Tarihçe-i Hayat - page 463

Ben ve hem Feyzi, çok taaccüp ve hayret ettik. Otuz
günde bir defa gülmeyenin, bir günde otuz defa gülmesi
bizleri hayrette b›rakt›. fiimdi anlafl›ld› ki, o sürur ve o se-
vinç, mezkûr manevî ferman› temsil eden masumlar ve
ümmilerin kalemlerinin yaz›lar› nesl-i atinin sahaif-i ha-
yatlar›na âlem-i ‹slâm›n sahife-i mukadderat›na ve ehl-i
iman›n istikbalinin defterlerine neflr-i envar edecek olan
ve o masumlar›n halis ve safî amelleri ve hizmetleriyle
sahife-i a’malimize hasenatlar› yaz›l›p kaydedilmesinin
ve Risale-i Nur fiakirtlerinin mukadderat›n›n mes’udâne
idamesinin haberini veren o daha gelmeyen hediyeden
geliyordu. Benim o azîm yekûndan hisseme düflen bin-
den bir cüz’ü ruhen hissedilmifl, beni mesrurâne heyeca-
na getirmiflti.
Evet, böyle yüzer masumlar›n makbul amelleri ve red-
dedilmez dualar› sair kardefllerimin defterlerine geçmesi
misillü, benim gibi bir günahkâr›n sahife-i a’maline dahi
girmesi, binler sürur ve sevinç verir. Böyle karanl›k bir
zamanda, bu a¤›r flerait alt›nda, böyle masumâne ve
kahramanâne çal›flmak için, biz hem masumlar› ve o
ümmîleri ve muallimlerini tebrik, hem peder ve validele-
rini tebrik, hem köylerini tebrik, hem memleketlerini,
hem milletlerini, hem Anadolu’yu tebrik ederiz.
Mübarek masumlar›n ve ümmîlerin her birine birer
hususî teflekkürname ve tebrikname yazmak elimden
gelseydi, yazacakt›m. Öyle ise bu arzumu bilfiil yaz›lm›fl
gibi kabul etsinler. Ben, onlar›n isimlerini bir daire sure-
tinde yazaca¤›m, dua vaktinde bakaca¤›m. Hem onlar›
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 463
K
ASTAMONU
H
AYATI
yönden.
makbul:
kabul edilmifl olan, al›-
nan, reddedilmeyen.
manevî:
madde d›fl› olan, maddî
olmayan, manaya ait.
masum:
suçsuz, kabahatsiz, gü-
nahs›z.
masumâne:
masumca, masum
olana yak›flacak surette, suçsuz,
günahs›z bir flekilde.
mesrurane:
sevinçli bir flekilde,
sevinerek, memnun olarak.
mesudane:
mutluca, mutlu olana
yak›flacak surette, kutlulukla.
mezkûr:
zikredilen, ad› geçen,
an›lan.
misillü:
benzeri, gibi, ayn›s›, ben-
zer gibi, efl kabilinden.
muallim:
ders veren, ö¤reten, ta-
lim eden, hoca, ö¤retici, ö¤ret-
men.
mukadderat:
Allah taraf›ndan
ezelde takdir olunmufl fleyler, ile-
ride meydana gelecek haller ve
olaylar, al›n yaz›s›.
mütemadiyen:
sürekli olarak,
devaml› olarak, aral›ks›z flekilde,
muttas›l, devaml›.
nesli ati:
gelecek nesil.
neflr-i envar:
nurlar›n yay›lmas›,
nurlar›n da¤›t›lmas›, nurlar›n sa-
ç›lmas›.
peder:
baba, ata.
redd:
reddetme, geri verme, geri
çevirme, kabul etmeme.
ruhen:
ruh bak›m›ndan, ruh yö-
nünden, ruh olarak.
sâfî:
saf olan, duru, kat›ks›z, kat›-
fl›ks›z.
sahaif-i hayat:
hayat sayfalar›.
sahife-i a'mal:
amellerin sayfas›.
sahife-i mukadderat:
Allah tara-
f›ndan takdir edilen fleylerin bu-
lundu¤u sayfa, kader sayfas›.
sair:
di¤er, öteki, baflka.
sürur:
mutluluk.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
flerait:
flartlar.
taaccüp:
flaflma, hayret etme, fla-
flakalma.
tarz:
biçim, flekil, suret.
tebessüm:
gülümseme, gülüm-
seyifl, hafifçe gülme.
tebrik:
kutlama. u¤urlu, hay›rl›,
mübarek olmas›n› dileme.
temsil:
bir fleyin sembolü olma.
ümm
î
:
okuma yazmas› olmayan,
okumam›fl.
yekûn:
toplam, tutar.
âlem-i ‹slâm:
‹slâm âlemi, ‹s-
lâm dünyas›.
amel:
bir insan›n dinî emirler
ve yasaklara göre yapt›¤› ifl,
hareket.
azîm:
büyük, yüce, ulu.
bahane:
vesile, sebep.
beyan:
anlatma, aç›k söyle-
me, bildirme, izah.
cüz:
k›s›m, parça, bölük.
dua:
Allah'a yalvarma, niyaz.
ehl-i iman:
inananlar, iman
sahipleri, ‹slâm dinini kabul
edenler.
evvel:
önce, ilk, birinci, iptida,
bafllangݍ.
ferah:
gönül aç›kl›¤›, sevinç,
sevinme.
ferman:
emir, buyruk.
f›kra:
k›sa yaz›, küçük hikâye.
günahkâr:
günahl›, günah ifl-
leyen, günah ifllemifl.
halis:
gerçek, samimi, içten.
hasenat:
iyi ameller, iyi ifller,
hay›rlar.
hayret:
flaflma, flafl›rma.
heyecan:
coflkunluk, coflma.
hisse:
pay, nasip, k›smet.
idame:
devam ettirme, sür-
dürme.
istikbal:
gelecek, gelecek za-
man, ati.
izhar:
a盤a vurma, meydana
ç›karma, aflikâr etme.
kahramanane:
kahramanca,
kahraman olana yak›fl›r flekil-
de, yi¤itçe, cesurâne.
kayd:
yaz›ya geçirme, deftere
yazma.
k›smen:
k›smî olarak, bütün
de¤il, bir k›s›m, bir bölüm ola-
rak veya baz› bak›mdan, baz›
1...,453,454,455,456,457,458,459,460,461,462 464,465,466,467,468,469,470,471,472,473,...1390
Powered by FlippingBook