Tarihçe-i Hayat - page 533

Én
¡p
Øp
F = Én
£n
dn
h Én
¡p
JÉ s
«°u
ùp
Mn
h Én
gGn
ƒo
bn
h Én
¡u
°SGn
ƒn
M p
äÉn
ªp
?n
µp
H p
äGn
óp
gÉs
°ûdG
Én
¡p
JGn
RÉn
¡p
L p
äÉn
ªp
?n
µ
p
Hn
h p
äÉn
ë«°/
ün
Ør
dG p
äÉn
ªn
¶n
àr
æo
ªr
dG p
äÉn
fho
Rr
ƒn
ªr
dG
p
In
OÉn
¡n
°ûp
H p
äÉn
¨«/
?n
Ñr
dG p
án
? s
ªn
µ
o
ªr
dG Én
¡p
J '
’'
Gn
h Én
¡p
F=É°n
†r
Yn
Gn
h Én
¡p
Mp
QGn
ƒn
Ln
h
p
In
OGn
Qp
’r
Ép
H p
´Gn
ór
`H p
’r
Gn
h p
™r
æ°t
üdGn
h p
OÉn
éj/
’r
G p
án
?«/
?n
M p
án
WÉn
Mp
G p
án
ªn
¶n
Y
p
ôj/
ƒ°r
üs
àdGn
h p
ôj/
ór
?s
àdG p
án
?«/
?n
Mn
h p
ó°r
ün
?r
dÉp
H p
Ú`/
jr
õs
àdGn
h p
õ«` /
«r
ªs
àdG p
án
?«/
?n
Mn
h
p
án
ªn
¶n
àr
æo
Ÿr
G Én
gp
Qn
ƒ°o
U p
™«/
ªn
L p
ír
àn
a p
án
?«/
?n
M p
án
dn
’n
O p
ás
«p
©r
£n
b n
™n
e p
án
ªr
µp
?r
Ép
H
m
äGn
ôn
£n
bn
h m
äÉn
°†r
«n
H r
øp
e p
In
Qƒ°o
ür
ën
ªr
dG p
ôr
«n
¨r
dG p
án
Yu
ƒn
æn
ào
ªr
dG p
án
Øp
dÉn
în
ào
Ÿr
G
1
m
In
Oho
ór
ën
e m
In
Qƒo
°ür
ën
e m
án
¡p
HÉn
°ûn
ào
e m
án
? p
KÉn
ªn
ào
e
denilmifltir.
Sonra o mütefekkir yolcu, marifet-i ‹lâhiyenin hadsiz
mertebelerinde ve nihayetsiz ezvak›nda ve envar›nda da-
ha ileri gitmek için, insanlar âlemine ve befler dünyas›na
girmek isterken, baflta enbiyalar olarak onu içeriye davet
ettiler; o da girdi. En evvel geçmifl zaman›n menziline
bakt›, gördü ki:
Nev-i beflerin en nuranî ve en mükemmeli olan umum
peygamberler bilicma beraber
2
n
ƒo
g s
’p
G n
¬` '
dp
G = n
deyip zikredi-
yorlar ve parlak ve musaddak olan hadsiz mu’cizatlar›n›n
kuvvetiyle, tevhidi iddia ediyorlar ve befleri hayvaniyet
mertebesinden melekiyet derecesine ç›karmak için, on-
lar› iman-› billâha davet ile ders veriyorlar gördü. O da,
o nuranî medresede diz çöküp derse oturdu. Gördü ki:
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 533
K
ASTAMONU
H
AYATI
envar:
nurlar, ziyalar, ayd›nl›klar,
›fl›klar, parlakl›klar.
ezvak:
zevkler.
fetih:
açma.
gayr-i mahsur:
say›s›zca, s›n›rs›z.
hadsiz:
s›n›rs›z.
hamd:
Allah'a karfl› olan flükran
ve memnuniyetini onu överek
bildirme, Allah'›n yüceli¤ini övme.
hayvanat:
hayvanlar.
hikmet:
belirli gayelere yönelik,
faydal›, anlaml› ve yerli yerinde
olufl.
