Tarihçe-i Hayat - page 867

mahkemenizde hakikat-i hâli oldu¤u gibi itiraf ediyorlar.
Hile ile, dalkavukluk ile ve yalanlarla kendilerini müdafa-
aya tenezzül etmiyorlar.
* * *
AFYON MAHKEMES‹NE, ‹DD‹ANAMEYE
KARfiI VER‹LEN ‹T‹RAZNAME TET‹MMES‹N‹N
B‹R ZEYL‹D‹R
Evvelâ
: Mahkemeye beyan ediyorum ki; iddianame,
Denizli ve Eskiflehir mahkemelerimizdeki o eski iddiânâ-
melere ve aleyhimizde, sathî ehl-i vukuflar›n sathî tahki-
katlar›na bina edildi¤inden, mahkememizde dava ettim
ki: “Bu iddianamenin yüz yanl›fl›n› ispat etmezsem, yüz
sene cezaya raz›y›m.” ‹flte o dâvâm› ispat ettim. Yüzden
ziyade yanl›fllar›n cedvelini isterseniz takdim edece¤im.
Saniyen
: Ben, Denizli Mahkemesinde kitap ve evrak-
lar›m›z Ankara’ya gitti¤i s›rada, aleyhimizde hüküm veri-
lecek diye telâfl ve me’yusiyetle beraber arkadafllar›ma
yazd›m. Ve baz› müdafaat›m›n ahirinde bulunan o yazd›-
¤›m parça fludur:
“
E¤er, Risale-i Nur’u tenkit fikriyle tetkik eden adliye
memurlar› imanlar›n› onunla kuvvetlendirip veya kurtarsa-
lar, sonra beni idam ile mahkûm etseler, flahit olunuz, ben
hakk›m› onlara helâl ediyorum. Çünkü, biz hizmetkâr›z;
Risale-i Nur’un vazifesi, iman› kuvvetlendirip kurtarmakt›r.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 867
A
FYON
H
AYATI
hüküm giymifl, hükümlü.
me’yusiyet:
ümitsizlik.
müdafaa:
savunma.
müdafaat:
müdafaalar, savun-
malar.
raz›:
r›za gösteren, hoflnut olan.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
Saniyen:
ikinci olarak.
sathî:
yüzeysel, derine inmeyen,
üstün körü.
tahkikat:
araflt›rmalar, sorufltur-
malar.
takdim:
arz etme, sunma.
tenezzül:
inme, alçalma.
tenkit:
elefltirme.
tetimme:
bir konuyu veya eseri
tamamlamak için eklenen k›s›m,
ek.
tetkik:
dikkatle araflt›rma, incele-
me.
vazife:
görev.
zeyil:
ek, bir eserin devam› ola-
rak yaz›lan k›s›m.
ziyade:
çok, fazla.
ahir:
son.
aleyh:
karfl›, karfl›t.
beyan:
aç›klama, bildirme,
izah.
bina:
kurma, dayand›rma.
dalkavuk:
kendisine ç›kar ve
yarar sa¤layacak olan kimse-
lere afl›r› sayg› ve hayranl›k
göstererek yaranmak isteyen
kimse.
ehl-i vukuf:
bir mesele hak-
k›nda bilgi ve yetki sahibi
olanlar.
evrak:
ifllem gören k⤛tlar.
Evvelâ:
birinci olarak, her
fleyden önce, ilk olarak.
hakikat-› hâl:
durumun ger-
çek yönü, iflin asl›.
Hile:
aldatmaya yönelik dü-
zen, desise.
hizmetkâr:
hizmet yapan
kimse, hizmetçi.
hüküm:
bir davan›n veya bir
meselenin tetkik edilmesin-
den sonra var›lan karar.
iddianame:
iddia yaz›s›, sav-
c›n›n bir dava konusundaki
iddialar›n› toplam›fl oldu¤u,
isnat etti¤i suç ve delilleri de
içine alan yaz›s›.
iman:
inanç, itikat.
ispat:
do¤ruyu delillerle gös-
terme.
itirazname:
itiraz k⤛d›, iti-
raz dilekçesi.
mahkûm:
bir mahkemece
1...,857,858,859,860,861,862,863,864,865,866 868,869,870,871,872,873,874,875,876,877,...1390
Powered by FlippingBook