Tarihçe-i Hayat - page 881

fieriat›n birtek meselesine ruhumu feda etmeye haz›r›m”
diyen ve o büyük zabitleri hayretle takdire sevk edip, ida-
m›n› beklerken beraatine karar verdikleri ve tahliye olup
dönerken, onlara teflekkür etmeyerek “Zalimler için ya-
flas›n Cehennem!” diye yolda ba¤›ran; ve Ankara’da, Di-
van-› Riyasette Mustafa Kemal hiddetle ona dedi: “Biz,
seni buraya ça¤›rd›k ki, bize yüksek fikirler beyan edesin;
sen geldin, namaza dair fleyler yazd›n, içimize ihtilâf ver-
din.” Ona karfl›, “‹mandan sonra en yüksek namazd›r.
Namaz k›lmayan hâindir; hainin hükmü merduttur” diye
k›rk elli mebusun huzurunda söyleyen ve o dehfletli ku-
mandan ona bir nevi tarziye verip hiddetini geri ald›ran;
ve alt› vilâyet zab›tas›nca ve hükûmetçe, asayiflin ihlâline
dair birtek maddesi kaydedilmeyen ve yüz binlerle Nur
fiakirtlerinin hiçbir vukuat› görünmeyen, yaln›z bir küçük
talebenin hakl› bir müdafaada küçük bir vukuat›ndan
baflka hiçbir flakirdinden bir cinayet iflitilmeyen ve hangi
hapse girmifl ise o mahpuslar› ›slah eden ve yüz binler
Risale-i Nur’dan, memlekette intiflar etmekle beraber,
menfaatten baflka hiçbir zarar› olmad›klar›n› yirmi üç se-
nelik hayat›n›n ve üç hükûmet ve mahkemelerin beraat-
ler vermelerinin ve Nurun k›ymetini bilen yüz bin flakirt-
lerinin kavlen ve fiilen tasdiklerinin flahadetiyle ispat
eden ve münzevî, mücerred, garip, ihtiyar, fakir ve ken-
dini kabir kap›s›nda gören ve bütün kuvvet ve kanaatiy-
le fânî fleyleri b›rak›p, eski kusurat›na bir kefaret ve ha-
yat-› bâkiyesine bir medar arayan ve dünyan›n rütbeleri-
ne hiç ehemmiyet vermeyen ve fliddet-i flefkatinden
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 881
A
FYON
H
AYATI
ispat:
do¤ruyu delillerle göster-
me.
istibdat:
idarede görülen her tür-
lü kanun d›fl› tazyik, bask›.
kanaat:
inanma, görüfl, fikir.
kavlen:
söz ile, sözlü olarak, fiilî
olmayan.
kefaret:
kendisi ile ifllenen bir gü-
nah›n giderilmesi.
k›ymet:
de¤er.
kumandan:
komutan.
kusurat:
kusurlar, noksanl›klar,
eksiklikler, özürler.
mahpus:
hapsedilmifl olan, tu-
tuklu.
mebus:
milletvekili.
medar:
sebep, vesile.
menfaat:
fayda.
merdut:
reddolunmufl, kovul-
mufl.
mesele:
konu.
meflrutiyet:
bafl›nda hükümdar
bulunmakla birlikte seçimle ku-
rulan bir yasama meclisine daya-
nan, yürütmesi denetime aç›k
anayasal idare flekli.
mücerret:
tecrit edilmifl, yaln›z,
tek.
müdafaa:
savunma.
münzevi:
inzivaya çekilen, köfle-
ye çekilmifl, yaln›z.
mürteci:
gerilik, geriye dönme
tarafl›s›, eski düzeni savunan, ge-
rici.
nevi:
çeflit, tür.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
ruh:
dirilik kayna¤›, hayat›n te-
meli ve sebebi olan manevî var-
l›k.
flahadet:
flahit olma, flahitlik, ta-
n›kl›k.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
fieriat:
Allah taraf›ndan peygam-
ber vas›tas›yla bildirilen, ‹lâhî
emir ve yasaklara dayanan hü-
kümlerin hepsi.
sevk:
yöneltme.
fliddet-i flefkat:
flefkatin fliddeti,
derecesi; afl›r› derecedeki flefkat.
sual:
soru.
tahliye:
tutukluyu serbest b›rak-
ma.
takdir:
be¤enme, be¤endi¤ini
belirtme.
talebe:
ö¤renci.
tarziye:
hatal› bir hareketten do-
lay› aff›n› isteme, özür dileme.
tasdik:
do¤rulama, onaylama.
vilâyet:
il.
vukuat:
vuku bulan fleyler, hâdi-
seler, olaylar.
zabit:
subay.
zab›ta:
flehir güvenli¤ini sa¤la-
makla vazifeli bulunan idare, po-
lis.
asayifl:
emniyet, kanun ve ni-
zam hâkimiyetin sa¤lanmas›.
beraat:
temize ç›kma, suçsuz
oldu¤u anlafl›lma.
beyan:
aç›klama, bildirme,
izah.
cevaben:
cevap olarak, karfl›-
l›k fleklinde.
cin:
gözle görünmez, lâtif ci-
simlerden ibaret bir yarat›k.
cinayet:
cana k›yma, katl ve-
ya bu derecede a¤›r bir suç.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
Divan-› Riyaset:
reislik, bafl-
kanl›k makam›.
ehemmiyet:
önem, de¤er,
k›ymet.
fânî:
ölümlü, geçici.
fiilen:
fiille, davran›fl ve hare-
ketle.
f›rka:
siyasî parti.
garip:
gurbette, kendi mem-
leketinin d›fl›nda bulunan, ya-
banc›.
hain:
h›yanet eden, arkadan
vuran.
hayat-› bak›ye:
bâkî olan,
sonsuz hayat, ahiret hayat›.
hiddet:
öfke, k›zg›nl›k.
hüküm:
dinî kaide, kural.
ibaret:
meydana gelen, olu-
flan.
ihlâl:
bozma, zarar verme.
ihtilâf:
ayr›l›k, bir konuda
farkl› görüfl ve düflünüfl, fikir
ayr›l›¤›.
iman:
inanç, itikat.
ins:
insan, befler, Âdemo¤lu.
intiflar:
yay›lma, yayg›nlafl-
ma, neflrolunma.
›slah:
iyi duruma getirme, iyi-
lefltirme, düzeltme.
1...,871,872,873,874,875,876,877,878,879,880 882,883,884,885,886,887,888,889,890,891,...1390
Powered by FlippingBook