Tarihçe-i Hayat - page 472

mübarek fluhur-i selâsede ve eyyam-› meflhurede yard›-
m›na koflmak, sizin gibi kahraman ve vefadar ve flefkat-
kârlar›n fle’nidir. Bütün ruhumla bu imdad-› manevîyi siz-
den rica ediyorum. Ve ben dahi, iman ve sadakat flart›y-
la, Risale-i Nur Talebelerini bütün dualar›ma ve manevî
kazançlar›ma, yirmi dört saatte, ifltirak-i a’mal-i uhreviye
düsturuyla, bazen yüz defadan ziyade “Risale-i Nur Tale-
beleri” ünvan›yla hissedar ediyorum.
Gül ve Nur ve mübarekler ve medrese-i Nuriye hey’et-
leri ve ümmî ihtiyarlar ve masumlar baflta olarak, umum
kardefllerimize ve hemflirelerimize selâm ve selâmet ve
saadetlerine dua ediyoruz.
Said Nursî
„@ò
Cenab-› Hakka yüz binler flükür olsun ki, Risale-i Nur
kendi kendine tevessü ediyor. Her tarafta fütuhat› var.
Ehl-i dalâletin hileleri onu durdurmuyor, bilâkis çok
dinsizler teslim-i silâh ediyorlar. Haf›z Ali’nin dedi¤i gibi,
korkular› pek ziyadedir. fiimdi, dinsizlik taassubuyla de-
¤il, korku cihetiyle ilifliyorlar. O korku, Risale-i Nur lehi-
ne dönecek inflaallah.
Said Nursî
„@ò
bazen:
zaman zaman, ara s›ra,
her zaman de¤il.
bilâkis:
aksine, tersine.
Cenab-› Hak:
Allah; do¤ru, ger-
çek, Hakk›n tâ kendisi olan, fleref
ve azamet sahibi yüce Allah.
cihet:
yön.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
düstur:
kaide, esas, prensip.
Ehl-i dalâlet:
dalâlet ehli; yoldan
ç›kanlar, azg›n ve sapk›n kimse-
ler.
eyyam-› meflhure:
meflhur gün-
ler.
fütuhat:
zaferler, fetihler, galibi-
yetler.
haf›z:
Kur’ân-› Kerîm’i tamamen
ezberleyen ve okuyan kimse.
hemflire:
k›z kardefl, bac›.
hey’et:
bir toplulu¤u meydana
getiren kiflilerin bütünü, komite.
hile:
aldatmaya yönelik düzen,
desise.
hissedar:
hisse sâhibi, hissesi
olan.
ihtiyar:
seçme, tercih etme.
iman:
inanç, itikat.
imdad-› manevî:
manevî yard›m.
inflaallah:
‘Allah izin verirse’ ma-
nas›nda kullan›lan bir dua.
ifltirak-i a’mal-i uhreviye:
ahire-
te ait Ifllerde ortakl›k, ahiretle ilgi-
li amellere ortak olma.
leh:
onun taraf›na, ondan yana,
birinin faydas› için yap›lan hare-
ket.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
masum:
suçsuz, günahs›z, saf, te-
miz.
medrese-i Nuriye:
nur medrese-
472 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
K
ASTAMONU
H
AYATI
si; Risale-i Nur’lar›n okundu¤u
yerler.
mübarek:
feyizli, bereketli,
kutlu.
Nur:
ayd›nl›k, par›lt›, ›fl›k.
rica:
umma, ümit etme.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
saadet:
mutluluk.
sadakàt:
ba¤l›l›k, do¤ruluk.
selâm:
bar›fl, rahatl›k, sela-
met ve esenlik dileme.
selâmet:
salimlik, eminlik,
kurtulufl, korku ve endifleden
uzak olma.
flart:
vaziyet, hâl, durum.
flefkatkâr:
flefkat gösteren,
merhamet ve ac›ma duygu-
suna sahip olan, flefkatli.
fle’n:
hâl, keyfiyet, durum,
özellik, yap›, istidat.
fluhur-i selâse:
Üç Aylar; Re-
cep, fiaban ve Ramazan.
flükür:
Allah’›n nimetlerine
karfl› memnunluk gösterme,
gerek dil ile gerekse hal ile
Allah’› hamd etme.
taassup:
afl›r› ba¤l›l›k, afl›r› ta-
raftarl›k, fanatizm.
talebe:
ö¤renci.
teslim-i silâh:
silâh b›rakma,
silâh›n› teslim etme.
tevessü:
geniflleme, yay›lma.
umum:
bütün.
ümmî:
okuma yazmas› olma-
yan, okumam›fl.
ünvan:
flöhret, ad, isim.
vefadar:
sözünde ve dostlu-
lu¤unda devaml› olan, vefal›
dost.
ziyade:
fazla, fazlas›yla.
1...,462,463,464,465,466,467,468,469,470,471 473,474,475,476,477,478,479,480,481,482,...1390
Powered by FlippingBook