yüz yirmi adamdan on befl arkadafl›ma alt›flar ay ceza
verdiler. Demek, flimdi Risale-i Nur’u ve flakirtlerini itti-
ham etmek, o üç mahkemeyi mahkûm etmek ve itham
ve ihanet etmek demektir.
Sadisen:
Risale-i Nur ile mübareze edilmez. Onu gö-
ren bütün ulema-i ‹slâm, Kur’ân’›n gayet hakikatli bir tef-
siri, yani hakikatlerinin kuvvetli hüccetleri ve bu as›rda
bir mu’cize-i maneviyesi ve flimalden gelen tehlikelere
karfl›, bu millet ve bu vatan›n bir kuvvetli seddi oldu¤un-
dan, mahkemeniz, bunun talebelerini bundan ürkütmek
de¤il, belki hukuk-i amme noktas›nda tergip etmek bir
vazifeniz biliyoruz ve onu sizden bekliyoruz. Millete, va-
tana, asayifle muz›r dinsizlerin ve baz› siyasî z›nd›klar›n
kitaplar›na ve mecmualar›na hürriyet-i ilmiye serbestiye-
tiyle iliflilmedi¤i hâlde, masum ve muhtaç bir gencin ima-
n›n› kurtarmak ve sû-i ahlâktan kurtulmak için Nura ta-
lebe olmas›, elbette de¤il bir suç, belki hükûmet ve Ma-
arif Dairesi teflvik ve takdir edecek bir hâlettir.
Son sözüm: Cenab-› Hak, hâkimleri adalet-i hakikiye-
ye muvaffak etsin, âmin deyip,
2
o
Ò°/
üs
ædG n
ºr
©p
fn
h '
‹r
ƒn
Ÿr
G n
ºr
©p
f
1
@ o
?«/
c
n
ƒr
dG n
ºr
©p
fn
h *G Én
æo
Ñr
°ùn
M
3
n
Ú/
ªn
dÉn
©r
dG u
Ün
Q ! o
ór
ªn
ër
dn
G @
’dir.
„@ò
adalet-i hakikîye:
hakikî adalet,
gerçek adalet.
Âmin:
Yâ Rabbi! Öyle olsun, ka-
bul eyle!” anlam›nda duan›n so-
nunda söylenir.
asayifl:
emniyet, kanun ve nizam
hâkimiyetin sa¤lanmas›.
as›r:
yüzy›l.
gayet:
son derece.
hakikat:
gerçek, esas.
hâlet:
hâl, durum.
hüccet:
delil.
hukuk-› amme:
kamu hukuku.
hürriyet-i ilmiye:
ilim hürriyeti.
ihanet:
hainlik, kötülük etme, ar-
kadan vurma.
iman:
inanç, itikat.
itham:
suç isnat etme, suçlama.
ittiham:
suç alt›nda bulunma,
töhmetli olma.
Maarif:
e¤itim bakanl›¤›.
mahkûm:
bir mahkemece hü-
küm giymifl, hükümlü.
masum:
suçsuz, günahs›z, saf, te-
miz.
mecmua:
toplan›p, biriktirilmifl,
düzenlenmifl yaz›lar›n hepsi.
mübareze:
çat›flma, kavga.
mu’cize-i manevîye:
manevî
mu’cize.
muvaffak:
baflarm›fl, baflar›l›.
muz›r:
zararl›, zarar veren.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
Sadisen:
alt›nc› olarak.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
serbestiyet:
serbestlik, rahat
ve serbest olma hâli.
set:
mâni, perde, engel.
flimal:
kuzeyde yer alan böl-
geler.
siyasî:
siyasetle ilgili, siyasete
ait.
sû-i ahlâk:
ahlâk kötülü¤ü,
kötü ahlâk.
takdir:
be¤enme, be¤endi¤ini
belirtme.
talebe:
ö¤renci.
tefsir:
Kur’ân’›n mana bak›-
m›ndan izah›, aç›klamas›.
tergip:
ra¤bet verme, istek-
lendirme.
ulema-y› ‹slâm:
‹slâm âlimle-
ri.
vazife:
görev.
z›nd›k:
Allah’a ve ahirete
inanmayan, Allah’› inkâr
eden, imans›z, münkir.
1.
Allah bize yeter; O ne güzel vekildir. (Âl-i ‹mran Suresi: 173.)
2.
O ne güzel dost ve O ne güzel yard›mc›d›r. (Enfal Suresi: 40.)
3
. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun. (Fatiha Suresi: 2.)
872 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
A
FYON
H
AYATI