Tarihçe-i Hayat - page 538

“Madem kâinatta en k›ymettar fley hayatt›r ve kâina-
t›n mevcudat› hayata musahhard›r; ve madem zîhayat›n
en k›ymettar› zîruhtur ve zîruhun en k›ymettar› zîfluur-
dur; ve madem bu k›ymettarl›k için, küre-i zemin, zîha-
yat› mütemadiyen ço¤altmak için her as›r, her sene do-
lar boflal›r; elbette ve herhâlde, bu muhteflem ve müzey-
yen olan semavat›n dahi kendisine münasip ahalisi ve
sekenesi, zîhayat ve zîruh ve zîfluurlarlardan vard›r ki,
huzur-i Muhammedîde (a.s.m.) Sahabelere görünen
Hazret-i Cebrail’in Aleyhisselam temessülü gibi, melâ-
ikeleri görmek ve onlarla konuflmak hâdiseleri tevatür
suretinde eskiden beri nakil ve rivayet ediliyor. Öyle ise,
keflke ben semavat ehliyle dahi görüflseydim, onlar ne fi-
kirde olduklar›n› bilseydim. Çünkü, Hâl›k-› Kâinat hak-
k›nda en mühim söz onlar›nd›r” diye düflünürken, birden
semavî flöyle bir sesi iflitti:
“Madem bizimle görüflmek ve dersimizi dinlemek is-
tersin; bil ki, baflta Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü
Vesselâm ve Kur’ân-› Mu’cizülbeyan olarak bütün pey-
gamberlere vas›tam›zla gelen mesail-i imaniyeye en ev-
vel biz iman etmifliz. Hem, insanlara temessül edip gö-
rünen ve bizlerden olan bütün ervah-› tayyibe, bilâistisna
ve bilittifak, bu kâinat Hâl›k›n›n vücub-i vücuduna ve
vahdetine s›fât-› kudsiyesine flahadet edip birbirine
muvaf›k ve mutab›k olarak ihbar etmifller. Bu hadsiz ih-
barat›n tevafuku ve tetabuku, günefl gibi sana bir rehber-
dir” dediklerini bildi ve onun nur-i iman› parlad›, zemin-
den göklere ç›kt›.
ahali:
halk.
as›r:
yüzy›l.
bilâistisna:
istisnas›z, ay›rt et-
meksizin.
bilittifak:
ittifakla, beraberce,
uyuflarak, elbirli¤iyle, oybirli¤iyle,
tamam›yla.
elbette:
kesinlikle, mutlaka, flüp-
hesiz.
ervah-› tayyibe:
iyi ruhlar.
evvel:
önce, ilk, birinci, iptida,
bafllangݍ.
fikir:
düflünme, düflünce.
hâdise:
vak›a, olay, ilk defa olan,
meydana ç›kan hâl.
Hâl›k:
yoktan yaratan, her fleyi
yoktan var eden, yarat›c›.
Hâl›k-› Kâinat:
kâinat›n ve onun
içinde olan her fleyin yarat›c›s›,
Allah.
hazret:
sayg›, ululama, yüceltme,
övme maksad›yla kullan›lan ta-
bir.
Hazret-i Cebrail:
Dört büyük me-
lekten biri olup.
huzur-i Muhammedî:
Hz. Mu-
hammed'in (a.s.m.) huzuru, yan›.
inkiflaf:
aç›lma, ortaya ç›kma, gö-
rülme, a盤a ç›kma, meydana ç›k-
ma.
kâinat:
yarat›lm›fl olan fleylerin
tamam›, bütün âlemler, varl›klar.
k›ymettar:
k›ymetli, de¤erli, pa-
hal›.
Kur'ân-› Mu'cizü'l-Beyan:
aç›kla-
malar›yla ak›llar› benzerini yap-
maktan âciz b›rakan Kur'ân-› Ke-
rîm.
küre-i zemin:
yeryüzü, yer yu-
varla¤›, dünya.
letaif:
manevî duygular, güzel,
hofl ve ruhla ilgili hisler.
marifet:
bilme, ilim, danifl.
melâike:
melekler, ferifltehler.
mesail-i imaniye:
imanî mesele-
ler.
mevcudat:
mevcutlar, var olan
her fley, mahlûklar, yarat›lm›fl
fleylerin tamam›, kâinat.
muhabbetullah:
Allah sevgisi,
Cenab-› Hakka karfl› duyulan sev-
gi.
musahhar:
boyun e¤en, emir al-
t›na giren.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
münasip:
yak›fl›r, yarafl›r, lây›k.
mütemadiyen:
sürekli olarak,
devaml› olarak, aral›ks›z flekilde,
muttas›l, devaml›.
müzeyyen:
ziynetlendirilmifl,
538 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
K
ASTAMONU
H
AYATI
süslenmifl, süslü, bezenmifl,
donanm›fl.
nakl:
anlatma, söyleme, hikâ-
ye etme.
rivayet:
bir haber, söz veya
olay› nakletme.
Sahabe:
Peygamberimiz Hz.
Muhammed'in mübarek yü-
zünü görmekle flereflenen ve
onun sohbetlerine kat›lan
mü'min kimse.
sekene:
sakin olanlar, ikamet
edenler, bir yerde oturanlar,
oturanlar.
semavat:
semalar, gökler.
semavî:
Allah taraf›ndan
olan, ‹lâhî.
seyyah:
yolcu.
s›fat-› kudsiye:
Allah'›n mu-
kaddes s›fatlar›.
suret:
biçim, flekil, tarz.
flahadet:
flahit olma, flahitlik,
tan›kl›k.
temessül:
bir flekil ve surete
girme, cisimlenme.
terakki:
ilerleme, geliflme.
tevatür:
içinde yalan ihtimali
bulunmayan ve birbirlerine
kuvvet veren haberlerden
oluflan cemaatî haber.
vahdet:
birlik, yaln›zl›k, teklik
bir ve tek olma.
vas›ta:
arac›l›k.
vücub-i vücut:
Allah'›n varl›-
¤›n›n zorunlu oluflu, var ol-
mak için bir sebebe muhtaç
olmamas›.
zîhayat:
hayat sahibi.
zîruh:
ruh sahibi, ruhlu, canl›,
hayattar.
zîfluur:
fluurlu, fluur sahibi.
ziyade:
çok, fazla, art›k.
1...,528,529,530,531,532,533,534,535,536,537 539,540,541,542,543,544,545,546,547,548,...1390
Powered by FlippingBook