Tarihçe-i Hayat - page 858

Bu sene Mekke-i Mükerreme’de gayet büyük bir âlim,
hem Hind lisan›na, hem Arap lisan›na Nurun büyük
mecmualar›n› tercüme edip Hindistan’a ve Arabistan’a
göndererek, “En kuvvetli nokta-i istinad›m›z olan vahdet
ve uhuvvet-i ‹slâmiyeyi temine çal›flt›¤› gibi, Türk milleti-
nin daima dinde ve imanda ileri oldu¤unu Nur Risaleleri
gösteriyor” demifller.
Hem, beklerdim ki, “Vatan›m›zda anarflîli¤e ink›lâp
eden komünist tehlikesine karfl› Nurlar›n tesirleri ne de-
recededir ve bu mübarek vatan bu dehfletli seyelândan
nas›l muhafaza edilecek?” gibi da¤ misillü meselelerin
sorulmas›n›n lüzumu varken, sinek kanad› kadar ehem-
miyeti olmayan ve hiçbir medâr-› mes’uliyet olmayan
cüz’î ve flahsî ve garazkârlar›n iftiralar›yla habbe kubbe-
ler yap›lm›fl meseleler için, bu a¤›r flerait alt›nda hiç öm-
rümde çekmedi¤im bir periflaniyetime sebebiyet verildi.
Bize üç mahkemenin sordu¤u ve beraat verdi¤i ayn› me-
selelerden ve adî ve flahsî bir-iki mesele için manas›z su-
aller edildi.
•
Beflincisi:
Risale-i Nur’la mübareze edilmez; o
ma¤lûp olmaz. Yirmi seneden beri en muannid feylesof-
lar› susturuyor. ‹man hakikatlerini günefl gibi gösteriyor.
Bu memlekette hükmeden, onun kuvvetinden istifade et-
mek gerektir.
•
Alt›nc›s›:
Benim ehemmiyetsiz flahs›m›n kusurla-
r›yla beni çürütmek ve ihanetlerle nazar-› ammeden dü-
flürmek; Risale-i Nur’a zarar vermez, belki bir cihette
858 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
A
FYON
H
AYATI
adî:
basit, baya¤›, s›radan.
âlim:
ilim ile u¤raflan, ilim adam›.
anarfli:
hükümetsiz veya siyasî
otoritesini kaybetmifl düzensiz
topluluk hâli.
beraat:
temize ç›kma, suçsuz ol-
du¤u anlafl›lma.
cihet:
yön.
cüz’î:
küçük, az.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
ehemmiyet:
önem, de¤er, k›y-
met.
ehemmiyetsiz:
önemsiz.
feylesof:
felsefe ile u¤raflan, filo-
zof.
garazkâr:
haset eden, kin güden,
kötü kas›t sahibi.
gayet:
son derece.
habbe:
tane.
hakikat:
gerçek, esas.
hükmetme:
hâkim olma, emri al-
t›nda tutmak.
iftira:
asl› olmadan birine suç
yükleme, olmayan bir suçu bafl-
kas›na yükleme.
ihanet:
hainlik, kötülük etme, ar-
kadan vurma.
iman:
inanç, itikat.
ink›lâp:
de¤iflme, dönüflme.
istifade:
faydalanma, yararlan-
ma.
komünist:
bütün mallar›n ortak-
lafla kullan›ld›¤› ve özel mülkiye-
tin olmad›¤› iddias›nda bulunan
düzen in mensubu olan kimse.
kubbe:
gökyüzü, sema.
lisan:
dil.
ma¤lûp:
yenilme, kendisine
galip gelinmifl.
mecmua:
toplan›p, biriktiril-
mifl, düzenlenmifl yaz›lar›n
hepsi.
medar-› mes’uliyet:
sorum-
luluk sebebi.
Mekke-i Mükerreme:
ke-
remli, aziz, mukaddes Mekke
flehri.
mesele:
konu.
misillü:
gibi, benzeri.
muannit:
inatç›, ayak dire-
yen.
mübarek:
feyizli, bereketli,
kutlu.
mübareze:
çat›flma, kavga.
muhafaza:
koruma.
nazar-› amme:
umumun na-
zar›; umumun, genelin, insan-
lar›n gözünde.
nokta-i istinat:
dayanak
noktas›, güvenme ve itimat
noktas›.
periflaniyet:
periflanl›k, kar›-
fl›k ve da¤›n›k olma, ac›nacak
halde bulunma.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
flahsî:
flahsa, kifliye ait, husu-
sî.
sebebiyet:
sebep olma.
flerait:
flartlar.
seyelân:
akma, cereyan et-
me.
sual:
soru.
temin:
sa¤lama.
uhuvvet-i ‹slâmiye:
‹slâm
kardeflli¤i.
vahdet:
birlik ve teklik.
1...,848,849,850,851,852,853,854,855,856,857 859,860,861,862,863,864,865,866,867,868,...1390
Powered by FlippingBook