Risale-i Nur gibi bir tamircinin bu derece mukavemeti
ve tesirat pek harikadr.
E¤er bu iki mütekabil kuvvetler
bir seviyede olsayd, onun tamirinde mucizevari muvaf-
fakiyet ve fütuhat görülecekti.
Ezcümle:
Hayat- içtimaiyeyi idare eden en mühim
esas olan hürmet ve merhamet gayet sarslmfl. Baz yer-
lerde, gayet elîm ve bîçare ihtiyarlar, peder ve valideler
hakknda dehfletli neticeler veriyor.
Cenab- Hakka flükür ki, Risale-i Nur, bu müthifl tahri-
bata karfl, girdi¤i yerlerde mukavemet ediyor, tamir edi-
yor. Sedd-i Zülkarneynin tahribiyle Yecüc ve Mecücle-
rin dünyay fesada vermesi gibi, fleriat- Muhammediye
(a.s.m.) olan sedd-i Kurânînin tezelzülüyle ve Yecüc ve
Mecücden daha müthifl olarak ahlâkta ve hayatta zul-
metli bir anarflilik ve zulümlü bir dinsizlik fesada ve ifsa-
da bafllyor.
Risale-i Nur fiakirtlerinin böyle bir hâdisede manevî
mücahedeleri, inflaallah, zaman- Sahabedeki gibi, az
amel ile, pek çok büyük sevap ve amal-i salihaya medar
olur.
Aziz kardefllerim, iflte
böyle bir zamanda, bu dehfletli
hadisata karfl, ihlâs kuvvetinden sonra bizim en büyük
kuvvetimiz, ifltirak-i amal-i uhreviye düsturuyla, kalem-
lerle her biri di¤erinin amal-i saliha defterine hasenat
yazdklar gibi, lisanlaryla her birinin takva kalesine ve
siperine kuvvet ve imdat göndermektir.
Ve bilhassa frt-
nal tehacüme hedef olan bu âciz kardeflinize, bu
TARHÇE- HAYATI
| 471
K
ASTAMONU
H
AYATI
sizin, srf Allah rzas için yapma.
imdat:
yardm, yardma yetiflme,
zor durumda kalana yaplan yar-
dm.
inflaallah:
Allah izin verirse ma-
nasnda kullanlan bir dua.
ifltirak-i amal-i uhreviye:
ahire-
te ait Ifllerde ortaklk, ahiretle ilgi-
li amellere ortak olma.
kuvvet:
tesir kudreti, etkileme
gücü.
lisan:
dil.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
medar:
sebep, vesile.
merhamet:
acmak, flefkat gös-
termek, korumak, iyilik etmek,
bîçarelere yardmda bulunmak,
esirgemek.
mucizevari:
mucize gibi.
mukavemet:
karfl koyma, da-
yanma, direnme.
muvaffakyet:
Allahn yardmy-
la baflarl olma.
mücahede:
savaflma, mücadele.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
mütekabil:
karfllkl olarak.
müthifl:
dehflet veren, ürküten,
dehfletli, korkunç.
netice:
bir iflin, bir fiilin sonunda
elde edilen fley, semere, sonuç.
peder:
baba.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursînin eserlerinin
ad.
sedd-i Kurânî:
Kurâna ait set,
Kurânn yklmaz seddi, kalesi.
Sedd-i Zülkarneyn:
Zülkarneynin
seddi; Zülkarneynin Yecüc ve
Mecüc kavminden korunmak is-
teyenler için yaptrd¤ çok büyük
ve sa¤lam set, kale.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
fleriat- Muhammediye:
.
flükür:
Allahn nimetlerine karfl
memnunluk gösterme, gerek dil
ile gerekse hal ile Allah hamd
etme.
tahribat:
tahripler, ykp bozma-
lar.
tahrip:
harap etme, ykma, boz-
ma.
takva:
Allahtan korkma, Allah
korkusuyla dinin yasak etti¤i fley-
lerden kaçnma, Allahn emirleri-
ni tutup azabndan korunma, Al-
lahn yasaklarndan kaçnmada
azamî titizlik gösterme.
tamir:
onarma, düzeltme.
tehacüm:
hücum etme, saldrma.
tesirat:
etkiler, tesirler.
tezelzül:
sarsnt.
valide:
ana, anne.
zaman- Sahabe:
Sahabe zaman.
zulmet:
karanlk.
zulüm:
hakszlk, eziyet, iflkence.
âciz:
zayf, güçsüz.
amal-i saliha:
salih ameller,
Allahn rzasna uygun yapl-
mfl iyi ve hayrl ifller.
amel:
fiil, ifl.
anarfli:
hükümetsiz veya si-
yasî otoritesini kaybetmifl dü-
zensiz topluluk hâli.
Aziz:
izzetli, muhterem, say-
gn.
bîçare:
çaresiz, zavall, flaflkn.
bilhassa:
özellikle.
Cenab- Hak:
Allah; do¤ru,
gerçek, Hakkn tâ kendisi
olan, fleref ve azamet sahibi
yüce Allah.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
derece:
mertebe, kademe.
düstur:
kaide, esas, prensip.
elîm:
çok dert ve keder ve-
ren, çok ac verici, ackl.
esas:
temel.
ezcümle:
bu cümleden ola-
rak.
fesat:
bozukluk, karflklk, ni-
fak.
fütuhat:
zaferler, fetihler, ga-
libiyetler.
gayet:
son derece.
hadisat:
hadiseler, olaylar.
hâdise:
olay.
hasenat:
iyi ameller, iyi ifller,
hayrlar.
Hayat- içtimaiye:
sosyal ha-
yat, toplum hayat.
hürmet:
sayg.
idare:
yönetim, memleket ifl-
lerinin yürütülmesi.
ifsat:
fesada u¤ratma, bozma,
karflklk çkarma.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli
baflka bir karfllk beklemek-