Tarihçe-i Hayat - page 871

makamat faraza bana verilse de, fakat hizmetteki ihlâs›-
ma nefsimin hissesi kar›flmak ihtimaline binaen korka-
rak, o makamat› da hizmetime feda etmeye karar verdi-
¤im ve fiilen de öylece hareket etti¤im hâlde, mahke-
me-i âlînizden güya en büyük bir siyasî mesele gibi, ba-
na karfl› baz› kardefllerimin Nurdan istifadelerine manevî
bir flükran olarak ben kabul etmedi¤im hâlde, pederin-
den çok fazla hürmet etmesini medar-› sual ve cevap
yapt›n›z. Bir k›sm›n› inkâra sevk ettiniz ve bize hayretle
dinlettirdiniz. Acaba kendi raz› olmad›¤› ve kendini lây›k
bulmad›¤› hâlde, baflkalar›n onu methetmeleriyle o bîça-
reye bir suç tevehhüm edilebilir mi?
Hamisen:
Kat’iyen size beyan ediyorum ki, hiçbir ce-
miyetçilik ve cemiyetlerle ve siyasî cereyanlarla hiçbir
alâkas› olmayan Nur Talebelerini cemiyetçilik ve siyaset-
çilikle itham etmek, do¤rudan do¤ruya k›rk seneden be-
ri ‹slâmiyet ve iman aleyhinde çal›flan gizli bir z›nd›ka ko-
mitesi ve bu vatanda anarflîli¤i yetifltiren bir nevi Bolfle-
vizm nam›na bilerek veya bilmeyerek bizimle bir müca-
deledir ki, üç mahkeme cemiyetçilik cihetinde bütün
Nurcular›n ve Nur Risalelerinin beraatlerine karar ver-
mifller. Yaln›z Eskiflehir Mahkemesi, tesettür-i nisâ hak-
k›nda bir küçük risalenin bir tek meselesini, belki bu ge-
len cümleyi, “Mesmuat›ma göre, merkez-i hükûmette bir
kundura boyac›s›, çarfl› içinde bir büyük adam›n yar›m
ç›plak kar›s›na sark›nt›l›k edip o acip edepsizli¤i yapmas›,
tesettür aleyhinde olan›n hayâs›z yüzüne flamar vuruyor”
diye eskiden yaz›lm›fl cümle sebebiyle, bir sene bana ve
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 871
A
FYON
H
AYATI
ihtimal:
olabilirlik.
iman:
inanç, itikat.
inkâr:
reddetme, inanmama, ka-
bul ve tasdik etmeme.
istifade:
faydalanma, yararlan-
ma.
itham:
suç isnat etme, suçlama.
Kat’iyen:
kat’î olarak, kesin ola-
rak, kesinlikle.
komite:
kötü bir maksat için top-
lanm›fl topluluk, cemiyet.
mahkeme-i âlî:
yüce mahkeme,
birinci derecedeki (üstün) mahke-
me.
makamat:
makamlar.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
medar-› sual ve cevap:
soru ve
cevap sebebi.
medih:
övme.
merkez-i hükümet:
hükümet
merkezi, ülkeyi idare merkezi.
mesele:
konu.
Mesmuat:
iflitilen, duyulan, haber
al›nan fleyler.
mücadele:
savaflma, çat›flma,
kavga.
nam:
ad.
nefis:
kötü vas›flar› kendisinde
toplayan hay›rl› ifllerden al›koyan
güç.
nevi:
çeflit, tür.
Nurcu:
Bediüzzaman Said Nur-
sî’nin eserlerine ve fikirlerine ta-
raftar olan, Risale-i Nur’lar› oku-
yup neflreden kimse.
peder:
baba.
raz›:
r›za gösteren, hoflnut olan.
sevk:
yöneltme.
siyasî:
siyasetle ilgili, siyasete ait.
flükran:
iyili¤e karfl› gösterilen iyi
tav›r, gönül borcu, minnettarl›k.
Talebe:
ö¤renci.
tesettür:
örtünme, gösterilmesi
dinen yasak olan k›s›mlar›n örtül-
mesi.
tesettür-ü nisâ:
kad›nlar›n örtün-
mesi.
tevehhüm:
vehimlenme, yok
olan› var zannetmekle ümitsizli¤e
ve korkuya düflme.
z›nd›ka:
dinsizlik, inançs›zl›k.
acip:
tuhaf, hayrette b›rakan.
alâka:
ilgi, iliflki, yak›nl›k.
aleyh:
karfl›, karfl›t.
anarfli:
hükümetsiz veya si-
yasî otoritesini kaybetmifl dü-
zensiz topluluk hâli.
beraat:
temize ç›kma, suçsuz
oldu¤u anlafl›lma.
beyan:
aç›klama, bildirme,
izah.
bîçare:
çaresiz, zavall›.
binaen:
-den dolay›, bu se-
bepten.
bolflevizm:
Hürriyet ad›na
bütün insanî de¤erleri tahribe
yönelerek, hiç bir kanun, öl-
çü, de¤er tan›maks›z›n sosya-
list hedeflere varmay› benim-
seyen görüfl.
cemiyet:
manevî birlik teflkil
eden topluluk.
cemiyetçilik:
cemiyet taraf-
tarl›¤›, particilik, grupçuluk.
cereyan:
ak›m, fikir, sanat ve-
ya siyaset hareketi.
cihet:
yön.
faraza:
farz edelim ki, öyle
sayal›m ki, söz gelifli.
feda:
u¤runa verme.
fiilen:
fiille, davran›fl ve hare-
ketle.
güya:
sanki.
Hamisen:
beflinci olarak, be-
flincisi, beflinci derece.
hayâ:
ahlâk kurallar›na ba¤l›
olma; ar, edep, namus.
hisse:
pay, nasip.
hürmet:
sayg›.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli
baflka bir karfl›l›k beklemek-
sizin, s›rf Allah r›zas› için yap-
ma.
1...,861,862,863,864,865,866,867,868,869,870 872,873,874,875,876,877,878,879,880,881,...1390
Powered by FlippingBook