:
Allah’›n nimetlerine
karfl› memnunluk gösterme,
gerek dil ile gerekse hâl ile
Allah’› hamd etme.
tahammül:
zora dayanma,
kötü ve güç durumlara karfl›
koyabilme, katlanma.
tevekkül:
bir ifli gerçeklefl-
mesi için gereken çal›flmay›
ve çabay› gösterip sebeplere
baflvurduktan sonra ifli Al-
lah’a b›rakma.
vazife:
görev.
z›nd›k:
Allah’a ve ahirete
inanmayan, Allah’› inkâr
eden, imans›z, münkir.
1.
Allah’›n ad›yla. Onu her türlü kusur ve noksanl›ktan tenzih ederiz.
2.
Kadere iman eden, kederden emin olur.
908 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
A
FYON
H
AYATI