bîtarafâne kalyor; ehl-i dalâlet ve ilhad, cumhuriyetin bu
bîtarafl¤ndan istifade etmekle haflrin inkârn izhar et-
meleri muhtemeldir demektir. Yoksa hükûmete bir taar-
ruz de¤ildir; belki hükûmetin bîtarafâne vaziyetine iflaret-
tir. Elhak, bundan dokuz sene evvel, Onuncu Söz, sekiz
yüz nüsha yaylmasyla, ehl-i dalâletin kalplerindeki in-
kâr- haflri skfltrd; lisanlarna getirmelerine meydan
vermedi; a¤zlarn tkad. Onuncu Sözün harika bürhan-
larn gözlerine soktu.
Evet Onuncu Söz, haflir gibi bir rükn-i azîm imann et-
rafnda çelikten bir sur oldu ve ehl-i dalâleti susturdu. El-
bette hükûmet-i cumhuriye bundan memnun oldu ki,
meclisteki mebusann ve valilerin ve büyük memurlarn
ellerinde kemal-i serbestî ile gezdi.
Avrupa medeniyet ve felsefesi namna ve belki ngiliz-
lerin ifsad- siyaseti hesabna tesettür ayetine ettikleri iti-
raza karfl, gayet kuvvetli ve müskit bir cevab- ilmîdir.
Böyle bir cevab- ilmî, de¤il bundan on befl sene evvel,
her zaman takdir ile karfllanr. Bu hürriyet-i ilmiyeyi, el-
bette hürriyetperver bir hükûmet-i cumhuriye tahdit et-
mez.
Ey heyet-i hâkime! Risale-i Nurun hedefi dünya olsay-
d veya bir maksad- dünyevî, içinde niyet edilseydi, yüz
yirmi risale içinde nazarnzda on binler medar- tenkit
noktalar bulunacakt. Böyle yüz yirmi bin tatl meyveler
içinde, sizce sulfato gibi ac gelmifl yalnz on befl meyve-
ler bulunmasyla o mübarek bahçeyi yasak etmek ve
TARHÇE- HAYATI
| 389
E
SKfiEHR
H
AYATI
hürriyet-i ilmiye:
ilim hürriyeti.
hürriyetperver:
hürriyetçi, hürri-
yetsever.
ifsad- siyaset:
siyaseti bozmak.
iman:
inanma, inanç, itikat, tas-
dik.
inkâr:
reddetme, tanmama, ka-
bul ve tasdik etmeme, inanma-
ma.
inkâr- haflir:
haflrin inkâr, ima-
nn alt esasndan birisi olan öl-
dükten sonra tekrar diriltilmenin,
ceza ve mükâfatn, ahiret hayat-
nn varl¤n reddetme.
istifade
:
faydalanma, yararlanma,
yarar sa¤lama.
itiraz:
bir fikri, hükmü veya duru-
mu kabul etmeyip çürütmeye
kalkflma, karfl çkma, karfl dur-
ma.
izhar:
aç¤a vurma, meydana ç-
karma, aflikâr etme.
kemal-i serbestî:
tam serbestlik.
lisan:
dil, anlaflma amacyla kulla-
nlan sesli iflaretler sistemi.
maksat- dünyevî:
dünya ile ilgi-
li maksat, dünyaya yönelik gaye.
mebusan:
mebuslar, milletvekil-
leri.
meclis:
milletvekillerinin olufltur-
du¤u topluluk ve bu toplulu¤un
bulundu¤u bina.
medar- tenkit:
tenkide sebep
olan, tenkit sebebi, vesilesi.
medeniyet:
medenîlik, flehirlilik,
uygarlk.
memnun:
hoflnut, raz.
meydan:
frsat, imkân, vakit.
muhtemel:
ihtimal dahilinde
olan, umulur, beklenir, olabilir, ol-
mas mümkün, olmayacak fley
de¤il.
mübarek:
feyizli, bereketli.
müskit:
susturan, susturucu, kar-
fll¤a meydan vermeyen, konu-
flamayacak hâle getiren.
nam:
yerine.
nazar:
düflünme, fikir, mülâhaza,
niyet.
niyet:
bir ifli yapmay önceden
düflünme.
nüsha:
birbirinin ayn olan yazl
metinlerden her biri.
rükn-i azîm:
en büyük esas.
sulfato:
stma hap.
sur:
kale, hisar.
taarruz:
çatma, sataflma, iliflme.
tahdit:
hudutlandrma, snrlama.
takdir:
be¤enme, be¤endi¤ini
belirtme.
tesettür:
örtünme, kapanma.
vali:
bir vilâyeti idare eden en
büyük memur.
vaziyet:
bir kimse veya fleyin du-
rumu, hâli.
ayet:
Kurânn her bir cümle-
si, Kurânn surelerini olufltu-
ran lâhî söz.
bîtaraf:
tarafsz.
bîtarafâne:
tarafszca, her-
hangi bir taraf, kimseyi ve
yan tutmakszn.
bürhan:
delil, ispat, tank,
hüccet.
cevab- ilmî:
ilmî cevap, ilim
tarikyla verilen cevap.
cumhuriyet:
siyasî mekaniz-
mas seçimle kurulan, adalet
ve hukukun üstünlü¤üyle te-
mel hak ve hürriyetleri sa¤la-
may amaçlayan idare flekli.
ehl-i dalâlet ve ilhad:
yoldan
çkanlar, azgn ve sapkn kim-
seler ile dinsizler.
ehl-i dalâlet:
dalâlet ehli.
elbette:
kesinlikle, mutlaka,
flüphesiz.
elhak:
varl¤ hiç de¤iflmeyen,
ibadete lâyk ve her hakkn
sahibi, Allah (c.c.).
evvel:
önce, ilk, birinci, iptida,
bafllangç.
felsefe:
hayat tarz, yaflama
flekli ile ilgili düflünce.
gayet:
çok, fazla, son derece.
hârika:
ola¤anüstü.
haflr:
kyametten sonra bü-
tün insanlarn bir yere toplan-
malar, Allahn, ölüleri diriltip
mahflere çkarmas, kyamet.
hedef:
maksat, niyet, amaç.
heyet-i hâkime:
hâkimler
heyeti, hakimler kurulu.
hükümet:
devlet.
hükümet-i cumhuriye:
cum-
huriyet hükümeti. cumhuri-
yet idaresi.