AYETÜL-KÜBRA HAKKINDA BRKAÇ SÖZ
Bediüzzaman Hazretleri Kastamonuda iken, Aye-
tül-Kübra namyla, Cenab- Hakkn varl¤n, birli¤ini,
kâinattaki mevcudatn lisanlaryla ispat eden muazzam
bir risale yazmfltr.
Bu risale için Üstadmz, fiimdiki dehfletli tahribata
karfl bir hakikat-i Kurâniye ve bir sedd-i azamdr de-
mifltir.
Kalbe geldi¤i gibi acele olarak yazdrlmfl, birinci müs-
vedde ile iktifa edilmifltir. Üstad, Yazd¤m vakit irade ve
ihtiyarm ile olmad¤n hissetti¤imden, kendi fikrimle
tanzim veya slah etmeyi muvafk görmedim buyurmufl-
tur.
Bu risale, ilk defa gizli olarak tab edilmesinden dolay,
Üstad ve talebelerinin hapsine sebep olmuflsa da, bilâhe-
re Denizli ve Ankara A¤r Ceza Mahkemeleri, iki senelik
tetkikatlarndan sonra beraatlerine ve risalenin iadesine
ittifakla karar vermifllerdir.
mam- Ali (r.a.) gaybaflina nazaryla bu risaleyi gör-
müfl, Kaside-i Celcelutiyesinde bu risalenin ehemmiye-
tine ve makbuliyetine iflaret edip,
1
p
ân
én
Ĝr
dG n
ĝp
e ğ
u
ĉ`p
en
G i'
ôr
Ño
µ
r
dG p
án
`j'
r
Ép
Hn
h
fkrasyla onu flefaatçi
yaparak dua etmifltir.
acele:
çabuk, çabukluk.
beraat:
aklanma.
bilâhere:
sonra, sonradan, sonra-
lar.
Cenab- Hak:
Allah.
dehfletli:
korkunç, ürkütücü.
dua:
Allah'a yalvarma, niyaz.
ehemmiyet:
kymet, de¤er,
önem.
fkra:
bölüm, ksm.
fikir:
düflünme, düflünce.
gaybâflina:
gayb bilen, gayptan
haberi olan, gelecekten veya ahi-
retten haber veren.
hakikat- Kur'âniye:
Kur'ân'a ait
olan gerçek.
hazret:
sayg, ululama, yüceltme,
övme maksadyla kullanlan ta-
bir.
hürmet:
haysiyet, fleref.
slah:
iyi bir hâle koyma, iyi duru-
ma getirme, iyilefltirme, düzelt-
me.
iade:
geri gönderme, gönderilme,
geri çevirme, geri verme, geri
döndürme.
ihtiyar:
seçme, tercih, irade.
iktifa:
yeterli bulma, kâfi görme,
var olanla yetinme.
ispat:
delil ve flahit göstererek
do¤ruyu ortaya koyma, do¤ruyu
delillerle gösterme.
ittifak:
fikir birli¤i, söz birli¤i.
kâinat:
yaratlmfl olan fleylerin
tamam, bütün âlemler, varlklar.
lisan:
dil, anlaflma amacyla kulla-
nlan sesli iflaretler sistemi.
makbuliyet:
makbullük, be¤enil-
mifllik, geçerlilik.
mevcudat:
mevcutlar, var olan
her fley, mahlûklar, yaratlmfl
fleylerin tamam, kâinat.
muazzam:
ehemmiyetli, önemli.
musibet:
felâket, belâ, anszn
gelen belâ, dert, sknt.
muvafk:
yerinde, uygun,
uyar, münasip.
müsvedde:
karalama, yaz
tasla¤, sonradan temize çe-
kilmek üzere yazlan ilk yaz.
nam:
ad, isim.
nazar:
bakfl, düflünce.
sedd-i azam:
çok büyük set,
engel veya baraj.
flefaat:
Hz. Peygamberin ve
di¤er salih kullarn, baz gü-
nahkâr mü'minleri ba¤flla-
masn Allah'tan dilemeleri.
tab:
kitap basma, kitap bask-
s, bask.
tahribat:
tahripler, ykp boz-
malar.
talebe:
ö¤renci, tahsil gören.
tanzim:
düzenleme, tertiple-
me, slah etme, düzeltme, iyi-
lefltirme.
tetkikat:
dikkatle arafltrp in-
celemeler.
1.
Ayetü'l-Kübra hürmetine bizi musibetten koru.
512 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
K
ASTAMONU
H
AYATI