Üçüncü ddianame
Barlada iken tesis-i münasebet edildi¤i, uza¤nda ve
yaknnda bulunan bu eflhasn maddî ve manevî yardm-
larn temin ederek faaliyete giriflti¤i ve heyet-i umumiye-
sine Risale-i Nur adn verdi¤i ve ksm ksm yazdrd¤
bu eserlerini muhtelif vastalarla gizli gizli ço¤alttrarak
Antalya, Aydn, Milâs, E¤irdir, Dinar ve Van gibi mnt-
kalarda, adamlarnn delâletiyle neflr ve tamim ettirdi¤i,
bu eserlerden devletin emniyet-i dahiliyesini ihlâl edebi-
lecek olanlarna mahrem ve yarm mahrem diyerek ifla-
retler koydu¤u ve bu suretle istihdaf etti¤i gayesini ken-
disinin de kabul ve izhar etmifl bulundu¤u hakkndaki
fkraya karfl, flu katî ve izahl cevabn, sizin evvelce zap-
tnza geçen Son Müdafaa namndaki otuz befl sahife-
lik müdafaatm itirazname olarak takdimle beraber de-
rim ki:
Yüz bin defa hâflâ! man ilmini rza-i lâhîden baflka bir
fleye alet etmemiflim ve edemiyorum ve kimsenin de
hakk yoktur ki, edebilsin. Ve Risale-i Nur nam altnda-
ki yüz yirmi befl Risale, yirmi sene zarfnda telif edilmifl...
Mahrem dedi¤imiz risaleler ise, üç tanesi bize gurur ve
riyaya medar olmamak için mahrem demiflim. fiimdi ise,
o setr-i mahremin bir köflesini fafl etmeye mecbur olarak
derim ki: O mahremlerden birisi keramet-i Gavsiye, ikin-
ci keramet-i Aleviye, üçüncü, srr- ihlâsa ait risalelerdir
TARHÇE- HAYATI
| 385
E
SKfiEHR
H
AYATI
açklama yapma, bir konuyu ay-
rntlaryla ortaya koyma, eksiksiz
anlatma.
izhar:
aç¤a vurma, meydana ç-
karma, aflikâr etme.
katî:
kesip atan, flüpheye ve te-
reddüde mahal brakmayan, ke-
sin, flüphesiz.
keramet:
Allahn velî kullarnda
görülen ola¤anüstü hâller veya
tabiatüstü hâdiseler.
keramet-i Aleviye:
Hz. Aliye ait
keramet, ola¤anüstü, fevkalâde
hâl.
keramet-i Gavsiye:
Seyyid Ab-
dülkadir Geylânînin kerâmeti.
maddî:
para, mal vb. fleylerle ilgi-
li.
mahrem:
gizli olan, herkese söy-
lenmeyen, gizli sr vasf olan.
manevî:
madde dfl olan, maddî
olmayan, manaya ait.
mecbur:
icbar edilmifl, zorla bir
ifle giriflmifl, bir ifli yapmak zorun-
da kalmfl.
medar:
dayanak noktas, sebep,
vesile.
mntka:
bölge, taraf, cihet.
muhtelif:
türlü türlü, çeflitli, çeflit
çeflit, farkl.
müdafaa:
savunma.
müdafaat:
müdafaalar, savun-
malar, korunmalar.
nam:
ad, isim.
neflr:
da¤tma, yayma, saçma,
serpme.
rza-y lâhî:
Allahn rzas, hofl-
nutlu¤u.
riya:
insanlara, kendisinde iyi ve-
ya övgüye de¤er bir takm özel-
likler bulundu¤unu gösterme ve
böylelikle onlarn gönlünde sevgi
kazanmaya çalflma temayülü,
e¤ilimi.
sahife:
sayfa.
setr-i mahrem:
mahrem olan
yerlerin, gösterilmesi ya da görül-
mesi haram olan yerlerin örtül-
mesi.
srr- ihlâs:
samimiyetin, do¤rulu-
¤un srr.
suret:
tarz, yol, gidifl.
takdim:
arz etme, sunma.
tamim:
umumilefltirme, umumi-
lefltirilme, herkese duyurma, yay-
ma.
telif:
kitap yazma, eser ortaya
koyma.
temîn:
elde etme.
tesis-i münasebet:
münasebetin
kurulmas, alaka, iliflki kurma.
zapt:
kayt.
zarfnda:
içerisinde.
alet:
vasta.
delâlet:
yol göstermek, kla-
vuzluk.
emniyet-i
dahiliye
:
dahilî
emniyet, iç güvenlik.
eser:
baslma kitap.
eflhas:
flahslar, adamlar, kifli-
ler, kimseler.
evvelce:
daha evvel, daha
önce.
faaliyet:
durmadan çok çalfl-
ma, hareket, gayret.
fafl:
meydana çkma, aç¤a
vurma, dile verme.
fkra:
bent, madde, paragraf.
gaye:
maksat, meram, hedef.
gurur:
bofl fleylere güvenerek
aldanma, bofl fleylerle böbür-
lenme.
had:
snr.
hâflâ:
Allah göstermesin,
uzak olsun.
heyet-i umumiye:
umumî
heyet, bir fleyin teferruatlar
nazara alnmadan olan umu-
mî durumu.
iddianame
:
iddia yazs, savc-
nn bir dava konusundaki id-
dialarn toplamfl oldu¤u, is-
nat etti¤i suç ve delilleri de
içine alan yazs.
ihlâl:
bozma, sakatlama, sa¤-
laml¤na zarar verme.
ilim:
bilme, bilifl, bilgi.
iman:
inanma, inanç, itikat,
tasdik.
istihdâf:
hedef edinme, hedef
alma, hedef sayma, gaye
edinme, amaçlama.
itirazname:
itiraz kâ¤d, iti-
raz dilekçesi.
izah:
açkça ortaya koyma,