belki kusurlu k›sm›na hakaik-› Kur’âniye hesab›na olan
müdafaat-› ilmiyeme hangi suretle “Hükûmetin prensibi-
ne ve hükûmetin rejimine muhalif” ve “Hükûmetin ink›-
lâb› aleyhine hareket” nam› veriliyor? Acaba bu hükû-
met-i cumhuriye, Avrupa medeniyetinin kusurlu k›sm›-
n›n dava vekilli¤ine tenezzül eder mi? O kusurlu medeni-
yetin ‹slâmiyete muhalif kanunlar› eski zamandan beri
hükûmetin hedefi midir? Hükûmete muar›z vaziyet al-
mak nerede, bu bir k›s›m kusurlu medeniyet kanunlar›na
karfl› hakaik-› Kur’âniyeyi ilmî bir surette müdafaa etmek
nerede? Kur’ân-› Hakîm’in ayat-› kat’iyesiyle, bin üç yüz
seneden beri milyonlar tefsirlerinde ve hâlen kütüphane-
lerde dolu tefsirlerde
t
»p
Ñ s
ædG Én
¡ t
`jn
G Én
j
2
@ ¢o
So
ó° t
ùdG p
¬ u
eo
Óp
n
a
1
¯ p
ør
«n
«n
ãr
fo
’r
G u
ßn
M o
?r
ãp
e p
ôn
c s
ò?p
d
4
r
ºo
µ
n
d n
ÜÉ n
W Én
e Gƒo
ëp
µ
`r
fÉn
a
3
@ n
?p
LGn
hr
Rn
’p
r
?o
b
ilâahir gibi ayetlerin hakaik-› kudsiyelerini Avrupa feyle-
soflar›n›n itiraz ve tecavüzat›na karfl› otuz seneden beri
yazd›¤›m müdafaat-› ilmiyemi “Hükûmetin ink›lâb›na,
prensibine ve rejimine muhalif kast› var” diye beni itham
etmek, öyle bir zahir garaz ve öyle bir esass›z vehimdir
ki, buradaki mahkeme-i âdileye taallûk etmeseydi, mü-
dafaa ve cevap vermeyi lây›k görmezdim.
Hem acaba, eskiden beri bu vatan ve millete zarar ni-
yetiyle, Avrupa’n›n dinsiz komiteleri hesab›na ve Rum,
Ermeniler cemiyeti vas›tas›yla dinsizlik ve ihtilâf ve fesat
tohumlar›n› saçan mülhitlere karfl› müdafaat-› ilmiyem,
aleyhine:
zarar›na.
ayat-› kat’iye:
kesin ayetler.
ayet:
Kur’ân’›n her bir cümlesi,
Kur’ân’›n surelerini oluflturan ‹lâhî
söz.
cemiyet:
topluluk, birlik.
esas:
temel.
fesat:
kar›fl›kl›k, nifak.
feylesof:
felsefe ile u¤raflan, filo-
zof.
garaz:
kötü kas›t, düflmanca ni-
yet, kin.
hakaik-› kudsiye:
mukaddes
gerçekler.
hakaik-› Kur’âniye:
Kur’ân ait
olan ve ondan gelen gerçekler.
hâlen:
flimdiki hâlde, flu anda.
hareket
:
davran›fl, tutum, tav›r,
tarz.
hedef:
emel, var›lmak istenen
nokta, ulafl›lmak istenen gaye.
hükümet
:
devlet.
hükûmet-i cumhuriye:
cumhuri-
yet hükümeti. cumhuriyet idare-
si.
ihtilâf:
anlaflmazl›k, uyuflmazl›k,
bir konuda farkl› görüfl ve düflü-
nüfl, fikir ayr›l›¤›.
ilâahir:
sona kadar, sonuna ka-
dar.
ilmî:
ilim ile ilgili, ilme dair.
ink›lâp:
devrim.
itham:
kabahatli görme, töhmet-
lendirme, suçlu görme, suçlama,
suç isnat etme.
itiraz:
bir fikri, hükmü veya duru-
mu kabul etmeyip çürütmeye
kalk›flma, karfl› ç›kma, karfl› dur-
ma.
kanun:
devletin yasama kuvveti
taraf›ndan herkesçe uyulmak
üzere konulan her türlü kaide,
yasa.
kas›t:
kötü niyet.
komite:
kötü bir maksat için top-
lanm›fl gizli cemiyet.
Kur’ân-› Hakîm:
her ayet ve su-
resinde say›s›z hikmet ve fayda-
lar bulunan Kur’ân.
lây›k:
uygun, yak›fl›r, münasip.
mahkeme-i âdile:
adaletle ifl gö-
ren mahkeme.
medeniyet:
medenîlik, flehirlilik,
uygarl›k.
muar›z:
muhalefet eden, karfl› ç›-
kan, muhalif.
muhalif:
muhalefet eden, ayk›r›-
l›k gösteren, uymayan, bir fiil ve-
ya düflünceye karfl› gelen.
müdafaa:
savunma.
müdafaat-› ilmiye:
ilmi savun-
malar, ilimle yap›lan müdafalar.
mülhit:
‹slâm dininden ayr›lan,
Allah’a ve dine inanmayan, Allah’›
inkâr eden, dinsiz, imans›z, mün-
kir.
nam:
ad, isim.
niyet:
maksat, meram.
prensip:
temel fikir, temel
bilgi, esas, ilke.
rejim:
devletin flekli ve hükü-
met tarz›.
suret:
biçim, flekil, tarz.
taallûk:
münasebet, rab›ta.
tecavüzat:
sald›r›lar, tecâvüz-
ler.
tefsir:
Kur’ân-› Kerîm’i aç›kla-
mak maksad›yla yaz›lan ki-
tap.
tenezzül:
kendine ayk›r› dü-
flen bir ifli veya durumu kabul
etme, alçalma.
vas›ta:
arac›l›k.
vaziyet:
bir kimse veya fleyin
durumu, hâli.
vehim:
yanl›fl ve esass›z dü-
flünce.
vekil:
baflkas›n›n yerine ve
ad›na hareket eden, konuflan.
zahir:
aç›k, belli, meydanda.
1.
Erke¤in mirastan hakk› iki kad›n pay› kadard›r. (Nisâ Suresi: 176.)
2.
Anneye alt›da bir vard›r. (Nisâ Suresi: 11.)
3.
Ey Peygamber! Han›mlar›na söyle... (Ahzab Suresi: 28.)
4.
Size helâl olan kad›nlardan hâlinize göre evlenin. (Nisâ Suresi: 3.)
392 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
