Risale-i Nura ve dolaysyla Nur fiakirtlerinin flahs- ma-
nevîsine verip kendini adî bir hizmetkâr bilmesi katî is-
pat ediyor ki, flahsn be¤endirmeye çalflmad¤ ve iste-
medi¤i ve reddetti¤i hâlde, onun rzas olmadan baz
dostlar uzak bir yerden onun hakknda ziyade hüsnüzan
edip methetmeleri, bir makam vermeleriyle acaba hangi
kanun ile medar- mesuliyet olur ki, o bîçare hasta ve
çok ihtiyar ve garibin münzevi odasna büyük bir cinayet
ifllemifl gibi kilidini krp taharri memurlarn sokmak,
hem evradndan ve levhalarndan baflka bir bahane bula-
mamak, acaba dünyada hiçbir kanun, hiçbir siyaset bu
taarruza müsaade eder mi?
Vatana ve millete ve ahlâka çok zararl olan dinsizlerin
kitaplarnn intiflarna ve komünistlerin neflriyatna ser-
bestiyet kanunu ile iliflilmedi¤i hâlde, üç mahkeme me-
dar- mesuliyet olacak içinde hiçbir maddeyi bulmayan
ve millet ve vatann hayat- içtimaiyesini ve ahlâkn ve
asayiflini temine yirmi seneden beri çalflan ve bu mille-
tin hakiki bir nokta-i istinad olan âlem-i slâmn uhuvve-
tini ve bu millete dostlu¤unu iâdeye ve o dostlu¤u takvi-
yesine tesirli bir surette çabalayan ve Diyanet Riyasetinin
ulemas tenkit niyetiyle, Dâhiliye Vekilinin emriyle, üç ay
tetkikten sonra tenkit etmeyerek, tam kymetini takdir
edip kymettar eser diye Diyanet kütüphanesine konu-
lan
Zülfikar
ve
Asa-y Mûsa
gibi ve kabr-i Peygamberî
(aleyhissalâtü vesselâm) üzerinde alâmet-i makbuliyet
olarak
Asa-y Mûsa
mecmuasn haclar gördükleri
hâlde Nur eczalarn evrak- muzrra gibi toplayp
TARHÇE- HAYATI
| 855
A
FYON
H
AYATI
gamberin mezar.
katî:
kesin, flüpheye ve tereddü-
de mahal brakmayan.
kymet:
de¤er.
kymettar:
kymetli, de¤erli.
komünist:
bütün mallarn ortak-
lafla kullanld¤ ve özel mülkiye-
tin olmad¤ iddiasnda bulunan
düzen in mensubu olan kimse.
levha:
.
makam:
büyük yer, mevki.
mecmua:
toplanp, biriktirilmifl,
düzenlenmifl yazlarn hepsi.
medar- mesuliyet:
sorumluluk
sebebi.
medih:
övme.
münzevi:
inzivaya çekilen, köfle-
ye çekilmifl, yalnz.
müsaade:
izin.
neflriyat:
yaynlar.
nokta-i istinat:
dayanak noktas,
güvenme ve itimat noktas.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursînin eserlerinin
ad.
rza:
raz olma, hoflnutluk.
flahs- manevî:
manevî flahs,
belli bir kifli olmayp bir cemaatte
meydana gelen manevî flahs.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
serbestiyet:
serbestlik, rahat ve
serbest olma hâli.
suret:
biçim, flekil, tarz.
taarruz:
saldrma, sataflma, ilifl-
me.
taharri:
sivil polis.
takdir:
be¤enme, be¤endi¤ini
belirtme.
takviye:
kuvvetlendirme, sa¤-
lamlafltrma, teyit ve tasdik etme.
tefsir:
Kurânn mana bakmn-
dan izah, açklamas.
temin:
sa¤lama.
tenkit:
elefltirme.
tetkik:
dikkatle arafltrma, incele-
me.
uhuvvet:
kardefllik, din kardeflli-
¤i.
ulema:
âlimler, bilginler, ilim sa-
hipleri.
Vekil:
nazr, bakan.
ziyade:
fazla, fazlasyla.
adî:
basit, baya¤, sradan.
alâmet-i makbuliyet:
kabul
olundu¤unu belirtilen iflaret,
niflan v.b.
âlem-i slâm:
slâm âlemi, s-
lâm dünyas.
Aleyhissalâtü vesselâm:
sa-
lât ve selâm onun üzerine ol-
sun anlamnda Hz. Muham-
mede dua.
asayifl:
emniyet, kanun ve ni-
zam hâkimiyetin sa¤lanmas.
bahane:
asl sebebi gizlemek
için ileri sürülen uydurma se-
bep.
bîçare:
çaresiz, zavall.
Dâhiliye:
ç iflleri.
Diyanet Riyaseti:
Diyanet fl-
leri Baflkanl¤.
ecza:
cüzler, parçalar, ksm-
lar.
evrak- muzrra:
zararl ev-
rak, kâ¤tlar, yapraklar.
evrat:
virtler, okunmas âdet
olan dinî dualar.
garip:
gurbette, kendi mem-
leketinin dflnda bulunan, ya-
banc.
hakikî:
gerçek.
hayat- içtimaiye:
sosyal ha-
yat, toplum hayat.
hizmetkâr:
hizmet yapan
kimse, hizmetçi.
hüsn-i zan:
bir kimsenin ve-
ya bir hâdisenin iyili¤i hakkn-
daki vicdanî ve iyi kanaat.
iade:
geri verme.
intiflar:
yaylma, yaygnlafl-
ma, neflrolunma.
ispat:
do¤ruyu delillerle gös-
terme.
kabr-i peygamberi:
Hz. Pey-