Tarihçe-i Hayat - page 379

Beni mahkûm etseniz de, onlar mahkûm olamaz ve ha-
piste dahi benim arkadafl›m olmal›d›rlar.
Mahkemelerin ihkak-› hak cihetindeki haysiyetine, fle-
refine mühim bir nak›se, belki z›t olan garazkârlar›n tel-
kinat›na tebaiyete, elbette mahkeme-i adalet tenezzül et-
meyecek ve garazkârlar›n entrikalar›n› akim b›rakacakt›r.
Ve adaletten ve ihkak-› haktan daha büyük bir makam
vazife cihetinde tan›mayan mahkemenin, her türlü tesi-
rattan azade olarak vazifesini yapaca¤› esas adaletin
muktezas› oldu¤una istinaden, flahs›m nam›na de¤il, bel-
ki çok hakikatlerin ve birçok masum hukuklar›n kendine
ba¤l› oldu¤u bir hakikat-i âliye nam›na, hakk›mdaki as›l-
s›z evhamlar›n› bir an evvel Risale-i Nur’un hürriyetini
ilân etmekle refetmektir.
•
Üçüncü madde:
Bize isnat edilen mevhum suç ise,
umumî bir tabirle ve kuyud-i ihtiraziye nazara al›nmaya-
rak, Ceza Kanununun yüz altm›fl üçüncü maddesi, yaln›z
zahirine ve umumiyetine temas ettirip, mahkûmiyetim
istilzam edilmek istenildi¤i anlafl›l›yor. Bize isnat edilen
birkaç maddenin kat’î ve hakikî cevaplar› zapt›n›za ge-
çen müdafaat›mda bulunmakla beraber, on veya on befl
nokta yüzünden, manevî yüz keflfiyat› havi, yüzler haki-
kat-i mühimmeyi cami yüzden ziyade cüzden ibaret olan
Risale-i Nur, mükâfat ve takdir yerine mücazat ve tenkit-
le karfl›lanm›flt›r. Mahkemenizden bu hakk›m› ve Risale-i
Nur’un hürriyet hakk›n› istemek, büyük bir hakk›md›r.
Bu cihetin halli ve fasl› lâbüd ve zarurîdir.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 379
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
ihkak-› hak:
hakl›ya hakk›n› ver-
me, hakk› usûlü dairesinde yeri-
ne getirme.
isnâd:
bir fleyi bir kimseye ait
gösterme, sözü söyleyene nispet
etme, bir söz ve haberin birisine
ait oldu¤unu belirtme.
istilzam:
gerekli görme, lüzumlu
görme.
istinaden:
dayanarak, güvene-
rek, delil kabul ederek.
kat’î:
flüpheye ve tereddüde ma-
hal b›rakmayan, kesin, flüphesiz.
keflfiyat:
keflifler, bulup meyda-
na ç›kar›lan fleyler, yeni bulunan
fleyler.
kuyud-› ihtiraziye:
korunmak
için ileriye ait tedbir kay›tlar›, ba-
z› haklar› kullanabilme flart›.
lâbüdd:
lâz›m, gerekli, gerek, za-
rurî.
mahkeme-i adalet:
adalet mah-
kemesi, hakka riayet edilen mah-
keme.
mahkûmiyet:
hüküm giyme, hü-
kümlülük.
manevî:
madde d›fl› olan, maddî
olmayan, manaya ait.
masum:
suçsuz, kabahatsiz, gü-
nahs›z.
mevhum:
vehim ve hayalde
meydana getirilen, evham ürünü
olan, hakikatte olmayan, vehim.
muktezâ:
iktiza eden, gereken,
lâz›m gelen, icap eden.
mücazat:
bir suça karfl› verilen
ceza, karfl›l›k, mutlak ceza.
müdafaat:
müdafaalar, savun-
malar, korunmalar.
mükâfat:
iyi bir ifl, hizmet veya
baflar›dan ötürü verilen fley, ödül.
nakise:
eksiklik, noksanl›k.
nazar:
dikkat.
ref:
kald›rma, giderme, feshetme,
la¤vetme, hükümsüz b›rakma.
tabir:
ifade, söz.
takdir:
be¤enme, be¤endi¤ini
belirtme.
tebaiyet:
tâbilik, tâbi olma.
telkînât:
telkinler.
tenezzül:
kendine ayk›r› düflen
bir ifli veya durumu kabul etme,
alçalma.
tenkit:
elefltiri.
tesirat:
etkiler, tesirler.
umumî:
umuma ait, umumla ilgi-
li, herkesle alâkal›, herkese ait.
umumiyet:
umumî olma hâli,
umumîlik, bir fleyin herkese ait
olmas›, genellik.
vazife:
ifl, memuriyet.
zahir:
görünen, görünücü.
zapt:
kaydetme, özetini yazma.
zarurî:
mecburî, zorunlu, ister is-
temez, naçar.
z›t:
muhalif.
ziyade:
çok, fazla, art›k.
adalet:
her hak sahibine hak-
k›n›n tam ve eksiksiz verilme-
si, hakkaniyet, âdillik.
akim:
neticesiz, sonu yok, ba-
flar›s›z.
aleyh:
karfl›, karfl›t.
azade:
ba¤lardan kurtulmufl,
hür, serbest.
cami:
cem eden, toplayan,
içine alan.
cihet:
yan, yön, taraf.
cüz:
k›s›m, parça, bölük.
entrika:
bir ç›kar sa¤lamak
veya birine zarar vermek
maksad›yla haz›rlanan düzen,
dalavere, hile, desise.
evham:
vehimler, zanlar, kufl-
kular, esass›z fleyler, kuruntu-
lar.
garaz:
kötü kas›t, düflmanca
niyet, kin.
garazkâr:
kinli, düflmanl›k
güden, garaz› olan, kötü kas›t
sahibi.
fas›l:
ay›rma.
hakikat:
gerçek, hayalî olma-
yan, görülen, mevcut olan, bir
fleyin asl› ve esas›.
hakikat-› âliye:
yüce, ulu
gerçek.
hakikat-› mühimme:
önemli
gerçek.
hakikî:
gerçek, do¤ru.
havi:
içine alan, kaplayan, ku-
flatan, ihtiva eden.
haysiyet:
fleref, onur, itibar.
hücûm:
sald›rma, hamle ile
ileri at›lmak.
hükümet:
devlet.
hürriyet
:
serbestlik, hür olufl.
ibaret:
meydana gelen, olu-
flan, müteflekkil.
1...,369,370,371,372,373,374,375,376,377,378 380,381,382,383,384,385,386,387,388,389,...1390
Powered by FlippingBook