ve müfteriyâne ittihamnameleri bana ve adaletten tesel-
li bekleyen masum Nur Talebelerine cebren dinlettirdik-
leri hâlde, çok rica ettim, Befl-on dakika bana müsaade
ediniz ki, hukukumuzu müdafaa edeyim; bir-iki dakika-
dan fazla izin vermediler.
Ben, yirmi ay tecrid-i mutlakta durduruldu¤um hâlde,
yalnz üç-dört saat bir-iki arkadaflma izin verildi. Müdafa-
atmn yazsnda az bir parça yardmlar oldu. Sonra, on-
lar da men edildi; pek gaddarâne muameleler içinde ce-
zalandrdlar. Müddeinin bin dereden su toplamak nev-
inden yanlfl mana vermekle ve iftiralar ve yalan isnatlar-
la, garazkârâne ve on befl sahifesinde seksen bir hatâs-
n ispat etti¤im aleyhimizdeki ithamnamelerini dinleme-
ye bizi mecbur ettiler; beni konuflturmadlar. E¤er konufl-
tursalard, diyecektim: Hem dininizi inkâr, hem ecdad-
nz dalâletle tahkir eden ve Peygamberinizi (a.s.m.) ve
Kurânnzn kanunlarn reddedip kabul etmeyen, Yahudî
ve Nasranî ve Mecusîlere, hususan flimdi Bolflevizm per-
desi altndaki anarflist ve mürtet ve münafklara,
(HAfiYE)
TARHÇE- HAYATI
| 877
A
FYON
H
AYATI
yükleme, olmayan bir suçu bafl-
kasna yükleme.
intiflar:
yaylma, yaygnlaflma,
neflrolunma
isnat:
dayandrma, mal etme, bir
fleyi bir kimseye ait gösterme.
ithamname:
iddianame, bir suç
ifllemekten dolay sank olarak
tutuklanan kimseye, o suçun is-
nad hakknda itham heyeti tara-
fndan verilen yaz.
ittihamname:
suçlama mektubu.
küfr-i mutlak:
mutlak küfür, hiç
bir imanî hükmü, delili kabul et-
meme, kesin ve tam bir inkar
lillâh:
Allah için
maddî:
madde ile alakal, cismanî
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan
mecusî:
atefle tapan, Zerdüflt di-
nini benimseyen, bu dinle ilgili
olan, Zerdüfltî.
muamele:
davranma, davranfl.
mübarek:
feyizli, bereketli, kutlu
müdafaa:
savunma.
müdafaat:
müdafaalar, savun-
malar.
müddei:
savc.
müfteriyâne:
iftira edercesine, if-
tira ederek, karalarcasna.
münafk:
nifak sokan, arabozucu;
kalbinde küfrü gizledi¤i halde
Müslüman görünen
mürtet:
irtidat eden, slâm dinini
brakarak eski dinine veya baflka
bir dine geçmifl olan, din de¤iflti-
ren.
müsaade:
izin.
muvaffak:
baflarmfl, baflarl
Nasranî:
sevî, Hristiyan.
necat:
kurtulufl, kurtulma
nevi:
tür, çeflit.
nur:
aydnlk, parlt, flk
rejim:
idarede tutulan yol, yönet-
me tarz, düzenleme biçimi
Resul-i Ekrem:
çok cömert, ke-
rîm olan peygamber, Hz. Muham-
med (a.s.m.).
flaki:
Allahn rzasndan ve ahiret
mutlulu¤undan yoksun kimse
tahkir:
hakaret etme, küçük gör-
me, fleref ve haysiyetini incitme.
talebe:
ö¤renci.
tecrid-i mutlak:
hiç kimseyle gö-
rüflememek, tam bir yalnzlk.
teselli:
avutma, acsn dindirme.
zndka:
dinsizlik, inançszlk.
zulüm:
hakszlk, eziyet, iflkence
HAfiYE:
Yâ Üstat! De¤il yirmi milyon, üç yüz elli milyon insanlarn
maddî ve manevî hukukunu, Kurânn nuruyla lillâh için müdâfaa etmifl-
sin. Lillâh için oldu¤una delil, Cenab- Hak seni Kurânn hizmetinde mu-
vaffak eyledi. Mûsa Aleyhisselâm, Firavunun zulmünden necat buldu¤u
gibi, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm da münafklarn lâflelerini gö-
rüp, hususan münafklarn reisini, mübarek kendi eliyle geberterek Cehen-
neme gönderdi¤i gibi; Risale-i Nur da Eskiflehirde risale-i
Münacat
, De-
nizlide
Meyve Risalesi
ve
Hücceti
; Afyonda bu arzuhâl ile, zndkann
küfr-i mutlaknn ve flakîlerin canlarn Cehenneme gönderdi, prensipleri-
ni, rejimlerini yrtarak, dünyann her köflesinde intiflar etti. Elhamdülillâh.
Küçük Ali
aleyh:
karfl, karflt.
anarflist:
hiç bir düzen ve
otorite tanmayan, karflklk
ve bozgunculuktan yana
olan.
arzuhâl:
hâlin bildirilmesi, ne
hâlde bulundu¤unu bildirme;
dilekçe.
Bolflevizm:
Hürriyet adna
bütün insanî de¤erleri tahribe
yönelerek, hiç bir kanun, öl-
çü, de¤er tanmakszn sosya-
list hedeflere varmay benim-
seyen görüfl.
cebren:
cebirle, zorla, kuvvet
kullanarak, mecburî.
dalâlet:
Hak ve hakikatten
sapma, do¤ru yoldan ayrlma,
azma.
delil:
bir davay ispata yara-
yan fley, burhan
ecdat:
dedeler, büyük baba-
lar, atalar.
elhamdülillâh:
Allaha hamd
olsun, Allaha flükür
Firavun:
Allahlk iddiasnda
bulundu¤u için Hz. Musann
(a.s.) mücadele etti¤i Msr hü-
kümdar
gaddarâne:
zalimce, gaddar-
ca, merhametsizce, haincesi-
ne.
garazkârâne:
garez ve düfl-
manl¤a kaplarak, garazkâr-
lkla, düflmancasna.
hafliye:
dipnot.
hüccet:
delil
hukuk:
haklar
hususan:
bilhassa, özellikle.
iafle:
geçindirme, besleme,
yaflatma
iftira:
asl olmadan birine suç