ksmnn cilvesini göze gösterdikleri için fevkalâde bence
kymetleri var. Hem onlar, kendime mahsus olarak yaz-
drp yaldzlatmflm. Hem, ihtiyarl¤mn gayet hazin ha-
tratna dair olan htiyarlar Risalesinin üç-dört nüshala-
rndan bir tanesini kendime mahsus yazdrmfltm. Ma-
dem muaheze edilecek hiçbir dünyevî madde içlerinde
yoktur; onlar ve Arabî risalelerimi bana iade etmenizi
bütün ruhumla istiyorum. Hapiste ve kabirde dahi ol-
sam, o kitaplarm bu garip dünyann bana yükledi¤i befl
elîm ve hazin gurbetlerde enislerim ve arkadafllarmdr-
lar. Onlar benden ayrmakla, tahammülsüz bir altnc
gurbete düflece¤im ve bu çok a¤r gurbetin tazyikinden
çkan ahlardan saknmalsnz.
Mahkemenin reis ve azalarndan ehemmiyetli bir hak-
km talep ederim. fiöyle ki:
Bu meselede yalnz flahsm medar- bahis de¤il ki, siz
beni tebrie etmekle ve hakikat-i hale muttali olmanzla
mesele hallolsun. Çünkü, ehl-i ilim ve ehl-i takvann
flahs- manevîsi, bu meselede, nazar- millette itham alt-
na girdi¤i ve hükûmete dahi ehl-i takva ve ilme karfl bir
emniyetsizlik geldi¤i ve ehl-i takva ve ilim, tehlikeli ve za-
rarl teflebbüslerden nasl saknaca¤n bilmesi lâzm oldu-
¤u için, benim müdafaatmn kendim kaleme ald¤m bu
son ksmn, herhâlde yeni hurufla, matbaa vastasyla
intiflarn isterim. Tâ ki ehl-i takva ve ehl-i ilim, entri-
kalara kaplmayp zararl, tehlikeli teflebbüslere ya-
naflmasnlar. Ve hükûmetin flahs- manevîsi nazar- mil-
lette ithamdan kurtulsun. Ve hükûmet dahi, ehl-i ilim
TARHÇE- HAYATI
| 369
E
SKfiEHR
H
AYATI
hükümet:
devlet.
iade:
geri gönderme, gönderilme,
geri çevirme, geri verme, geri
döndürme.
icaz- Kurânî:
Kurânn mucizeli-
¤i.
ihtiyar:
yafllanmfl kimse, yafll.
intiflar:
yaylma, da¤lma, neflro-
lunma.
itham:
kabahatli görme, töhmet-
lendirme, suçlu görme, suçlama,
suç isnat etme.
kabir:
ölüleri defnetmek için ka-
zlan çukur, mezar, sin, merkad.
büyük, ulu.
kymet:
de¤er, bir fley için tespit
edilen karfllk, paha, bedel, tutar.
madem
:
çünkü, için, de¤il mi ki,
...den dolay, böyle ise, hele.
mahsus:
baflkasnda bulunma-
yan, bir fleye veya kifliye has
olan.
manevî:
madde dfl olan, maddî
olmayan, manaya ait.
matbaa:
basm evi.
medar- bahis:
söz konusu, bah-
setmeye sebep olan, vesile olan.
mesele:
konu.
muaheze:
tenkit, itiraz, knama,
tariz.
muttali:
bir iflten haberli, haber
almfl, ö¤renmifl, bilgili, haberdar.
müdafaat:
müdafaalar, savun-
malar, korunmalar.
nazar- millet:
milletin görüflü.
netice-i hayat:
hayatn neticesi
ve gayesi.
nüsha:
bir kitaptan veya yazl bir
fleyden çkarlan suret.
reis:
bafl, baflkan, âmir, bir toplu-
lu¤un en üst idarecisi.
servet:
zenginlik, varlk, mal,
mülk.
flahs:
insann kendi nefsi, kendi
varl¤, nefis, zat.
flahs- manevî:
manevî flahs.
tahammül:
kötü, güç durumlara
karfl koyabilme gücü, kaldrma.
talep:
isteme, dileme, istek, arzu.
tazyik:
sknt verme.
tebrie:
beraat ettirme, beraat
hükmü.
teflebbüs:
bir ifli yapmak için ha-
rete geçme, bafllama, giriflme.
vasta:
alet, araç.
Arabî:
Arapçaya ait, Arap dili
ile ilgili.
aza:
bir kurulufla mensup,
üye.
cilve:
tecelli, iyi flekilde orta-
ya çkma.
dair:
belli bir fley hakknda
olan, alâkal, müteallik, ait, il-
gili.
dünyevî:
dünyaya ait, dünya
ile ilgili.
ehemmiyet:
kymet, de¤er.
ehl-i ilim:
ilim ile u¤raflanlar.
ehl-i takva ve ilim:
ilim ve
takva sahipleri.
ehl-i takva:
Allahtan korkan,
emirlerine ba¤l olan dindar
kimseler.
elîm:
çok dert ve keder ve-
ren, çok ac verici, ackl.
emniyet:
eminlik, güvenlik,
korkusuzluk.
enis:
dost, arkadafl.
entrika:
bir çkar sa¤lamak
veya birine zarar vermek
maksadyla hazrlanan düzen,
dalavere, hile, desise.
fevkalâde:
alfllmfltan farkl,
ola¤anüstü, normalin üstün-
de.
garip:
tuhaf, flafllacak, bam-
baflka.
gayet:
çok, fazla, son derece.
gurbet:
gariplik, yabanclk.
hakikat- hâl:
iflin asl.
hall:
çözme, çözülme, karflk
bir meselenin içinden çkma.
hâtrât:
hatralar, hatrda ka-
lan fleyler.
hazîn:
hüzünlü, ackl.
huruf:
harfler, isim ve fiil ol-
mayan kelimeler.