Tarihçe-i Hayat - page 377

Evet, hükûmet-i Cumhuriye, o gizli müfsitlerin vatana
ve millete muz›r efkârlar›n› elbette terviç etmez ve taraf-
tar olamaz; men etmek, cumhuriyet kanunlar›n›n muk-
tezas›d›r. Ve öyle müfsitlere taraftarl›kla, cumhuriyetin
esasl› prensiplerine z›dd› z›dd›na gidemez. Hükûmet-i
Cumhuriye, bizimle o müfsitler mabeyninde hakem hük-
münü als›n; hangimiz zalim ise ve tecavüz ediyorsa, o
vakit, hakem hükmünü versin ve hâkimlik noktas›nda
hükmünü icra etsin.
Evet, inkâr edilmez ki, kâinatta, dinsizlik ile dindarl›k
Âdem zaman›ndan beri cereyan edip geliyor ve k›yame-
te kadar gidecektir. Bu meselemizin künhüne vâk›f olan
herkes, bize olan bu hücumun, do¤rudan do¤ruya din-
sizlik hesab›na dindarl›¤a bir taarruz oldu¤unu anlar. Ek-
ser-i hükeman›n Garpta ve Avrupa’da zuhuru ve a¤leb-i
enbiyan›n fiarkta ve Asya’da tulûlar› kader-i ezelînin bir
iflaret ve remzidir ki, Asya’da hâkim, galip, din cereyan›-
d›r. Elbette, Asya’n›n ileri kumandan› olan bu hükûmet-i
Cumhuriye, Asya’n›n bu f›trî hasiyetinden ve madenin-
den istifade edecek ve bîtarafâne prensibini, de¤il dinsiz-
lik taraf›na, belki dindarl›k taraf›na temayül ettirecektir.
•
‹kinci madde:
Risale-i Nur’un eczalar›nda mevadd-›
kanuniyeye muar›z meseleler bulunmas› ortaya konu-
labilir. Bu cihet mahkemeye aittir. Fakat, Risale-i Nur,
kendi bafl›yla yüz manevî keflfiyat› havi bir eserdir. Bu
keflfiyat›n bir tekini bile, keflflaf›n hakk-› keflfini s›yanet
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 377
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
inkâr:
reddetme, tan›mama, ka-
bul ve tasdik etmeme, inanma-
ma.
istifade:
faydalanma, yararlan-
ma, yarar sa¤lama.
kader-i ezelî:
olmufl ve olacakla-
r›n yer ald›¤› ‹lâhî ilim.
kâinat:
dünya.
keflfiyat:
keflifler, bulup meyda-
na ç›kar›lan fleyler, yeni bulunan
fleyler.
keflflaf:
keflfeden, keflif sahibi,
gizli bir fleyi meydana ç›karan,
keflifçi.
k›yamet:
dünyan›n sonu, bütün
ölülerin dirilerek mahflerde top-
lanmas›, varl›¤›n bozulup da¤›l-
mas›.
kumandan:
bir mevkiin, bir iflin
veya askerlik yahut korumak
maksad›yla meydana getirilen bir
kuruluflun bafl›nda bulunan ve
sevk ve idareyi düzenleyen kim-
se, komutan.
künh:
bir fleyin asl›, hakikati, te-
meli.
mabeyn:
ara, aral›k, iki fleyin ara-
s›.
maden:
öz, cevher.
manevî:
madde d›fl› olan, maddî
olmayan, manaya ait.
men:
yasak etme, durdurma,
mâni olma, b›rakmama.
mevadd-› kanuniye:
kanun
maddeleri.
muar›z:
muhalefet eden, karfl› ç›-
kan, muhalif.
muktezâ:
iktiza eden, gereken,
lâz›m gelen, icap eden.
muz›rr:
zararl›, zarar veren, zara-
ra sebep olan, zarar› dokunan.
müfsit:
fesat ç›karan, fesatç›,
bozguncu.
prensip:
temel fikir, temel bilgi,
esas, ilke.
remz:
bir manay› ifade eden ifla-
ret ve flekil.
s›yanet
:
koruma, muhafaza etme.
fiark:
do¤u.
taarruz:
bir fleyin ve kimsenin
üzerine fliddetle sald›rma.
taraftar:
tarafl›, birinin veya bir
grubun taraf›n› tutan.
tecavüz:
el uzatma, baflkas›n›n
hakk›na dokunma.
temayül:
bir yana veya bir kim-
seye fazla taraftarl›k ve sevgi
gösterme, ilgi duyma..
terviç:
bir fikri tutma, destekleme.
tulû:
görünme, meydana ç›kma.
vâk›f:
bir fleyi elde eden, bir iflten
haberli olan.
zalim:
zulmeden, haks›zl›k eden,
ac›mas›z ve haks›z davranan.
z›ya:
kay›p, yitim.
zuhur:
görünme, meydana ç›kma.
a¤leb-i enbiya:
peygamber-
lerin ço¤unlu¤u, ço¤u.
bîtarafâne:
tarafs›zca, her-
hangi bir taraf›, kimseyi ve
yan› tutmaks›z›n.
cereyan:
olma, meydana gel-
me; ak›m.
cihet:
yan, yön, taraf.
ecza:
cüz’ler, parçalar, k›s›mlar.
efkâr:
düflünceler, fikirler, gö-
rüfller.
ekser-i hükema:
hikmet il-
miyle u¤raflanlar›n ço¤u, bil-
ginlerin ekserisi.
elbette:
kesinlikle, mutlaka,
flüphesiz.
f›trî:
tabiî, yarat›l›fltaki, do-
¤ufltan olan.
galip:
galebe eden, galebe
çalan, üstün gelen, yenen.
Garp:
Bat›.
hakem:
iki has›m taraf›ndan,
aralar›ndaki anlaflmazl›¤› hal-
letmek üzere, hâkim olarak
seçilen kimse.
hâkim:
sözünü geçiren, ege-
men.
hakk-› keflif:
gizli olan bir fle-
yi a盤a ç›karma hakk›.
hasiyet:
bir fleye has vas›f.
havi:
içine alan, kaplayan, ku-
flatan, ihtiva eden.
hücûm:
sald›rma, hamle ile
ileri at›lmak.
hüküm:
karar, emir, bir konu,
ifl veya kimse hakk›nda veri-
len karar.
hükümet-i Cumhuriye:
cum-
huriyet hükümeti. cumhuri-
yet idaresi.
icra:
verilen bir hükmü yerine
getirme.
1...,367,368,369,370,371,372,373,374,375,376 378,379,380,381,382,383,384,385,386,387,...1390
Powered by FlippingBook