bahçe sahibini mesul etmek caiz olabilir mi? Adaletper-
ver olan vicdannza havale ediyorum. Ben, son müdafa-
atmda beyan etmiflim ki, otuz senedir Avrupa feylesof-
larna ve Avrupa feylesoflar hesabna dahilde, ecnebi
dolaplar hesabna çalflan mülhidlere karfl muaraza ede-
rek cevap vermiflim ve veriyorum. Muhatabm, ekseriya
nefsimden sonra onlar oldu¤unu risalelerimi takip eden
anlar. fiimdi ben sizlerden soruyorum: Böyle Avrupa fey-
lesoflarnn baflna ve ecnebi entrikalar hesabna çalflan
dinsiz her bir mülhidin yüzüne indirdi¤im kuvvetli ilmî bir
tokat, hangi suretle hükûmet hesabna geçiyor? Böylele-
re ait olan tokad hükûmet hesabna almak bizim havsa-
lamz almyor ve ihtimal de vermiyoruz. Hükûmet nam-
na ve kanun hesabna bu hakl ilmî tokatlar medar-
mesul tutmak de¤il, belki hükûmet-i cumhuriyenin hür-
riyetperverli¤i, bu tokatlar alkfllar.
TZAR
(Üç gün müddetle tebli¤ edilen iddianameye karfl iti-
razname yazmak.)
Birinci günü geç geldi¤i için, akflama kadar ancak
okundu. kinci gün ksm- azam tercüme edildi. Ancak
befl-alt saat frsat bulup, acele bu uzun itiraznameyi yaz-
dm. Evvelki müdafaatmda dedi¤im gibi, kanunlar, hu-
susan flimdiki resmî iflleri bilmedi¤imden, çoktan beri ih-
tilâttan memnu oldu¤umdan ve dört-befl saatte yazlan
uzun itirazname, elbette çok müflevvefl ve noksan ola-
caktr. Nazar- müsamaha ile bakmanz temenni ederim.
acele:
çabuk, çabukluk.
adaletperver:
adalet sever.
beyan:
anlatma, açk söyleme,
bildirme, izah.
caiz:
mümkün, olur, olabilir.
dâhil:
içeri, iç.
ecnebi:
yabanc.
ekseriya:
pek çok zaman, sk sk,
çok defa olarak.
elbette:
kesinlikle, mutlaka, flüp-
hesiz.
entrika:
bir çkar sa¤lamak veya
birine zarar vermek maksadyla
hazrlanan düzen, dalavere, hile,
desise.
evvel:
önce, ilk, birinci, iptida,
bafllangç.
feylesof:
felsefe ile u¤raflan, filo-
zof.
frsat:
bir ifl için en uygun zaman
ve hâl.
havale:
bir ifli veya bir fleyi baflka
birine brakma, üstüne brakma,
smarlama.
havsala:
anlama gücü, kavrama
derecesi, anlama faaliyeti.
hususan:
bilhassa, ayrca, baflka-
ca, hususî olarak.
hükümet:
devlet.
hükümet-i cumhuriye:
cumhuri-
yet hükümeti. cumhuriyet idare-
si.
hürriyetperver:
hürriyetçi, hürri-
yetsever.
iddianame:
iddia yazs, savcnn
bir dava konusundaki iddialarn
toplamfl oldu¤u, isnat etti¤i suç
ve delilleri de içine alan yazs.
ihtilât:
karflp görüflme, iliflkide
bulunma, beraber yaflama.
ihtimal:
olabilirlik, bir fleyin ola-
bilmesi mümkün olma, gerçekle-
flebilirlik.
ilmî:
ilim ile ilgili, ilme dair.
itirazname:
itiraz kâ¤d, itiraz di-
lekçesi.
itizar:
özür dileme, bir sebep gös-
tererek affn dileme.
kanun:
devletin yasama kuvveti
tarafndan herkesçe uyulmak
üzere konulan her türlü kaide,
yasa.
ksm- azam:
büyük ksm, ekse-
riyet, ço¤unluk.
medar- mesul:
sorumluluk se-
bebi.
390 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
E
SKfiEHR
H
AYATI
memnu:
yasaklanmfl, mene-
dilmifl, mâni olunmufl, yasak
edilmifl, yasak.
mesul:
yapt¤ ifllerden he-
sap vermeye mecbur olan,
sorumlu.
muaraza:
sözle karfllkl mü-
cadele, söz mücadelesi.
muhâtab:
hitap olunan, ken-
disine söz söylenilen, konu-
flulan kimse.
müdafaat:
müdafaalar, sa-
vunmalar, korunmalar.
müddet:
vakit, zaman, süre,
bir fleyin devam etti¤i zaman
parças.
mülhit:
slâm dininden ayr-
lan, Allaha ve dine inanma-
yan, Allah inkâr eden, dinsiz,
imansz, münkir.
müflevvefl:
teflevvüfle u¤ra-
mfl, belirsiz, karflk, düzensiz,
karmakarflk.
nam:
yerine, vekillik.
nazar- müsamaha:
göz yu-
man, görmezlikten gelen ba-
kfl, hofl gören nazar.
nefis:
kendi, flahs.
noksan:
kusurlu, naks, eksik.
resmî:
devletin olan, devlete
ait, devletle ilgili.
suret:
biçim, flekil.
tebli¤:
resmî bir yazy, karar
halka veya ilgililere duyurma.
temenni:
olmasn veya ol-
mamasn isteme.
tercüme:
bir sözü bir dilden
baflka bir dile çevirme.
vicdan:
iyiyi kötüden, hayr
flerden ayrt etmeye yardmc
olan ahlâkî duygu.