Tarihçe-i Hayat - page 913

Evet, Risale-i Nur’un meselesi âlem-i ‹slâmda, husu-
san bu memlekette küllî bir ehemmiyeti bulundu¤undan,
böyle heyecanl› toplamalar ile umumun nazar-› dikkatini
Nur hakikatlerine celp etmek lâz›md›r ki, ümidimizin ve
ihtiyat›m›z›n ve gizlememizin ve muar›zlar›n küçültmele-
rinin fevkinde ve ihtiyar›m›z›n haricinde, böyle flaflaa ile,
Risale-i Nur kendi derslerini dost ve düflmana aflikâren
veriyor, en mahrem s›rlar›n› en nâmahremlere çekinme-
yerek gösteriyor. Madem hakikat budur; biz küçücük s›-
k›nt›lar›m›z› kinin gibi bir ac› ilâç bilip, sab›r ve flükretme-
liyiz, “Yâ Hû! Bu da geçer” demeliyiz.
Saniyen
: Bu Medrese-i Yusufiyenin naz›r›na yazd›m:
Ben Rusya’da esir iken, en evvel, Bolflevizmin f›rt›nas›,
hapishanelerden bafllad›¤› gibi, Frans›z ‹htilâl-i Kebiri da-
hi en evvel hapishanelerden ve tarihlerde serseri nam›y-
la yâd edilen mahpuslardan ç›kmas›na binaen; biz Nur
fiakirtleri, hem Eskiflehir, hem Denizli, hem burada,
mümkün oldukça mahpuslar›n ›slâh›na çal›flt›k. Eskiflehir
ve Denizli’de tam faydas› görüldü. Burada daha ziyade
fayda olacak ki, bu nazik zaman ve zeminde Nurun ders-
leriyle geçen f›rt›nac›k
(HAfi‹YE)
yüzden bire indi. Yoksa ih-
tilaftan ve böyle hâdiselerden istifade eden ve f›rsat bek-
leyen haricî muz›r cereyanlar, o baruta atefl at›p bir yan-
g›n ç›kacakt›.
Said Nursî
„@ò
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 913
A
FYON
H
AYATI
inflaallah:
‘Allah izin verirse’ ma-
nas›nda kullan›lan bir dua
›slah:
iyi duruma getirme, iyilefl-
tirme, düzeltme.
istifade:
faydalanma, yararlan-
ma.
küllî:
umumî, genel, bütün olan.
madem:
...den dolay›, böyle ise.
mahpus:
hapsedilmifl olan, tu-
tuklu.
mahrem:
herkesçe bilinmemesi
gereken, gizli.
medrese-i Yusufiye:
Yusuf’un
medresesi, Hz. Yusuf’un (a.s.) ifti-
ra, haks›zl›k ve zulüm ile hapiste
kalmas›ndan kinaye olarak, iman
ve Kur’ân’a hizmetinden dolay›
tevkif edilenlerin hapsedildi¤i yer
manas›nda, hapishane.
mesele:
önemli konu.
muar›z:
muhalefet eden, karfl› ç›-
kan, muhalif.
muz›r:
zararl›, zarar veren.
nam:
ad
namahrem:
mahrem olmayan,
bir fleyi bilmemesi gereken kifli-
ler.
nazar-› dikkat:
dikkatli bakma,
dikkatli bak›fl.
nazik:
narin, ince; dikkat gerekti-
ren, önemli.
naz›r:
vekil, bakan.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
sab›r:
dayanma, katlanma, zor-
luklara dayanma gücü.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
saniyen:
ikinci olarak.
flaflaa:
gösterifl, debdebe.
serseri:
gayesiz, hedefsiz; öteden
beri bafl›bofl olan.
s›r:
gizli hakikat, bir fleyin dikkat
ve tecrübe ile anlafl›lan en ince
yan›.
flükür:
Allah’›n nimetlerine karfl›
memnunluk gösterme, gerek dil
ile gerekse hal ile Allah’› hamd
etme.
umum:
bütün, herkes.
vâris:
mirasç›
yâd:
anma.
zemin:
yer.
ziyade:
fazla, fazlas›yla.
HAfi‹YE:
Bu f›rt›na ise; Afyon hapsinde bir isyan ç›kt›; hiçbir Nur Tale-
besi kar›flmad›.
âcizâne:
âciz ve güçsüz bir
flekilde
âlem-i ‹slâm:
‹slâm âlemi, ‹s-
lâm dünyas›.
aflikâren:
aflikâr olarak, aç›k-
ça.
binaen:
-den dolay›, bu se-
bepten.
Bolflevizm:
Hürriyet ad›na
bütün insanî de¤erleri tahribe
yönelerek, hiç bir kanun, öl-
çü, de¤er tan›maks›z›n sosya-
list hedeflere varmay› benim-
seyen görüfl.
celp:
çekme, çekifl, kendine
çekmek.
cereyan:
ak›m, fikir, sanat ve-
ya siyaset hareketi.
ecdat:
dedeler, büyük baba-
lar, atalar.
ehemmiyet:
önem, de¤er,
k›ymet.
esir:
tutsak.
evvel:
önce.
fevkinde:
üstünde.
hâdise:
olay.
hakikat:
gerçek.
hariç:
d›flar›.
haricî:
d›flar›ya ait.
hafliye:
dipnot
hususan:
bilhassa, özellikle.
ihtilâf:
ayr›l›k, bir konuda
farkl› görüfl ve düflünüfl, fikir
ayr›l›¤›.
‹htilâl-i Kebir:
Büyük Frans›z
‹htilâli.
ihtiyar:
irade, tercih; kendi is-
tek ve arzular›na göre hare-
ket etme.
ihtiyat:
uzak görüfllü olma,
gelece¤i düflünerek tedbirli
hareket etme.
1...,903,904,905,906,907,908,909,910,911,912 914,915,916,917,918,919,920,921,922,923,...1390
Powered by FlippingBook