bir suç teflkil etse de, yalnz beni mesul eden bir madde
yüzünden, yirmi kadar masum ve bîgünah kimseleri ço-
luk çocu¤undan, iflinden alkoyup hapiste periflan et-
mek, elbette adliyenin nazar- adaletine uygun gelmez.
Benimle edna bir temas bulunan çok bîçare masum-
lar, tevkif ile mühim zararlara duçar oldular.
fiark hâdisesi münasebetiyle nefyedilmem, iddiana-
mede ifltiraki ihsas etti¤i cihetle cevap veriyorum ki: Hü-
kûmetin dosyalarnda, benim künyem altnda hiçbir mefl-
ruhat yoktur. Srf ihtiyat yüzünden nefyedildi¤im, hükû-
metçe sabit olmufltur. Ben, o zaman da, flimdiki gibi
münzevi yaflyordum. Bir da¤n ma¤arasnda, bir hizmet-
çiyle yalnz otururken, beni tutup, on sene bilâsebep,
müracaat etmedi¤im için, dokuz sene bir köyde, bir se-
ne de Ispartada ikamete mahkûm edip, âhirinde bu mu-
sibete giriftar ettiler.
@
adliye:
mahkeme, yarglama iflle-
riyle u¤raflan daire.
ahir:
son, sonraki, en sonra.
bîçare:
çaresiz, zavall, flaflkn.
bîgünah:
günahsz.
bilâsebep:
sebepsiz.
cihet:
sebep, vesile, mucip, baha-
ne.
duçar:
tutulmufl, u¤ramfl, yaka-
lanmfl.
edna:
az, pek az.
elbette:
kesinlikle, mutlaka, flüp-
hesiz.
giriftar:
tutulmufl, yakalanmfl.
hâdise:
vaka, olay, ilk defa olan,
meydana çkan hâl.
hükümet:
devlet.
iddianame:
iddia yazs, savcnn
bir dava konusundaki iddialarn
toplamfl oldu¤u, isnat etti¤i suç
ve delilleri de içine alan yazs.
ihsas:
hissettirme, sezdirme, üstü
kapal olarak dile getirme, açk-
tan söylememe, duyurulma.
ihtiyat:
ileriyi düflünme, ilerisini
düflünerek davranma, gelece¤i
düflünerek tedbirli hareket etme.
ikamet:
oturma, bir yerde kalma.
künye:
bir kimsenin ad, soyad,
384 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
E
SKfiEHR
H
AYATI
do¤umu, ülkesi, mesle¤i gibi
özelliklerini gösteren kayt.
mahkûm:
mecbur.
masum:
suçsuz, kabahatsiz,
günahsz.
mesul:
yapt¤ ifllerden he-
sap vermeye mecbur olan,
sorumlu.
meflruhat:
açklamalar, izah-
lar, flerhler.
musibet:
felâket, belâ, ans-
zn gelen belâ, dert, sknt.
mühim:
önemli, ehemmiyet-
li.
münasebet:
vesile, rabta,
ba¤.
münzevi:
köflesine çekilip
kimseyle görüflmeyen, her-
kesten uzaklaflp yalnz yafla-
yan.
müracaat:
baflvurma, danfl-
ma.
nazar- adalet:
adalet terazi-
si, kefesi.
nefy:
sürme, sürgün etme,
cezalandrarak baflka bir yer-
de ikamet etmeye mecbur
etme.
periflan:
acnacak hâlde bulu-
nan, derbeder.
sabit:
ispat edilmifl, ispatlan-
mfl.
srf:
yalnz, sadece, tamamen.
flark:
do¤u.
temas:
irtibat, görüflme.
teflkil:
vücut verme, meyda-
na getirme, yapma.
tevkif:
cezaî tahkikat srasn-
da, zanlnn mahkeme karar-
na kadar geçici olarak hapse-
dilmesi.