hissiyat:
hisler, duygular.
ibda:
örneksiz olarak, eflsiz flekil-
de yaratma.
icat:
vücuda getirme, var etme.
ihata:
bir fleyin etraf›n› çevirme,
sarma, kuflatma.
ilâh:
tanr›, mabud.
irade:
dileme, isteme, bir fleyi
yapma veya yapmama konusun-
da karar verebilme ve bu karar›
yerine getirme gücü.
ittifak:
birleflme, birlik.
kuvve:
his.
letaif:
manevî duygular, güzel,
hofl ve ruhla ilgili hisler.
mahdut:
miktar›, say›s› belli, az
miktarda, az say›l›, s›n›rl›, belirli.
mahsur:
hasredilmifl, s›n›rlanm›fl,
belli edilmifl.
marifet-i ‹lâhîye:
Allah'a mahsus
ilim, ‹lâhî sanat.
menzil:
yer, dünya, ev.
mevzun:
tart›l›, ölçülü.
mu'cizat:
mu'cizeler, Allah tara-
f›ndan verilip, yaln›z peygamber-
lerin gösterebilecekleri büyük
harika ifller.
muntazam:
düzgün, tertipli.
musaddak:
tastik edilmifl, tastik
olunmufl, do¤rulanm›fl, gerçekli¤i
kabul edilmifl, tastikli.
mütefekkir:
tefekkür eden, dü-
flünen, her fleyi hikmetince, ibret
almak ve kavramak üzere düflü-
nen, düflünür.
mütehalif:
de¤iflebilir, de¤iflken.
mütemasil:
temasül eden, birbi-
rine benzeyen, birbirine benzer.
mütenevvi:
türlü türlü, çeflitli, çe-
flit çeflit, cins cins, muhtelif.
müteflabih:
birbirine benzeyen,
aralar›nda benzerlik olan.
nev-i befler:
insano¤lu, insanl›k.
nuranî:
nurlu, ›fl›kl›, parlak.
nutfe:
döl suyu, meni, sperm.
sun':
ifl, eser.
flahadet:
flahitlik, tan›kl›k.
tasvir:
flekillendirme, suret ver-
me.
temyiz:
ay›rma, dikkatle ay›rma.
Vacibü'l-Vücud:
varl›¤› zorunlu
olan Allah.
vahdet:
birlik, teklik.
vücut:
var olma, var olufl, varl›k.
zikir:
Allah'› anma.
aza:
organlar, uzuvlar.
beli¤:
belâgatle, düzgün ola-
rak meram›n› anlatan.
befler:
insan, insanl›k.
bilicma:
icma ile, birden, itti-
fakla, fikir birli¤iyle.
cevarih:
cevherler.
cihazat:
uzuvlar, organlar.
delâlet:
delil olma, gösterme.
enbiya:
nebiler, peygamber-
ler.
enva:
çeflitler, türler, neviler.
1.
Allah’tan baflka hiçbir ilâh yoktur. O öyle bir Vacibü'l-Vücud’dur ki; onun vücub-i vücudu-
na ve vahdetine, mevzun, muntazam, fesih havâs, kuvve, hissiyat ve letaifinin, mükemmel
cihazat, cevarih, aza ve aletlerinin beli¤ kelimeleriyle hamd ve flahitlik eden bütün hayva-
nat ve kufllar›n enva› ittifakla delâlet eder. Bu hakikat, iradeye dayanan icat, sun' ve ibda,
kas›tla vücuda gelen temyiz ve tayin, hikmetten kaynaklanan takdir ve tasvir hakikatleri-
nin büyüklük ve ihatas›n›n flahadetiyle birlikte, muntazam, mütehalif, mütenevvi ve gayr-i
mahsur bütün suretlerin mütemasil, müteflabih, mahsur ve mahdut yumurta ve nutfeler-
den fethi hakikatinin göstermesiyle sabittir.
2.
Ondan baflka hiçbir ilâh yoktur. (Kasas Suresi: 88.)
1...,523,524,525,526,527,528,529,530,531,532 534,535,536,537,538,539,540,541,542,543,...1390
Powered by FlippingBook